Plan

2.2K 75 13
                                    

İyi okumalar! :)

Belalım mı ne diyor bu çocuk ? Gerizekalı... Şaşırmış yüz ifademi hemen değiştirdim. Yapabileceğim en soğuk tavrı takındım. Ama onun umrundamıy dı ki... Hemen Selinlere gittik. O günün şokları fazla gelmişti gerçekten. Karşılaşma, belalı meselesi falan ve Berk'İn sevgilisi. Selinlerde oturduk. Hiç dışarı çıkmak istemedeim. Başka şoklar yaşamamak için ama Selinlerden çıkarken Arda'nın telefonuyla uğraştığını gördüm. Karşıdaki dükkanların önündeydi ve hemen ona gözükmeden gittim. Öncleri benim için aptal olan biri benim korkulu rüyam olmaya başlamıştı. Gerçekten çok hoş çocuktu. Eski haliyle karşılaştırınca evrime kafa attığını söyleyebilirim. Bir de kas yapmıştı. Tişörtlerinden bile gözüküyordu. Ama onu sevmek gibi bir hataya asla düşmezdim. Bir zorbayı nasıl severdim? Dedemlerle vakit geçirdim. Ve hemen yattım. Çünkü gerçekten dışarıya çıkmak istemiyordum. Bu olayları yaşamamış olsam akşam yemeğini yer hemen dışarı çıkardım. Ve 11 gibi gelirdim. Selinlerin kapısının önünde apartmandaki kadınların ve çevreden bir kaç kişinin olması iyi oluyordu. Hatta bazen 12 gibi eve geldiğimizde oluyordu. Bunları düşündüm. Ve mışıl mışıl en güvende olduğum yere gittim. Uykuya...

-------------

Sabah uyandığımda saat 7ydi. Hadi canım! Bu saatte nasıl uyanmıştım? Dedem uyanıktı. Kendisi gerçekten çok erken kalkan bir insan. Ve oldukça dinamik. Her sabah yürüyüşe çıkar. Balığa gider 3 günde bir ayrıca. Beni de götürdüğü olmuştu. Ve çok güzeldi. Dedem kalktığımı görünce o da şaşırdı. Çünkü biz burda oturduğumuzda 12den aşağı kalkmazdım tatillede. Dedemde kahvaltı ediyordu. El yüz yıkama tarzı şeyleri hallettim. Ve hemen giyindim. Koyu yeşil pantalon üzerine bol bir pembe kazak tercih ettim. Yemek yerken aklıma sinsice bir plan geldi. Arda gerçekten beni seviyor muydu? Yada ne kadar belalımdı? Bunun için Berk'e ihtiyacım vardı ve sevgilisinin de kendisininde bu planı kabul etmesi gerekirdi. Kahvaltıyı bitirip masayı kaldırdım. Dedem çoktan salona geçmişti. Bende onun yanına gittim. Bulmacasıyla meşgul olduğundan tv izledim. Selin de bu saatlerde kalkmayacağı için telefonla rahatsız etmek istemedim. Biraz canım sıkıldı. Balkona çıktım. Dışarısı daha yeni yeni canlanıyordu. Sonra Berk gözüme çarptı. Keşke o heyecanı tekrar duyabilseydim. O aşkın en küçük halinin heyecanı... Sonra ona yetişmek için ve planıma bir adım atmak için aşağı indim. Dedem pek karışmazdı dışarı çıkmama ama konu sabhın körü olunca Selin'Le erkenden buluşucağımı söyledim. Yalan söylemek hoş değildi ama. Zor durumda olunca ağızdan çıkıveriyor işte. Berk çoktan uçmuştu. Bende Selinlerin kapısının önüne doğru yöneldim oturuyordur belki diye ve tahminim doğru çıktı.

-''Sabahın bu saatinde napıyorsun burda ?''

-''Asıl sana sormalı.''

-''Hiç cankım sıkılıyodu. Seni gördüm yanına geldim.''

-''Hmm iyi yapmışsın. Benim de canım sıkıldı. Babamlar benim dışarıda gezmekten çalışmadığımı düşünüyorlar. Aslında ara sıra bakıyorum kitaplara.''

-''Sadece bakıyosun ama dimi?'' dedim kahka atarak.

-''Tabiki de. Tatilde ders çalışmak ve ben. Çok ayrı kutuplar.'' dedi. Gülmeyle karışık bir konuşmaydı. Bende ona gülümsedim ve konuya girdim :

-''Berk senden birşey istesem kabul eder misin?''

-''Ne olduğuna bağlı.''dedi.

-''Ama sevgilinde kabul etmeesi lazım. Neyse konu şu ben... ee... nasıl anlatsam ki? Ya birisini test edicem de. Yani bu kıskandırmak olabilir. Ama benim amacım kıskandırmak değil. Çünkü ona layık bile değil. Her neyse yapmacık sevgilim olur musun?''

-''Kim o peki?'' Aha şimdi battım. Ne desem ki?

-''Üzümünü ye bağını sorma.''

-''Atasözlerin anlamını öğrende gel. Bi çıkarım olması gerek benim üzümü yemem için. Ve bağı sormamam için.''

-'Pislik çıkarcı.'' dedim gülerek.

-''Neyse o zaman ben sevgilime sorsam iyi olur. Ama çıkarım gerçekten yok mu ya? dedi ve küçük bir çocuğun üzgün ifadesini yaptı. Dudaklarını büktü.

-''Ayarlarız bişey. ''dedim.

-''Ha bu arada Berk bunun kötü bir sonucu olaabilir. Küfür yiyebilirsin ama hiç takma sen tamam mı? Lütfen!

-''Ayarlarız bişeyler.''dedi. Benim takldimi yaptı. O kalkıp sevgilisinin yanına gitti. Bende saatin 11 olduğunu görünce hemen Selinlerin zile bastım. Selin pijamayla camdan baktı. Ve biraz sonra kapı açıldı. Bende merdivenleri çıkmaya başladım. Selinlerin katına geldim. Biraz uykulu görünüyodu. Annesi:

-''Tatlım bizde kahvaltı ediyorduk. Yemez misin ?''

-''Yok ben yeni yedim.'' dedim tebessüm ederek.

Selin'in odasına geçip bekledim onu. O sırada da telefonumla oynadım. Selin geldi. Üstünün değiştirmişti. Yanıma oturunca planımı ve planımın gelişmelerini anlattım. Sonra biraz oturduk ve sohbet ettik. Face'e falan girdik. Ona Berk'i sevip sevmediğini sordum.

-''Bilmem ki. Hoşlanıyorum hala ama eskisi kadar değil. Ya sen ?''

-''Hayır. Sevmiyorum. Bence bir sevgilisi olduğunu bize söylemeliydi. Bizi kardeş olarak görmüyo pek o zaman.''

-''Sen planını kabul ettiğini sevin. BUnlara kafa yorma bence. Hem hadi aşağı inelim.''dedi ve aşağı indik. Berk:

-''Eylül nerdeydin ? Hadi bak vazgeçicem.''

-''E bana buluşalım burda demedin ki. Neyse izin verdi mi?''

-''Evette çıkarım? dedi sinsice.

-''Üff halledicem.''

-''İyi o zaman.'' dedi. Sanırım sıkıldığımı anlamıştı ve ortamı yumuşatmaya çalışmıştı. Sonra:

-''Ben kim olduğunu öğrenicem dimi? Çünkü küfür yiyecekmişim.''

-''Ben sana kesin birşey mi söyledim.''

-''Tamam hadi dışarıda mı bakalım? dedi Selin araya girerek. Hemen etrafa bakındım. Arda yoktu.

-''Şuan etrafta yok. Beklesek olur mu?

-''Benim planım yok. Ama çıkarıma faiz koyarım.''dedi tebessüm ederek.

-''Tamam olur farketmez. İstersen hiç faiz koyma çünkğ bekleme süresince sana birşeyler ısmarlarım.''

-''Bi tost iyi olurdu.''

-''İyi iyi. Selin iyi bak gelirse hemen söyle.'' dedi. Hemen yandaki çiğköfteci olan ama börek bile satan yere gittim. Daha çok büfeydi burası. Ve içeri girer girmez çıkmam bir oldu. Arda oradaydı. Hemen Selinlerin yanına gidip

-''Hadi planı devreye sokalım.'' dedim. Berk'i koluma takıp gülüşerek içeri girdim.

-''İki tost, iki çay.'' dedim. Ve Arda'ya dönüp sinsi bakışlar attım. Yumruğunu sıktı. Sinrili olduğunu anladım.

-''Ya yada iki çayı boşverin ''dedim.

-''Bir kola ve iki pipet.''dedim. Arda hala ayakta donmuş bize sinirle bakıyordu. Tostlarımızı alıp dışarı çıktık. Selin'İn yanına gittik. Hemen arkamızdan Arda geldi. O kadar korkunçtu ki Berk'e daha çok sokuldum. Hızlı nefesini duyuyordum.

-''Sen kimsin lan? ''

-''Asıl sen kimsin?''

-''Şu kolundaki kızın belalısı.'' dedi. Ve Berk'e bir yumruk attı. Tamam küfür etmesini anlardım. Ama dövüşmek ağır kaçıyordu. Ah şimdi napacaktım? Gerçekten işler çok kötüleşiyordu. Tam bir gerizekalıydım.

Beğenirseniz sevinirim. Votelarsanız daha çok sevinirim.

BelalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin