9

4.5K 180 54
                                    

Sarılmayı kesip ikisine birden baktım. Şimdi Onur'un neden burada olduğunu öğrenmem gerekiyordu.

'Peki sen Onur?' Anlamayarak bana baktı. Sonraya doğru jeton düşmüş olacak ki sırıttı.

'Dün seni götürdüğüm bara gitmişsin gece saat iki de beni aradın gel beni al diye. Ben de aldım getirdim seni. Getirdim ama neredeyse dövüyorlardı beni. Furkan'a ne yaptın sen diye üstüme atladılar.' Çalıştığım süre boyunca Efe'yi Onur'la tanıştırmamıştım. Sabah ki görüntü aklıma gelince gülmeye başladım.

'Sabah baya tanışmış görünüyordunuz oysa. Efe'nin seni sımsıkı sarmasını söylemiyorum bile.' Ben hunharca kahkaha atarken Onur ters ters Efe'ye bakıyordu. Efe ise çoktan kızartmıştı. Kardeşim diye demiyorum kendisi normalde utanmaz bir insan, Şuan kızarması bir mucize. Bunların ikisi iyi bir çift olur aslında. Gülmeyi kesip onlara döndüm.

'Her neyse başım ağrıyor ve açım kısaca yemek istiyorum.' Onur gözlerini devirerek mutfağa ilerledi. İşte şef yardımcısı olmak bunu gerektirir. Efe yanıma otururken Onur mutfaktan bağırdı.

'Senin sevdiklerinden güzel bir öğlen yemeği hazırlıyorum!' Cevap vermeden Efe'ye baktım. Konuş dercesine bana bakıyordu. Televizyon kumandasını alarak televizyonu açıp koltuğa yaslandım.

'Ne var Efe.' Dedim ne söyleyeceğini bildiğimden bıkmışcasına.

'Şimdi ne yapacaksın?' Neyi kastettiği belliydi.

'Bundan sonra yapacak bir şey yok. Onun kuklası değilim istediği zaman beni öpüp istediği zaman kız arkadaşının yanına gidemez. Eğer ben onun için sadece bir meraktan ibaret isem benim için de artık Enis diye biri yok. En mantıklısı yol yakınken unutmak.' Televizyon ekranında ki diziye bakarken şaşkınlıkla bana baktığını hissedebiliyordum.

'Bu kadar mı yani hiçbir şey yapmayacak mısın?'

'Ne yapmamı istiyorsun Efe kız arkadaşından mı ayırayım. Ayrıca ayrılsalar bile ikimizin bir geleceği olamayacağını biliyorsun. O daha yöneliminin ne olduğunu bilmeyen bir biseksüel. Evet onu seviyorum ama zorla benim yapamam.'

'Yöneliminin ne olduğunu fark ettir o zaman. Dün sen gelmeyince ne kadar endişelendi haberin var mı? Gelene kadar kendini suçladı. Geldiğinde ise gözlerindeki parıltıyı görmen gerekiyordu. Enis'in sadece biraz zamana ihtiyacı var Furkan. Eğer ona fark ettirirsen sana gelecektir.' Kızgınca gözlerimi gözlerine diktim.

'Sen kimin tarafındasın!' Elini dizime koyarak benim aksime sakince konuştu.

'Tabi ki senin tarafındanım. Şu zamana kadar hayatına binlerce kişi girdi. Sende biliyorsun niye birlikte olduklarını. Bak o farklı tamam mı. Kabullenemese de seni seviyor. En azından şansını dene. Mesela onu kıskandırmakla başlayabilirsin.' Tanrım çıldırmış olmalı.

'Hı hı.' Deyip geçiştirdim. Her ne kadar geçiştirsem de peşimi bırakmayacaktı. O sıra da Onir bağırdı.

'Sofra hazır!' Oturduğum yerden kalkarak uçarcasına mutfağa ilerledim. Gözlerimi belerterek konuştum.

'Onur seni sevdiğimi söylemişmiydim.'

'Bir çok kez.' Başımı sallayarak masaya kuruldum. Şuan bana en iyi gelecek şey yemek yemek. Efe ise oturmuş şaşkınlıkla Onur'a bakıyordu.

'Aşçı olduğunu söylememiştin.' Onur omuzlarını silkerek konuştu.

'Sormadın.' Efe daha fazla konuşmayıp yemeğe başladı.

***

Onur evine gittikten sonra ben de Efe'nin araba anahtarlarını alıp evden çıktım. Uzun zamandır biriyle birlikte olmamıştım. Kısacası bugün eve birini atacaktım. Geldiğimden bu yana beni izleyen esmerin yanına ilerleyip yakasından tutarak dudaklarıma çektim. Dolgun dudaklarımla ateşli bir öpüşme gerçekleştirirken sırıtarak bana baktı.

'Senin evine mi? benim evime mi?' Kolundan çekiştirirken cevap verdim.

'Benim.' Apartmana hızla girip asansöre ilerledik. Asansör kapısı kapandıktan sonra hızla ince dudaklarını kapattım. Ellerimle boynunu tutarken dilimi ağzına yolladım. Karşımda ki beden bir inleme bırakırken asansör durdu.
Beni itekleyerek asansörden çıkartırken sırtım duvarla buluştu. Onun elleri kalçama yol alırken dilini ısırdım. Boğuk inlemesini bırakırken piç piç sırıttım. O sırada gelen sesle birlikte nefes nefese kalmış bir şekilde ayrıldım beni sarmalayan bedenden. Enis kapının önünde durmuş hala adını bilmediğim bedene gözleriyle ateş saçıyordu. Dişlerini sıkarak konuştu.

'Hemen. Çek. O. Ellerini.' Elleriyle kalçamı sertçe sıkınca inledim.

'Bak dostum ilk ben gördüm.' Alnımdan soğuk terler dökerken bir anda kalçamda ki eller çekildi. Enis hızla esmer bedenin karnına yumuk atarken onunda Enis'ten farkı yoktu. Ne kadar Enis'i durdurmaya çalışsam da beni dinlemiyordu. Enis tekrar yumruk atacakken zorlukla kendime çektim.

'Bırak beni!' Ben Enis'i tutarken adını bilmediğim erkek çoktan apartmandan ayrılmıştı.

'Senin bana karışmaya hakkın yok! Sen benim sadece kapı komşumsun!' Bu sefer sinirli gözlerinin hedefi ben oldum.

'Öyle mi? İzle ve gör.' Dudaklarıma dudaklarını bastırdı. Yine aynısını yapıyor. Yine bırakıp gidecek beni. Elimi omzuna koyarak zorlukla ittim üzerimden. Sinirle bağırdım.

'Bunu bir daha sakın yapma!' Evin kapısını açarken mırıldandım.

'Beni üzmene asla izin vermeyeceğim.'

Deli DivaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin