19

2.9K 115 23
                                    

Kendi şirketime geliyorum ve karşılaştığım kişiye bak, başımı iki yana sallayarak yüzüme alaycı gülümsememi takındım ve ağır adımlarla sevgili babacığımın odasına girdim. Deri sandalyesinde rahatla otururken beni görür görmez oturduğu yerde dikleşerek kaşlarını çattı. İşte keyfimin yerine gelmesi için bir neden. Zevkle oluşan gülümsememle karşısına dikilerek ellerimi kot pantolonumun cebine soktum.

'Beni arıyormuşsun.' Alaylı çıkan sesime karşılık gözlerini Efe ve benim üzerimde gezdirdi. Enis'i dışarıda kalabilmesi için zorla ikna etmiştim.

'İbne birinin bu şirkette hakkı yok.' Dediği şeye karşılık güldüm.

'Ah, öyle mi? O zaman senin bu şirkette bulunmaman gerekiyor.' Dedim göz kırparak. Sinirle kasılan bedenini zevkle izlerken Efe masanın karşısındaki siyah deri koltuğa yayılarak konuştu.

'Kabul et bu sefer fena elimize düştün. Ve cidden, o evrakları imzalayacağımızı düşündün mü?' Alev saçan gözleri bu sefer Efe'yi bulurken dudakları aralandı, konuşmasına fırsat vermeden konuştum.

'Bu arada bizi görmeye alışsan iyi edersin zira artık buraya geleceğiz.' Sinirden kıpkırmızı olmuş haliyle hırsla konuştu. Çıkmak için kapıya yönelirken odayı babamın gür sesi doldurdu. 

'Puşt herifler!' Tekrar ona dönerek sakince konuştum.

'Ben ibneliğimle gurur duyuyorum, ve burada bir puşt arıyorsan en büyük puşt sensin.' Bağırmalarına aldırmayıp odadan çıkıp Enis'in yanına ilerledim.

'Gidiyoruz.' Hızlı adımlarla asansöre ilerlerken Efe Enis'e demin olanları zevkle anlatıyordu.

Arabanın anahtarlarını alarak sürücü koltuğuna geçerken Enis yanımdaki koltuğa Efe ise arka koltuğa geçmişti. Arabayı çalıştırarak bu seferki rotayı evden yana kullandım. O kadar yorgunum ki kendimde çalışacak gücü bulamıyorum. Eve gidip geniş yatağıma yatmak ve yumuşak yastığıma sarılmak istiyorum.

Apartmana geldiğimizde merdivenleri çıkarak evlere dağıldık. Şuan tek düşündüğüm uyumak ve hiçbir şey düşünmemek fakat her zaman işler düşündüğüm gibi gitmiyor. Efe tişörtümün yakasından çekiştirerek salona götürdü, karşıma geçip sinirli gözlerini üzerime dikti.

'Biliyordun.' Anlamayarak sordum

'Neyi?' Yakamdan tutarak beni kendine çekti ve bağırdı.

'Seni bağırta bağırta sikerim Furkan!' Tişörtümün yakasını sertçe bırakıp kapıyı çarparak odasına girdi. Arkasından odasına ilerleyerek odasına daldım. Yatağına oturmuş sakinleşmeye çalışıyordu.

'Efe-' Cümlemi keserek bağırdı.

'Furkan, siktir git!' Eh! yeter ama.

'Delirtme lan insanı bir şeyden haberim yok benim!' Başını ellerinin arasına alarak kısık sesle konuştu.

'Onu neden hatırlamıyorum.'

'Madem bir şeyler yaşadık neden onu hatırlayamıyorum.' Yanına yaklaşarak yanına oturup kollarımı bedenine sardım.

'Onur'la konuşmalısın.' Başını iki yana salladı.

'İstemiyorum-'

'Sana öyle bir hak tanıdığımı hatırlamıyorum. Onur'la konuş, ben de sizin şu anlamsız ilişki tribinizden kurtulayım.' Efe'yi odasında yalnız bırakarak kendi odama girdim. Yavaş hareketlerle dolabımdan çıkardığım şortu giydim, üzerimde ki tişörtüde çıkararak bedenimi hızla yatağa attım. Yorgun vücudum anında tepki vererek uykuya teslim oldum.

Kısa olduğu için üzgünüm ama gerçekten çok yoğunum bunu yazmam bile bir mucize.

Deli DivaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin