Medya; Mirza Asadzade★★★★
Daha ne olduğunu bile anlamadan bileğime dolanan bir el ile silahın namlusu hedefini değiştirmiş, omuzumda hissettiğim keskin acı ile inlemiştim. Ellerimin arasından çekip alınan silah umurumda bile değildi. Şu an tek düşündüğüm omuzumun acısı ve oluk oluk akan kan idi. Vakit kaybetmeden elimi akan kana bastırdım.
Canım çok acıyordu. Gözlerim dolmuştu ama gözyaşlarımı akıtmamak için direniyordum.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen Hazan?"
Kulaklarımı dolduran Mirza' nın sesi ile başım öne eğik bir şekilde sesin geldiği yöne döndüm. Gözlerimin üstünden Mirza' ya bir bakış attım. Yüzü kaskatı olmuş, kaşlarını ağzına girecek şekilde çatmış, sertçe bana bakıyordu. Korkuyla da olsa eğik başımı kaldırıp ona baktım. Mirza' nın sert bakışları yüzümü ona görür görmez anında yumuşarken sağlam olan kolumdan tutup beni kendisine çekti ve sarıldı. Anında göğsüne doğru sokuldum. Hala ve hala gözyaşlarımı akıtmamak için direnirken konuşmaya başladım.
"Canım acıyor Mirza"Sesim pürüzlü ve her an ağlayacakmışım gibi çıkmıştı ki şu an ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
"Şist... Tamam güzelim, geçti."
Benden ayrılıp odada ki koltuklara doğru yürümeye başladı. Kolumu hala bırakmamıştı ve bırakmadığı kolum ile beni de peşinden çekiştirmeyi ihmal etmedi tabi. Koltuğa oturunca Mirza da hemen yanıma oturdu.
"Güzelim elini yarandan çekte bir bakayım durumuna. "
Dediğini hemen yapıp elimi yaramdan çektim. Mirza yarayı bir süre inceleyip sağlam olan elimi avuçlarının arasına hapsetti. Tekrardan yaranın üzerine koyduğu elimle yarama sıkıca bastırdım.
"Kurşun bir taraftan girip diğer taraftan çıkmış. Koluna zarar vermemiş, yani demek istediğim herhangi bir damara denk gelmemiş. Sen yaraya sıkıca bastırmaya devam et. Ben gerekli eşyaları almaya gidiyorum. Dikiş atılması gerek."
Korkuyla Mirza' ya baktım.
"Sen... Sen mi koluma dikiş atacaksın?"
Mirza sorduğum soruyu cevapsız bırakarak odadan ayrıldı. Kolum uyuşmuştu resmen. Bu kadar kanın benden çıktığına inanamıyordum. Bir de kansızlığımın olduğunu söylüyor doktor. Mirza' nın odadan ayrılmasının üzerinden çok geçmemişti ki kapı gürültü ile açılmış ve içeriye siyah giyimli adamlar girmişti.
Tepeden tırnağa siyah rengine bürünmüş adamlara bakarken istemsizce kaşlarım çatıldı. Kimdi ki bu adamlar? Ne istiyorlardı? Üstelik hepsinin elinde neden silah vardı?
"Bahar hanım iyi misiniz? Bir şeyiniz yok ya?"
Bahar? Ah, doğru ya Mirza'nın ölen karısının adı idi. Onu anladım anlamasına ama neden ellerinde silah vardı bu adamların.
Bunu Mirza' ya sormam gerektiğini aklımın bir köşesine yazıp dikkatimi kolumdan adamlara verdim."Iyiyim. Sadece ufak bir kaza işte. Silah ile uğraşırken ne olduğunu anlamadan patladı bir anda."
Bana soruyu soran adam anlayışla kafasını sallayıp yanıma geldi. Cebine elini atıp içinden beyaz renkli bir mendil çıkardı. Çıkardığı mendili bana uzattı ve
"Yaranıza bununla bastırın efendim" dedi.
Kafamı sallayıp teşekkür ettim.
Uzattığı mendili ellerinin arasından çekip aldım. Yarama mendil ile bastırırken Mirza elinde bir çanta ile odaya girdi. Hızlıca yanıma gelip koltuğa oturdu. Getirdiği çantayı hemen aramıza koyup fermuarını açıp içine bakınmaya başladı. O öylece çantaya baka dursun ben de onu izlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarama Merhem "Hazan Mevsimi" &TAMAMLANDI&
Literatura Kobieca👉🏻#Bilinmezlikler kategorisinde 1. Sırada (02.03.2019)👈🏻 👉🏻#Bilinmezlikler kategorisinde 1. Sırada (02.12.2019) 👉🏻#Mirza kategorisinde 1. Sırada (02.12.2019)👈🏻 Bir mevsim yaşadım ben... Öyle güzel, öyle büyüleyiciydi ki hiç bitmesin istedi...