Arkadan Bıçaklanmak

1.7K 49 0
                                    

Kusura bakmayın uzun zamandır yazamıyorum :( İşlerim vardı. Neyse iyi okumalar :) Bu bölümde Selin'in ağzından bir bölüm var. Bu arada daha öncede önerdim. Don't Worry Be Happy süpermbi hikaye :)

Mektubu elimden bırakırken yüzümde garip bir tebessüm oldu. Nasıl bu kadar nazik olabilmişti? Artık onu sanırım daha iyi tanıyordum. Ne yapacağımı bilemedim. Çığlıklar içinde zıplasam mı, onu çok kötü bir olarak gördüğüm için kendime kızsam mı? Sonra mektubunu dikkatle katlayıp elimde tuttum. Sonra telefon kabımı çıkarıp onun aldığını taktım. Hayatım şu 15 tatilde o kadar çok değişti ki her gün başka düşünüyordum insanlar hakkında. Hayatıma yeni biri girmişti hem. Arda garipti. Onun hakkında düşüncelerim nasıl bir anda değişmişti? Sonra Selin'in yanına gittim. Bana hemen ne aldığını sordu. Bende telefonumu gösterdim. O da baya şaşırarak:

-''OHAAA!!'' dedi. Sonra bende ona gülümsedim. Hemen Öykü'yü aradım:

-''Alo Öykü naber kanka?

-''İyiyim Eylül. Sen?''

-''Bende. Sana çok önemli bişey söylüycem. Bugün bana Arda o alamadığım telefon kabını aldı.''

-''Oha süper. Eee başka ?''

-''Başka bişey yok neyse haftaya görüşünce tekrar konuşuruz. Seni seviyorum.''

-''Bende seni. Bye.'' dedi. Ve kapattı. Ona mektubu söylememiştim. Ama görüşünce kesinlikle ona da okutucaktım. Selin'e de eve gidince göstericektim. Sonra ona yukarı çıkalım mı diye sordum. Yukarı da hemen okuduk. Selin yine pek umursadığını söyleyemem. Ama şaşırmıştı yine de.

Selin;

Ah şu öykü denilen kız çok tatlı ve iyi ama onları kıskanıyorum biraz. Neyse Selin bu düşünceleri uzaklaştır kafandan. Neyse Eylül hediyeye sevindiğine göre hemen Arda'ya söyliyim. Hem mektubu bu kadar heyecanlı okutmasının da bir sebebi vardır. Ama acaba Berk'i hala seviyo mu? Sonuçta ikisi de kardeş olarak evden çıktık. Neyse bir sorsam iyi olucak:

-''Eylül hala Berk'i seviyo musun?''

-''Yok ya sanırım sevmiyorum. Yani tam duygularımı bilemiyorum ki. Ya sen?''

-''Biraz seviyorum. Bişey daha sorucam. Sen Arda'yı seviyo musun?'' dedim. Evet Arda'ya bunları yetiştirmek hoş değildi. Ama sonuçta Arda benim bir aile dostumdu. Ama Eylül'ün bunu bilmemesi için gayret ediyordum. Ben bunları düşünürken Eylül'ün sesiyle irkildim.

-''Ya niye sordun ?''

-''Yoksa bana söylemek istemiyo musun? Öyle olsun ya!''

-''Hayır da bende bilemiyorum. Yani yaptığı çok hoş. Hemde beni seviyo. Aslında napıcağımı bilemiyorum.'' dedi. Ooo süper! Arda'ya hemen söylemeliyim.

-''Anladım. Bence de iyi çocuk. Tabi eski zorbalıklarını saymıyorum.'' dedim. Biliyordum onun aslında zorba olmadığını ama gerçekten Arda üzülmüştü. Ayağı kalktım. Camdan dışarıya bakarken daha iyi düşünüyorum. Eylül'e karşı kendimi ne kadar suçlu hissetsem de Arda'yı da seviyorum. O benim abim sayılır. Facebook'tan kaç defa mektup denemeleri yollamıştı. Ama telefon kabı bana da süpriz oldu. Mektubu görünce gerçekten şaşırmış gibi görünmekte zor oluyordu. Ahh çok üzülüyorum. Eylül'e yapmacık bir şey yapmak bile çok kötü. Ve ben ona büyük bi oyun oynuyorum. Ama Arda onu deliler gibi seviyor. Eylül her ne kadar ona kötü gözle de baksa şimdi daha iyi anladığı kesin. Onların arasını yapmak için bu oyunu oynamakta mecburum.

Eylül;

Hala olayların mutluluğundaydım. Yani gerçekten mutlu etmişti. Şu an tek düşüncem Arda'ydı sanırım. Selin'İn annesi markete gidecekti. Bizde evde tek başımıza kopacaktık. Selin'in annesi çıktıktan bir iki dakika sonra bakkaldan cips, çikolata almak için dışarı çıktım. Selin'de evde ortam hazırlıyordu. Birden telefonum titredi. Mesaj tabiki de Turkcell'dendi. Tam telefonu cebime koyarken Arda'yı gördüm. Onun yanına yaklaşıp:

BelalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin