Hayat, ona hiç adil davranmamış hep öfkesini kusup durmuştu. Oysa o ne yapmıştı ki tüm kötü şeyler hep onu bulmuştu? İstediği sadece biraz mutluluk ve huzurdu. Onu da hayat ona çok görmüştü ve elinde salladığı kırbacıyla hiç acımadan vurmuştu her seferinde.
İlk önce annesini kaybedişi ile kolu, daha sonra babasını kaybedişi ile de kanadı kırılmıştı. Ama ne kırılma... Bir daha onarılması mümkün olmayan bir şekilde kırılmıştı.
Tam umutlarını yitirmişken nereden geldiğini? Nasıl geldiğini bilmediği güçlü bir el onu kendi karanlığından, gün ışığına çıkarmıştı. Gün ışığı ilk başlarda gözlerini kamaştırsa da zamanla alışmıştı. Korkuyordu, her şey eskiye döner diye. Tam mutluluğu tatmışken elinde gider diye.
Korktuğu da başına gelmişti. Onu karanlığından kurtaran adam evlenecekleri gün hayatından çekip gitmişti. Ama ne gitme?
Depremler olmuştu yüreğinde...
Kasırgalar olmuştu bedeninde...
Ve kalbinde öyle bir acı olmuştu ki kor bir ateşin içinde cayır cayır yandığını hissetmişti...
Hayat; bir kez daha ona acımasızlığını göstermiş ve sevdiği adamı da tıpkı ailesini elinden aldığı gibi alıp kara toprağa vermişti.
Sevdiği adam canına can katan, ruhuna can olan adam şimdi başında durduğu mezarın altında yatıyordu. Ağzından kopan bilmem kaçıncı hıçkırık ile sevdiği adamın başında ağlıyordu genç kız.
Derin bir nefes çekti ciğerlerine ve kurumuş dudaklarını zor da olsa birbirinden ayırdı.
Canı yanıyordu genç kızın, öyle bir yangına düşmüştü ki ne tam ölebiliyordu. Ne de bu yangından kurtulabiliyordu. Üzerindeki dünden beri çıkarmadığı gelinliği ile mezarın başına oturdu. Elini sevdiği adamın toprağına daldırıp okşamaya başladı.
"Olmadı be sevdiğim... Yakışmadı sana böyle bir gidiş. Hani beraber ölecektik. Sana eğer benden önce ölürsen seni affetmem demedim mi be adam? Neden gittin peki? Neden bıraktın beni bir başıma?"
Avcuna aldığı toprağı burnuna götürerek derin bir nefes aldı.
"Toprağın kokusu seni benden aldıktan sonra daha mı güzel koktu ne? Bilirsin toprak kokusunu sevmem...
Kara toprak seni benden aldıktan sonra daha mı güzelleşti ne? Güzelliğin mi yansımış toprağa? Kokun mu sinmiş toprağa ki bu kadar güzelleşti gözümde?
Ölüm bile güzelliğinden bir şey eksiltememiş. Bana yoğun duygularla bakan gözlerinin sonsuza kadar kapanmaya mahkum edilmesi dışında."Gökyüzü sanki genç kızın duygularını anlamış da kızın içinde olup da bir türlü dudaklarından firar edemeyen çığlıklarına öncülük etmek istercesine şimşeklerini çakıyordu. Üzerindeki gelinlik anında sırılsıklam olmaya başlarken kafasını gökyüzüne kaldırıp buruk bir tebessüm ile yağmurun yüzünü ıslatmasına izin verdi genç kız.
"Gökyüzü bile benimle ağlamaya başladı bak adam. O bile anladı toprağın altına yakışmadığını. Yakışmıyorsun toprağın altına, yerin değil burası. Kalk be adamım!
Kalk! Evimize gidelim. Sensizlik çok acı sevdiğim. Sensizken üşüyorum, aydınlıktayım ama sanki karanlığa mahkum edilmişim gibi.
Yakışmıyor sana bu toprak altı, benim yanım dışında her yer sana yasak, haram, uyan artık.
Kalk! Özlüyorum seni, üşüyorum sensiz, ağlıyorum sessiz. Kalbim acıyor be adamım, yokluğun canımı acıtıyor. Sanki birisi boğazımı sıkıyor, nefes alamıyorum adamım, boğuluyorum...
Zamansızdı be adam hem de çok zamansız. "Ansızın" girdin hayatıma kendini alıştırdın bana ve yine ansızın çıktın hayatımdan.
