İtraf

1.7K 57 8
                                    

Şarkıyla okumanızı tavsiye ederim. Kısa ama güzel gibi. Ne biliyim? :D

Berk'in elindeki tost yerde sürünüyordu. Ben ise ne yapacağımı bilmiyordum. Arda bir kez daha yumruk attığında tahamül sınırlarım zorlanmıştı. Arda'ya durması için :

-''Arda bak sakin ol ! Çocuğun burnu kanıyo ARDA!'' diye bağırdım. Arda derken sesim biraz fazla çıkmıştı. Allah'tan etrafta çok insan yoktu. Hatta hiç yoktu diyebilirim. Benim bağırışımdan sonra Arda bana hırlayan bir köpek gibi bir bakış attı. Tam 3. yumruğu Berk'in suratına geçirmek üzereyken koşarak Arda'nın önünü kestim ve ona sarıldım. Evet biliyorum hayatımdaki en aptalca şeydi. Ama Berk'in yüzünün dağılmasının istemiyordum. Arda'da kollarını bana sardı. Oysa benim çoktan aklım başına gelmişti. Ve ondan ayrılmaya çalıştım. O ise :

-''Gördün mü o kime geleceğini iyi biliyor.''

-''Ya bırak beni!''

-''Bırak lan onu!'' diye bağırınca Berk gerçekten kaşınmıştı. Arda beni bıraktı. Bırakmaktan çok savurmaktı ama her neyse Arda'ya eğildi.

-''Sen bana ne dedin?'' diye fısıldadı. Arda'nın arkası dönük olduğu için Berk'e sus işareti yaptım. O da Arda'dan tırsmış olmalıydı ki bişey söylemedi.

-''Daha demin ki atarlı ergen bakıyorum da şimdi çaresiz bi kedi yavrusu olmuş.''dedi. Ve ayağa kalktı.Yanıma yaklaşıp:

-''Bi'daha seni onunla görürsem bu sefer ikinizin de canını yakarım.'' diye  fısıldadı. Ve yanımdan geçip gitti. Berk ayağa kalkarken elimiz uzattım. O ise elimi itip kendisi kalktı. Burnunu elinin tersiyle sildi. Ve o da aşağı doğru yürüdü. Arkasından koştum.

-''Berk dinle beni! Çok özür dilerim lütfen!  Berk...''dedim. Bir yandan da kolunu tutuyordum. O ise kolumu savurdu. Gözlerim doldu. Bir küçük damla yanağımdan aşağı doğru yuvarlandı. Sıcak akan gözyaşımı sildim.

-''Berk ben böyle birşey beklemiyordum. Lütfen anla beni.'' Durdum. Hala yoluna devam ediyordu:

-''BERK!!!'' en yüksek sesimle bağırmıştım. Gözyaşlarım sıcak sıcak süzülüyordu. Berk arkasını dönüp bana baktı.

-''Ne? Ne var?''

-''Özür dilerim. Lütfen Berk yumruk atacağını tahmin etme...'' sözümü kesti. Gözümün içine bakarak:

-''Eylül benim o yumrukları umursadığımı falan mı düşünüyorsun?! Sadece ama sadece o herife sarılman... Off! Lanet olsun anlıyor musun lanet olsun?! Benim tek yaptığım hata seni sevmekti. Tamam mı?! Seni Seviyorum Seviyorum! Sevgilim yoktu. Sadece seni kıskandırmaktı amacım evet bir kız gibi kıskandırmaktı. O kız da kardeşimdi. Senin planını kabul etmem gibi o da bana yardım etmişti. Seni tanıdığımdan beri seviyorum Eylül! Ve onu seviyorsun. Bunu anladığım için gidiyorum. Bi'daha görüşmeyelim çünkü siz.... sizin aranızı bozmak istemiyorum. Ben sadece kendimi biraz önemli hissettmiştim.  Kardeşten öte olduğumu... Neyse boşver! Görüşürüz Eylül! Ama unutma ki Seni Seviyorum. Ve birşey olursa benimle görüşmek istersen ya da beni görmek istersen arayabilirsin...'' dedi. Ve arkasını dönüp çekip gitti. Ben ise olduğum yerde kalmıştım. Bu durumda sevinmeli mi üzülmeli mi Berk'in arkasından mı koşmalı Selin'in yanına mı gitmeli ağlamalı mı kahkaha mı atmalıydım. Selin'i yanımda hissedince tüm bunları bir kenara atıp Selin'e sarılıp ağladım. Gözyaşlarım sevinç ve hüzünle kaplıydı. Bodrum gibi gizli bir bahçe vardı bizim sokakta... Oraya indim. İğrenç bir yerdi. Fare ölüsü bile gördüğüm bu yere indim. Yere çöktüm. Ve başımı ellerimin arasına alıp hıçkırıklarımı özgür bıraktım. Saatlerce durdum. Selin'e eve çıkmasını söyledim. Sakinleşince eve gittim. Her geçen gün yaşadığım olaylar artıyordu. Hayatım hayatım çok değişti. Belalım ve Berk iki büyük olaydı hayatımda. Berk'in bana söylediklerini düşününce istemsizce tebessüm etti. Sanırım ona olan sevgimden kalan kırıntıların mutluluğuydu bu. Arda'ya gelince ona karşı nefretten başka birşey hissermiyordum. Dedemler erken gelmeme şaşırdı. Onları da çok şaşırtıyordum bu aralar. Ama ben oturup düşünmekten çok kaçtım. Kısa sürelik huzura koştum. Müzik dinleyerek ve bir iki damla gözyaşıyla uyudum...

Evet bölüm kısa ama EKŞINLI :D Umarım beğenirsiniz...

BelalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin