Kaza !?!?

1.3K 48 10
                                    

Ertesi gün uyandığımda sabah sabah canım spor yapmak istedi. Dedemle hemen kahvaltı edip motora binip sahile indik. Karşımızdaki göl bize usulca bakıyordu. Sahil boştu. Çünkü hava bugün biraz soğuktu. Dedemle spor kıyafetlerimizi giymiştik. Sonra motoru bir yere bıraktık. Ikimizde koşmaya başladık. Sahil boyunca esen rüzgâra karşı koşuyorduk. Kulaklığımı taktım.  Son ses Taylor dinleyerek koşmaya devam ettim. Sahilin ucuna kadar gelmiştik. Ve kendimi şarkı dinlemeye o kdar kaptırmışim ki dedemi arkada bıraktığımı fark etmemiştim. Kulaklığımı çıkarıp arkaya döndüğümde dedem bir kafede oturuyordu. Yanına doğru gittim. İki çay söyledik. Dedemle ikimizde kızarmıştik. Yanaklarımız o kadar kendini belli ediyirdu ki. Çaylarımız geldi. Biz çayımızı yudumlarken birden kafede hoş bir şarkı çaldı. Biz dedemle gökyüzüyle denizi birleştiren ufuğa bakıp dalıyorduk.  Bazen arada martı sesleri işitiyorduk. Denizin dalga sesleriyle  birleşen bu sesler bize ninni gibi geliyordu adeta.  Bu manzarayla karşılaşınca birden içime şiir yazma isteği geldi. Sanırım ilham perilerim maviyi seviyorlardı. Çaylarımız bittikten sonra dedemi yalnız bırakıp kayalıklara doğru ilerledim. Büyük bir kaya seçip üstüne oturdum.  Böylesine harika bir yerin fotoğrafını çekmek istedim. Harika bir  kare yakaladıktan sonra dedemin yanıma doğru geldiğini hissettim.  Birlikte uzun bir sohbete daldık. Saate baktığımda 12 olduğunu gördüm motoru bıraktığınız yere gidip aldık. Sonra da kasklarınızı  takıp eve gittik. Eve gittiğimizde direk kendimi koltuğa attım.  Her ne kadar sahili koşmaya gücüm yetse de yorulmuştum. Biraz daha dinlendikten sonra anneannemlere kendi ellerimle güzel bir Türk Kahvesi yaptım. Hepimiz içtikten sonra akrabama gittim. Daha önce de bahsettiğim gibi akrabama (aslında benim için kardeşten öte olan kıza) gittim. Oblarda da 1-2 saat kaldım. Eve geldiğimde evin içi kızartma kokuyordu. Mutfağa gittiğimde anneannemin bana patates kızarttığını gördüm.  Enfes... Tam yemeye oturuyordum ki telefonum çaldı. Arayan annemdi.

-Alo . Naber tatlım ?

-İyiyim anne. Ben de patates kızartması yiyodum.

-Afiyet olsun.  Sana bu süprizim var. Baban iş seyahatinden erken dönüyo.

-Aa ? Süper o zaman.

-Ben de yarın oraya gelicem. Dedenler havaalanina daha yakın olduğu için baban da dedenlere gelicek. Belki ben iş çıkışı da gelebilirim. Tamam mı ?

-Tamam anne. Görüşürüz mucks. 

-Görüşürüz tatlım mucks.

Telefonu kapattımda tebessüm ederek mutfağa girdim.  Babamın erkenden dönmesi beni çok mutlu etmişti. Çünkü onu çok özlemiştim. Patateslerimi ketçap ve mayonezle bitirdim. Sonra da masadan kalktım.  Tam "Anneanne ben Selin'e gidiyorum. " diyecektim ki Selin'le küs olduğumuzu hatırladım. İçim azıcık burkuldu. Ama kendime yalan söyledim.  Ve üzülmediğimi kendimce kabul ettim.  Saat 6:00 gibi annem dediği gibi geldi. Onu da özlemiştim.  Hep beraber yemek yiyip dedemle satranc turnuvası yaptık. Annem  tatilde ne kadar test yaptığımı falan sordu. Gün öyle bitti. Sabah erkenden uyandık. Annem babamı aradı. Babam uçağın yarım saat sonra kalkacağını söyledi. Bende babamla konuştum.

-Alo nasılsın kızım ?

-İyiyim baba. Oraları nasıldı?

-Buraları da çok güzeldi.  Ama sizi çok özledim. Eğlendin mi dedenlerde ?

-Evet. Hemen gelde sana kocaman sarılıyım babiş. dediğimde babam cevap verirken ses tonundan gülümsediğini hissediyordum.

-Peki o zaman seni çok seviyorum. Görüşürüz fıstığım benim.

-Byee ... dedim gülerek. Telefonu kapattığımda telefonu hiç kapanmasa keşke diye düşündüm. Kahvaltı ettik.  Babamın uçağı çoktan kalkmıştı. Dedem elinde çayıyla salona girdi. Biz o sırada annemle Candy Crash Saga oynuyorduk. Dedem televizyonu açtı. Ben de bölümü geçemedik diye sinir olmuştum. Zaten kaç gündür bu bölümde kalmıştık. Dedem kanalları geziyordu. Bir haber kanalında durdu.

Uçakta ki yolcuların hepsi ölmediği söyleniyor.  Fakat kesin bir haber yok. Kuleyle bağlantı kesildiği için düştüğü söylenilen uçağa canlı yayın birazdan...

