Işıl'ın Babasından:
Az nefes almak için balkona çıkmıştım, telefonumu odada unutmuştum. Telefonu almak için geri döndüğümde odaya telefonum bıraktığım yerde değil, halının üzerindeydi. Telefonumu elime aldığımda jeton düşmüştü. Işıl ile olan konuşmalarımız okunmuştu ve uygulamadan geri çıkılmamıştı. Kızım her şeyi biliyordu. Onunla konuşmak için odasına gitmem gerekiyordu. Odadan çıkıp merdivenlere geldiğim de gördüğüm manzara ürperticiydi. Işıl merdivenlerden yuvarlanmış yerde yatıyordu. Daha sonra boşanmak istediğim karım sesi duyup koşarak Işıl'ın yanına geldi.
"Işıl! Kızııım"
Hemen Işıl'ı kucağına sardı. Ben de korkuyordum ama duygusuz gibi bakıyordum sadece.
"Senin yüzünden hepsi. Ne olurdu silseydin mesajlari?"
"Be-ben..."
"Sus konuşma"
Korkuyordum Işıl'ıma biricik kızıma bir şey olsa kendimi asla affetmezdim. Hayır. Işıl iyi olacaktı. Buna mecburdu. O bizi bırakamazdı.
"Ne duruyorsun ambulansı arasana!"
Haklıydı. Bu şoktan kurtulup ambulansı aramam lazımdı. Telefonum da elimdeydi zaten. Hemen bu lafın üzerine aradım ambulansı.
-15 dk sonra-
Ambulans geldiğinde miniğimin bedenini sedyeye alındı ve ambulansa bindirildi. Annesi de sinir krizi geçiriyordu, kendinde değildi. Bu sebepten dolayı onu da Işıl'ın yanına aldılar. O da miniğimizi yalnız bırakmak istememişti.
Ben olanların etkisinden çıkamamıştım daha. Toparlanıp hastaneye, kızımın yanina gitmem lazımdı. Hemen arabanın anahtarlarını masanın üzerinden aldım ve evden dışarı çıktım. Arabaya binip hemen çalıştırdım ve son sürat hızla hastanenin yolunu tuttum.
Hastaneye geldiğim de Işıl ameliyattaydı. Kızım o masadaydı. Annesi ise ağlıyordu.
Gidip sarılıp sakinleştirmeli miydim. Evet, doğru olan buydu.Gidip ona sarılmak için kollarımı boynuna doladığımda bağırmaya başladı.
"Dokunma bana. Dokunmaaa. Senin yüzünden hepsi anlıyor musun senin yüzünden."
Haklıydı. Suçluydum ben. Ses çıkartamadım ona, bir şey diyemedim. Ne söyleyebilirdim ki? Ne yapabilirdim ki? Tek kelimeyle; haklıydı sonuçta.
Saniyeler, dakikalar, saatler geçiyordu ama Işıl daha çıkmamıştı o odadan, kalkmamıştı benim miniğim o masadan."Işıl'ı neden ameliyata aldılar?"
"Kafa travması geçiriyormuş."
Soruma verdiği cevaptan anladığım kadarıyla biraz daha sakindi.
Bir dakika. Kızım, miniğim... Kafa... Hayır, olamazdı. Bu olamazdı.
Sağ yanağımda bir ıslaklık hissediyordum. Sonra tuzlu bir tat. Ağlıyordum ben. Bir baba olarak dik durmam gerekirken şu an sadece ağlıyordum. Sahip çıkamamıştım kızıma. Annesi boşanmayı kabul etseydi belki başkaydı şu an. Ne yapıp ne edip boşanmam gerekiyordu benim. Kızlarımın sağlığı için. Bu saatten sonra onların yüzüne bakamazdım. Onlar da, özellikle Işıl'ım beni artık görmek istemeyecekti emindim.
Karıma su almak için kantine indim. Suyu alıp geldikten sonra kendisine uzattım."Al, iç"
"İstemiyorum"
Suyu üzerime doğru fırlattı.
Dakikalar birbirini kovaladı ama halen ses seda yoktu.
Birkaç dakika sonra bir doktor geldi. Karım o doktorun yanına gittiğinde ameliyatı yapan doktor olduğunu anlayıp ben de onların yanına gittim."Kızım. İyi değil mi?"
"Kızınız buraya geldiğinde kafa travması geçiriyordu biliyorsunuz. Zorlu bir ameliyat geçirdi ama kızınız çok güçlü. Başarılı bir ameliyat oldu bu. Şimdi kendisini yoğun bakıma aldık. Bugünü orada geçirecek. Eğer durumu böyle iyi devam ederse normal odaya alabiliriz kendisini."
"Teşekkürler Doktor Hanım"
"Görevimiz. Geçmiş olsun."
BÖLÜM SONU
Yıldız yağdırmayı ve yorum yapmayı unutmayın.
Desteklerinizi bekliyor olacağız. Sizleri seviyoruz. ❤
Bu satıra hikayemizi beğeneceğini düşündüğünüz kankalarınızı etiketleyin.
VE UMUDUN SON KIRINTILARI SIRRIMIZ
(Bu satıra bizim için önemli olan 🍭 emojisini koyalım)-İclal&Sena
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Son Kırıntıları #ilmelistan
Novela JuvenilAcılarından daha kurtulamamış , sevdiği kişiyi unutamamış ama yine de pamuk şekerlerden ve gülmekten vazgeçmeyen Işıl Karahan ; babasının ve annesinin yaptıkları veya katlandıkları olay yüzünden hayatını değistirmeye karar verir. Işıl'ın hayatı o lu...