Yarama Merhem "Hazan Mevsimi" &TAMAMLANDI&

Özel Bölüm 1

Yazar Notu: Arkadaşlar genel olarak kitapta yazım hataları olabilir ancak kontrol etmeden yayımladığımı bilmenizi isterim. Daha sonra fırsatını bulursam eğer kitabı komple düzenlemeye alacağım İnşAllah. İsteğiniz üzere ilk özel bölümü attım umarım beğenirsiniz. Bu süreçte yanımda olup da bana destek olan herkese çok teşekkür ediyorum.

Hepinizi çok ama çok seviyorum.

Kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın.

6 ay sonra:

İkizlerin senkronize olmuş bir şekilde ağlamaya başlamasıyla yattığım yerden sıçrayarak uyandım. Bu kadar sese rağmen yatağında hala mışıl mışıl uyuyan kocama şaşkınlıkla bakıp onu uyandırmak için sertçe dürtmeye başladım.

"Mirza uyan!"

"Hıı?" Diyerek uyumaya devam eden kocama şaşkınlıkla baktım.

Cidden nasıl oluyor da bunca sese rağmen hala uyuyabiliyor?

Bel boşluğundaki eti parmaklarımla sıkıca kavrayarak büktüm ve aynı zamanda bağırarak

"Uyansana be adam!" Dedim.

"Hass..." diyerek gözlerin büyükçe açan kocamın etmek üzere olduğu küfrünü tamamlamasına müsaade etmeden öpmeye kıyamadığım dudaklarına vurdum.

"Şiştt, ayıp."

Gözlerini tavana dikip "ya sabır" çeken kocama aldırmayarak yataktan kalktım ve odamızda bulunan ikizler için yapılmış beşiğe doğru ilerledim.

"Hazan Allah aşkına bir insan o şekilde mi uyandırılır vicdansız hatun?"

Beni görür görmez susan bebeklerimle oynarken omuz silktim.

"Sende adam akıllı uyandırmaya çalıştığımda uyansaydın. Halla halla ya!"

"Sen var ya hatun, sen adamı deli edersin. Pekala gecenin üçünde neden kalktığımı söyler misin?"

Bakışlarımı yatakta oturur vaziyete gelmiş kocama bakıp tatlı tatlı gülümsedim ve

"Tabi ki söylerim kocacım." Dedim.

"Senin çocukların burda ağlarken babası olarak senin yan gelip yatman hiç de adil değil." Diyerek ekledim.

Bu dediklerime ilk önce göz deviren daha sonra ise tebessüm eden Mirza yataktan kalkarken

"Ha yani senin için değil de çocuklarım için adil değil diyorsun. İyi peki madem öyle olsun. Bizde bu adaletsizliği elimizden geldiğince düzeltiriz sıkıntı değil." Demişti.

Yanıma gelip beşiğin başında durdu ve kızını kucağına alıp

"Asel' im, güzel bebeğim benim. Neden ağlıyorsun ha cennetim?"

Allah' ım o kadar güzel konuşuyordu ki bebeğim bile babasını henüz anlamasada karşısında mest olmuş bir şekilde suspus olmuştu.

Bende Sıraç' ı kucağıma alıp Mirza Asel ile oyalanana kadar, onun karnını doyurdum. Daha sonra ise altını değiştirip uyuması için beşiğine bırakıp ağzına da mavi renkli emziğini koyarken sabahtan beri babasına gülücükler saçıp duran kızıma yöneldim.

"Balım, gel bakalım anne senin karnını doyursun."

Asel ismi arapça da "bal" anlamındaydı. Bu yüzden ona arada bir balım diyordum.

Asel' i kucağıma aldığımda onu babasından ayırdığım için olsa gerek huysuzca bir takım sesler çıkarınca hemen açtığım göğsümü ağzına koyup susmasını sağladım. İştahla göğsümü emerken Mirza yanımıza gelmişti.