NE?! Uçak mı düşmüş? Umarım babamın bindiği değildir.  Lütfen ya lütfen!? Kahretsin ! Annem de haberi duymuştu.  Hemen telefonla babamı aradı. Bekledi. Bekledi. Ama açan olmadı.  İyice korkmaya başladım.  Annem bir kez daha aradı. Ama sonuç yine aynı.  Bu sefer elimde olmadan gözlerim kızarmaya başladı.  Bunu gözümde hissettiğim acıdan anladım.  Annem bir kez daha aradı ve bir kez daha annemin korktuğu her halinden belliydi. Babam açmayınca ister istemez göz yaşlarımı tutamadım. Şu lanet olası haber de bir reklamdır gidiyodu. Sonunda haber başladı. Annem de babama sms attı.  Haber direk sıcak gündem yani uçak kazası haberiyle başladı. Spiker bir kaç kişinin kurtarıldığını  söyledi. İçimde ki minik umut biraz daha büyümüştü. Annem birkez daha aradı.  Ve sonunda konuştu. Allahtan hoparlörü açmıştı.  Çünkü meraktan çatlıyordum.

- Alo canım uçakta mısın?

-Merhaba hanfendi. Ben arama kurtarma ekibindenim. Bir beyfendinin üzerinde buldum telefonu. Beyfendinin şuan durumu ağır onu .......... Hastanesi'ne götürüyoruz. Iyi günler.

Ve sonrasında telefonu kapattı.  Bu kadar mı yani o babam mıydı? Hayır ya o babam falan değildi. Hayir ya olamaz. Ya oysa o zaman napıcam. Bunları her ne kadar düşünmek istemesem  de... Ah lanet olsun !?!? Annem hemen ayağa kalktı ve montunu alıp çıktı.  Peşinden gittim. Ama bana sertçe bağırdı. Annemin bağırmasıyla içimde ki çığlıkları serbest bıraktım. Gözyaşlarımı durdurmak mümkün değildi. Babama ya bişey olursa? Koltuğa oturdum. Sonra başımı dizlerime koup ağladım. Dedem beni avutmaya çalılsada korkuyordum. Sonra balkona çıkıp nefes almak istedim. Umarım durumu iyi olur. Sanki beynim inadına babamla olan hatıralarımı aklıma getiriyordu. Annem arayana kadar balkonda oturup ağladım. Dedemler bana baktılar arada. Telefonu açtığımda annemin buruk sesi içimi hop ettirdi:

-'Alo Eylül. Bak babanın durumu biraz daha kötü. Yani şuan bilincş kapanmış. Çünkü enkaz altında kalmış. O yüzden sen dedenlerde durucaksın bi kaç gün tamam mı? Bak sen Selin'e git. Hatta onla sinemaya falan git.' dedi. Sesi sonlara doğru ağlamaklı olmuştu.

-'Anne babama bişe mi oldu !?' dıt dıt dıt... Telefonumu yüzüme kapattığında benim hıçkırıklarım fazlasıyla artmıştı. Hemde oldukça fazlaydı. Dedemlere hiç bişey söylemden kapıları sertçe açıp kapatarak evden çıktım. Aşağı inip yürümeye başladım. Rahatlamam lazımdı. Ama annemin konuşmaları aklıma geldikçe hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Ama hıçkırıklarımın sesi çok çıkıyordu. Normal değildi. Sanrom kriz gibi birşeye giriyordum. Çünkü nefes almakta zorlandığımı hissettim. Dayanamadım. Yere çöktüm. Duvar dibine oturdum. Nefesimin kesildiğini hissediyordum. Çabaladım. Sonra koşan ayak sesleri duydum. Birisi yanıma yaklaştı. Ama ben o sırada kim olduğuna bakacak durumda değildim. Kendimi kaybetmeye başladım sanki. Sonra birisi eğildi. Gözlerimin yaşını sildi. Bende -nefes nefese- gözlerimi araladım. Karşımda duran Arda'yı görünce biraz olsun düşüncelerim değişti. Gerçelten de buna ihtiyacım vardı. Babamı bikaç saniye düşünmemek bile hıçkırıklarımı yavaşlatmıştı.

-'Noldu ? Noldu sana? Kim yaptı? Bişey mi oldusöylesene.'

-'Bişey olmadı ya nolucak sadece BABAM ÖLÜYO.'

-'Ciddi misin?'

-'Yok şaka yaptığım için ağlıyorum. Ya şu durumdayken  bile sana laf yetiştirmekten bıktım.'

-'Özür dilerim.' dedi. Yanıma oturdu ve ve bana SARILDI. Ben ise kollarımı kendime sarmış dizlerimi kendime doğru çekmiştim. Yaptığı hareketler beni 1-2 dk oyalasa da babamı düşünmeden edemyordum. Saçlarım etrafıma sarmıştı. Hıçkırıklarım arttıkça o beni sıkıyordU. Ağlamaktan büyük ihtimalle gözlerim şişmişti. Ağlamam yavaşladı. Biraz daha iyi olduğumu anlayınca Arda'dan uzaklaşmaya çalıştım. O da kollarını çekti.  Gözlerimi sildim.  Hala gözyaşlarım aksada...... Arda birden çenemi tutup çevirdi.  Ve yanağımı öptü.  İşte bu sefer tüm düşüncelerim ona çevrildi. Ağzım açık kaldı diyebilirim.  O nasıl böyle bir şeye cesaret etmişti.  Onu ittim. Ayağa kalktım ve derhal onun yanından ayrıldım.  İçim biraz olsun tebessüm etmişti.  Ama ona soğuk yüzümü gösterecektim. Yukarı doğru yürüdüm.  Ona doğru baktığımda göz göze geldik. Ne kadar soğuk davranmaya çalışsamda gamzelerimi saklayamadim. O da bana güldü.  El salladım. O da karşılık verdi. Eve doğru babamı unutmaya çalışarak gittim.

Sinav haftasi olduğu için çok giremedim. Voteler çok düşük ama lütfen! :)

BelalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin