Yeni bir güne uyanırken gayet mutluydum. Sonuçta amacıma ulaşmış bu haftasonu tatilimi öğlene kadar uyuma şerefine ulaşmıştım. Ne var yani uyumayı seviyorsam.
Neyse kendimden bahsetmeliyim değil mi? Ben Furkan Çağlar, Çağlar holdingin ikinci varisi. Şimdi diyorsunuz madem zenginsin niye apartman köşlerinde sürünüyorsun. Ne yapayım kardeşim aileme eşcinsel olduğumu söyleyince siktiri çektiler. Bir de şöyle düşünün en azından bir evim var. Eşcinsel olduğumu söylemeden önce bu daireyi satın almış ve eşyaları yerleştirmiştim. Yani her şey planlıydı. 26 yıl içimde tutup niye şimdi söylediğime gelirsek artık saklamaktan yoruldum. Dedim ne olacaksa olsun. İşte böyle dokuz aydır küçük dairemde kalıyorum tek başıma.
Her ne kadar haftasonu olsada bu akşam restoranta gitmem gerekiyordu. Üç yıldır bir restorantta aşçıyım. Şaşırmayın bir holding varisi olabilirim ama bu aşçı olmayacağım anlamına gelmiyor. Daha gitmeme iki saat varken hızla yataktan kalkıp duşa girdim. Kimse pis kokmak istemez sonuçta.
***
'Şef Fettuccine Alfredo hazır mı?' Son süslemeyide yaptıktan sonra hızla tabağı diğerlerinin yanına koydum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Hazır!' Herkes bir karınca hızıyla çalışırken çoktan başka bir siparişi yapmaya başlamıştım.
***
'Şef!' Yeni bir sunum tabağı çıkartırken oldukça meşguldüm.
'Söyle!'
'Bir müşteri sorun çıkartıyor.' Burda çalışmaya başladığımdan beri hiç bir sorun çıkmamıştı. Tek kaşımı kaldırıp Onur'a baktım.
'Kimmiş o görelim bakalım.' Onur masaya götürdükten sonra kaşlarım hayretle kalkmış gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı.
'Senin burda ne işin var!' Onun da benden aşağı kalır yanı yoktu. Şaşırmıştı.
'Vay canına, demek prensimiz ünlü bir restorantta çalışıyormuş.' Dedi o pis sırıtmasıyla.