Elinin sıcaklığını özledim be adam, yağmurun altında yürüyüşümüzü... Şurası var ya adamım, hani şu sol yanım. Işte orası çok ağrıyor be adamım...
Yokluğun çok can yakıyor be sevdiğim. Yokluğun akla zarar veriyor. Sensizlik aklıma zarar veriyor. Sensizlik canımı çok yakıyor...
Ama merak etme gözümün nuru, can sevdiğim, canıma can olan yarim. Bende geleceğim yanına. Kavuşacağım sana, anneme ve babama. Birbirimizi bir daha bırakmamak üzere kavuşacağız.
Az kaldı sabret sevdiğim. Size, sana kavuşmama az kaldı. Bekle beni güzel gözlüm. Yanınıza geleceğim."Genç kız avuç içlerine doldurduğu toprak ile ayağa kalktı. Sevdiği adamın mezarına son kez bakıp içinden "az kaldı sevdiğim, vuslata ermemize çok az kaldı. Şimdi gidiyorum ama seni hiç bırakmamak üzere tekrar geleceğim deniz gözlüm. Bu sefer hiç ayrılmayacağız." Deyip arkasına bakmadan mezarlıktan çıktı.
Mezarlıktan ana yola çıkıp bir taksi beklemeye başladı. Yanından geçen insanlar üzerinde olan gelinlik sebebiyle tuhaf bir şekilde genç kıza baksalar da o üzerinde gezinen meraklı bakışların hiçbirini umursamamıştı.
Sonunda bulduğu boş bir taksiye binip şoföre "sahile lütfen" deyip tekrar sessizliğe gömüldü. Kafasını arabanın camına yaslayıp dışarıyı izlemeye başladı.
Yaklaşık 20 dakika sonra şoförün kendisine seslenmesi ile daldığı düşüncelerden sıyrıldı genç kız.
"Hanımefendi geldik."
Kafasını sallayıp parayı ödedikten sonra kapıyı açtı ve arabadan indi.
Genç kız gelinliğinin eteklerinden tutup yavaşça denize doğru yürümeye başladı. Şiddetli yağan yağmur ve gök gürültüsü sebebiyle deniz hırçınlaşmıştı. Zaten yüzmeyi de bilmiyordu. Ve bu hırçınlaşmış deniz onu alıp derinliklerine sürüklerdi. Kayalıkların yanına gelip dalgalarını sertçe kayalara vuran denize baktı.
"Geliyorum annem, geliyorum babam, geliyorum can yarim... Sadece bir kaç saniye ya da bir kaç dakika sonra yanınızdayım az kaldı merak etmeyin!"
Genç kız gözlerini kapatıp kollarını iki yana açtı.
"Sen kazandın hayat. PES EDİYORUM!!!" Diye haykırdı genç kız.
Evet pes ediyordu genç kız.
Sahi neden pes etmesindi ki? Elinden her şeyini almıştı hayat. Annesini, babasını derken şimdi de tutunduğu son dalı da kesip almıştı ondan. Hem de hiç acımadan.Yorulmuştu artık. Hem bedenen hem de ruhen. Sonlandırmak istiyordu artık acılarını, yorgunluğunu.
Tam atlamak için sağ ayağını boşluğa götürmüştü ki arkasından gelen ses ile irkilip sıkıca yumduğu gözlerini açtı. Ve boşluğa bıraktığı ayağını geriye çekip sesin geldiği yöne doğru döndü..
Merhaba arkadaşlar.
Aslında bu benim ilk hikayem falan demeyeceğim. Ama burada paylaştığım ilk hikaye diyebilirim.
Buraya yazmadığım birkaç hikayem daha var. İnşallah onları da ilerde paylaşacağım ama her şey sırayla.
Kurgumu beğenir misiniz? Bilmiyorum ama benim gerçekten içime sinerek yazdığım bir hikaye. Umarım sizler de beğenirsiniz....Hayal dünyama hoşgeldiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarama Merhem "Hazan Mevsimi" &TAMAMLANDI&
ChickLit👉🏻#Bilinmezlikler kategorisinde 1. Sırada (02.03.2019)👈🏻 👉🏻#Bilinmezlikler kategorisinde 1. Sırada (02.12.2019) 👉🏻#Mirza kategorisinde 1. Sırada (02.12.2019)👈🏻 Bir mevsim yaşadım ben... Öyle güzel, öyle büyüleyiciydi ki hiç bitmesin istedi...