Medya: Enis
Filmin bitmesiyle uyuşan bedenimi ayağa kalkarak esnettim. Bir saattir hareket etmeden oturuyorum ve işin garip yanı kendimi fazlasıyla yorgun hissediyorum. Eh çok da şaşırmamak gerekir sonuçta bütün gün ayakta çalışan biri için gayet olağan bir durum. Kalktığım koltuğa tekrar yayılırken rahatladığımı fark ettim. Başımı çevirip Enis'e baktığımda biçimli kaşlarını kaldırmış yüzünde oluşan tebessümle beni izliyordu. Aklına bir şey gelmişcesine küçük tebessümü buruk bir ifadeye dönüştü.
'Zamanı geldi.' Dediğini anlamayarak kaşlarımı çattım.
'Neyin?'
'Kendi hikayemi anlatmamın.' Enis gözlerini yere dikerken düşündüm, kim bilir neler yaşamıştı.
Beni kendi düşüncelerimden ayıran Enis'in sesi oldu.
'Benim anne ve babam yok bilemiyorum belki de vardır. Onları hiç tanımadım. Furkan, beni iki yaşımdayken yetimhanenin kapısında bulmuşlar. On sekiz yaşıma kadar yetimhanede kaldım, bir sürü zorluk yaşadım. Büyüme çağında olan bir çocuğun aile sevgisi görmemiş olması çok zor be Furkan. Her gün bir umut geri dönerler diye bekledim ama kimse gelmedi. Her gün hayal kırıklığına uğradım, geceleri sessizce ağlarken kimse yanıma olmadı. Bu döngü on dört yaşıma kadar sürdü, sonra umudumu kestim.' Yüzün de oluşan buruk gülümsemeyle Enis'i kollarım arasına aldım. Kolları hızla belimi sarmalarken başını omzuma yasladı.
Beş dakikadır aynı pozisyonda dururken Enis yavaşça benden ayrıldı ve konuşmaya devam etti.
'Gelen hiçbir aile beni evlatlık almadı, on sekiz yaşıma kadar yetimhanede kaldım. Yetimhaneden ayrıldığım gün en zoruydu görüşecek bir yakınım dahi yoktu. Sırtımda çantam ilk günden iş aramaya başladım ve buldum da garsonluk yapmaya başladım. Günün sonun da kazandığım üniversitenin yurduna gittim. Yetimhanedeyken bu olayı hallettiğim için sorun çıkmadı.'
'Üniversite de güzel sanatlar fakültesinden mezun oldum. Mezun olana kadar her türlü işte çalıştım. Garsonluk, barmenlik, hatta ve hatta modellik bile yaptım. Şuan ise haftanın belli günlerinde tiyatroda oyunculuk yapıyorum.' Gözlerini gözlerimle buluşturarak anlatmaya devam etti.
'Sıla'ya gelecek olursak onunla iki sene önce tanıştım başlarda sadece arkadaştık daha sonra sevgili olduk. Sıla'yla restorana gelmemizden bir hafta sonra benden ayrıldı, başka birini seviyormuş. Sadece iki arkadaş olarak konuşuyoruz. Sana anlatmaya çalıştım fakat dinlemedin.' Ben şimdi bir hiç uğrunamı acı çektim. Kendimi sikeyim, bir dahakine ne olursa olsun dinleyeceğim.
Kollarımı açarak utançla gözlerimi kaçırdım.
'Sarılmak ister misin?' Beklemeden kollarımın arasındaki yerini aldı. Küçük yaşta çok şey yaşamıştı ve başına gelen olayları güçlü bir şekilde alt edebilmişti. Kaslı bedenini biraz daha sarmalarken fısıldadım.
'Sen güçlü birisin Enis, o zamanlar yanın da kimse olmamasına rağmen ayakta dimdik durabilmişsin, her ne yaşadıysan içinde yaşamışsın ama artık yalnız değilsin ben varım, Efe ve Onur var. Ne olursa olsun senin yanındayız.' Kollarımdan ayrılıp gülümseyerek yüzümü inceledi.
'O gün iyi ki seni öptüm yoksa hiçbir zaman cinsel yönelimimi fark edemeyecek ve seni sevemeyecektim. Öyle mutlu ve huzurluyum ki.' Dudaklarımı aralayıp bir şey söyleyecektim ki burnuma iğrenç bir koku geldi. Tanrım lütfen tahmin ettiğim şey olmasın. Enis'i kontrol ederek kendimi kokladım.
Yüzümü buruşturarak başımı çevirdim. Ne zamandır banyo yapmıyorum ben, aah bir de pis kokulu halimle Enis'e sarıldım. Yerimde kıpırdanarak konuştum.
'Enis banyo yapmam gerek.' Sıkıntıyla söylediğim cümleye karşılık bir şey demeden oturduğu koltuktan kalkarak merdivenlerden yukarı çıktı. Yanına gittiğimde havlu ve kıyafet hazırlıyordu. Yanımdan ayrılmadan önce küçük bir gülümseme bahşedip gitti.
***
Banyodan çıktığım da hava kararmaya yüz tutmuştu. Enis'in verdiği kıyafetleri giyerek aşağı indim. Su beni rahatlatmıştı yorgun adımlarla mutfağa ilerlerken aynı zamanda burnumu pizza kokusu doldurdu. Enis arkası bana dönük bardaklara kola doldururken bir dilim pizzayı elime alıp büyük bir ısırık aldım. Sandalyeye oturarak mutlu mutlu pizza yerken Enis bana döndü.
'Hey beni beklemek yok mu?'
'Açım Enis bırak seni beklemeyi Efe dahi gelse bekleyebileceğimi sanmıyorum.'
Pizzayı hızla bitirerek arkama yaslandım. Aklıma takılan soruyla birlikte başımı Enis'e çevirdim.
'Ben nerede yatacağım.'
'Benimle.'
'Yatacak başka yer mi yok.' Dedim kaşlarım hayretle havaya kalkarken.
'Koltukta yatmak istersen yat ama sabaha boynun tutulmuş bir şekilde uyanırsın.' Yapacak bir şey yok. Başımı aşağı yukarı sallayarak yukarı çıktım. Seri haraketlerle odaya girerken yorgun bedenimi rahat yatağa bıraktım. Uykuya dalmadan önce tek hatırladığım Enis'in yanıma uzanarak bedenimi kolları arasına alması oldu. . .
Bölüm atmayalı uzun zaman oldu biliyorum ama anca vakit bulabildim.