Medya: Temsili
Gözlerimi açmadan yatakta gerinmeye çalıştım, ama sadece çalıştım. Göğsümde hissettiğim ağırlıkla gözlerimi hızla açtım. Enis başını göğsüme yaslamış, koluyla bedenimi sıkı sıkıya sarmış huzurla uyuyordu. Yüzüm de oluşan gülümsemeye engel olamazken kafamı sola çevirerek saate baktım. Saat on ikiye geliyordu. Tekrar eski pozisyonumu aldım. Sol elimi kaldırarak uzun saçlarının arasına daldırırken kendine has kokusunu ciğerlerime doldurdum. Yumuşak ve ipeksi saçlarıyla oynamaya o kadar odaklanmışım ki Enis'in uyandığını bir kaç dakika sonra fark ettim.
'Günaydın.' Dedi. Uykudan yeni uyanmış olduğu için sesi boğuk çıkmıştı. Saçlarıyla oynamaya devam ederken karşılık verdim.
'Günaydın, seni uyandırdım mı?' Başını yukarı kaldırarak ela gözlerimi kahveleriyle buluşturdu. Yüzünde oluşan içten gülümseme benimde dudaklarımda yer edindi. Başını tekrar göğsüme koyarak eski pozisyonuna geri döndü.
'Evet ama böyle uyandırılmak hoşuma gitti, beni bu şekilde uyandıran kimse olmamıştı.' Saçında olan elimi sırtına indirirken başına küçük bir öpücük kondurdum.
'Furkan, hep böyle kalsak olmaz mı?' Tabi ki isterim. Yıllardır bu kadar huzurla uyandığımı hatırlamıyorum. Cevap vereceğim sırada telefonumun melodisi yankılandı. Enis göğsümden kalkarken telefonu elime alıp hoparlöre alarak cevapladım.
'Ne o Efe, hasretime dayanamadın mı?' Dedim alayla gülerek.
'Furkan acil dönmen gerekiyor.' Gülen yüzüm anında solarken kaşlarımı çattım.
'Ne oldu?'
'Şirkete önem vermesen de biliyorsun ki hisselerin yarısı ikimizin üzerine ve babamın söz hakkı olduğu kadar bizim de onun kadar söz hakkımız var. Yeni aklına gelmiş olmalı ki bugün restorana geldi seni bulamayınca da bana bağırdı çağırdı sonra defolup gitti.' Eh bunun olacağını tahmin ediyordum. Salak herif kaç aydır ancak farkına varmış olmalı yoksa ilk günden kapıma dayanırdı. Köşeye sıkıştı. Zevkle gülümserken konuştum.
'Demek köşeye sıkıştı, elime düştü desene.' Dedim alayla.
'Şuan yapabileceği pek bir şey yok ama beni asıl korkutan şey bugün yanın da Doruk vardı.' Hasiktir.
'Böyle şansın içine sıçayım. Ne zaman dönmüş psikopat herif.' Dedim sinirle soluyarak. Bir bu eksikti, bok vardı da geldin.
Doruk benim psikopat eski sevgilim. Onunla sevgili olduğumuz da başlarda her şey normaldi fakat iki ay sonra her şey değişti. En ufak nedenden kavga çıkartıyor, durduk yere kıskançlık yapıyordu. En önemlisi sinirlendiği zaman onu durduramıyordum ve bana bir çok kez saldırmıştı. Çıkan sonuncu kavga en beteriydi bayılana kadar atılan tekme ve yumrukları hala hissedebiliyorum.
Beni bu kötü anılardan kurtaran Efe'nin sesi oldu.
'Furkan, kötü hissettiğini biliyorum ama toparlanman lazım Doruk kaç yıl sonra geri geldi peşini bırakmayacaktır. Şirkete geri dönmesinin nedeni sensin bir planı olduğuna adım gibi eminim.' Haklıydı. Doruk'u kısa süre içerisinde tanımış olsam da boşu boşuna geri dönmez.
'Tamam bugün dönmeye çalışıcağız.' Telefonu kapatırken Enis anlamsız bakışlarını yüzümde gezdirdi.
'Doruk kim?' Başımı yere eğerken sıkıntıyla iç çektim.
'Eski sevgilim.' Tepkisini ölçmek için başımı kaldırırken kaşlarını çatmış devam etmemi bekliyordu.
'Bizim şirkette çalışıyordu. Önceden arada bir uğrardım Doruk'u o zaman görmüştüm. İlk başlarda her şey normaldi ama sonra yersiz kıskançlıklar ve kavgalar çıkarmaya başladı. Ne zaman kavga çıksa karşılık veremeden kendimi yerde tekmelenirken buldum. Ondan bir çok kez ayrılmak istediğimi söyleyince de bilincimi kaybedene kadar dövüldüğümü hatırlıyorum. O günden sonra bir daha görmedim birden ortadan kayboldu, yada kaçtı.'