17. Bölüm

33 6 2
                                    

Annemle olan konuşmamızın ardından, bu olanları da her olayı anlattığım gibi Kayra'ya anlatmak istiyordum ama korkmuyor da değildim açıkcası.
Yine aklıma gelen bu düşünce ile sonunu düşünmeden hemen telefonumun tuş kilidini açıp, son arama kayıtlarından Kayra'yı buldum ve aradım.

"Evet?"

"Kayra'm?"

"Ne var Işıl, ne var?"

"Sana bir şeyden bahsedecektim ben."

"Hayırdır? Kendin başaramadın mı? Işıl sen farkında mısın ama bana bugün onu savunmadığın kaldı resmen!"

"Kayra'm ne diyorsun sen? Öyle bir şey yapmam biliyorsun. Bu zamana kadar her sorunumda yanım-..."

Kayra sözcüklerimin arasına girmek istemişti ki belli ki.

"Evet yanında hep oluşuma rağmen... Ya gerçekten konuşmaya bile gerek yok Işıl. Kapatıyorum."

Ve kapattı...

Ben asla Barın'ı savunduğumu sanacağı bir davranışda bulunmamıştım ki. Ya da Kayra gerçekten fazla büyütüyordu. Çünkü ben olay daha da fazla büyümesin diye onlara engel olmak istemiştim.

Telefonumun zil sesi duyuldu o sırada.

Müdür arıyordu. Ne diyeceğini az çok tahmin ettiğimden açma gereğinde bulunmadım ve direkt aramayı sessize aldım. Onun yerine mesaj yazmayı tercih ettim.
Belki biraz saygısızlık olacaktı ama zaten o işe geri gitmeme gerek yoktu. Ki daha önemlisi o adam da bencildi.

"Kusura bakmayın müsait değilim ve ne diyeceğinizi tahmin ediyorum. İşe dönmek gibi bir düşüncem yok."

Mesajı yolladıktan sonra kıyafetlerim giderek beni rahatsız etmeye başladığından üstümü değiştirmek için ayaklandım.

Üstümü değiştirdikten sonra Barın'ı anlattığım defteri alıp okumak geldi içimden.

"Çok canım yanıyor Barın'ım. Sensizlik o kadar zor geliyor ki. Klasik oldu belki bu cümlem ama öyle. Nefesim kesiliyor, ruhum kayboldu sanki bu zifiri karanlıkta.
İnanmıştım sana galiba gerçekten. Yalanmış aslında her şey. Hiçten ibaretmiş. Hem de koca bir hiçten sanki
Bunları söylemek istemezdim ama sabrım kalmıyor. Her an boş bir umutla döneceğini, bana eskisi gibi sarılacağını boş bir umutla beklemek yıkıyor insanı. Umutlarım bile sönüyor yavaş yavaş. Bir insanın umudu nasıl yok olur ki? Umutsuz insan nasıl yaşar ki? Zor geliyor işte çok zor geliyor..."

Gözlerimden süzülen yaşlara engel olamadım ve onlar defter sayfalarına doğru süzüldü yanaklarımdan.
Ama bırakmadım yine okumayı, sayfayı değiştirdim.

"Senden bir ricam var sevdiğim. Yerine getirebilir misin?
Sen benden hani sözlerimi, aklımı, düşüncelerimi, umutlarımı, yüreğimi ve hatta gözyaşlarımı çaldın ya farkında olmadan.
Onlara iyi bakar mısın, onları kendininmiş gibi korur musun?
Senin yanında olmak istiyorlarmış, dinlemediler beni. Senden bunu istemezdim normalde ama onlar seninle mutlu ve daha önemlisi galiba onlar da sandığımın aksine karşılıksız seviyor seni."

Yaşlarımın şiddeti çoğalıyordu giderek.
Ama ben buna rağmen delicesine tüm yazdıklarımı okumak istiyordum.
Ve yaşlarım umrumda olmadan devam ettim okumaya.

"Aklıma gelmezdi seni böylesine seveceğim, aklıma gelmezdi sana böyle bağlanacağım.
Hani derler ya sevdiğim?
İnşallah o da birini böyle sever ve açı çeker. Ya da ne bileyim inşallah yaşattığını yaşar da dayanamaz. Böyle cümleler kuruyor ya insanlar sevdiklerine.
Ben asla kurmadım o tip cümleleri ve sana söz veriyorum asla da kurmayacağım.
Çünkü sen dayanamazsın biliyorum, sen yaşayamazsın bunları. Bu tip acıyı çeken kaç tane seven var kim bilir? O gruptan olmanı istemiyorum ben senin.
Ne de olsa ben senin hep tebessümlerinle, kahkahalarınla mutlu oldum. Sen üzüldün, ben de üzüldüm. Sen ağladın yanımda ben de ağladım. Ama sen öyle bir güldün ki dünyalar işte o an benim oldu.
İnan bana kendimi düşündüğümden değil, seni gerçekten sevdiğimden istemiyorum üzülmeni. Sen mutlu ol, o yeter bana canımım içi."

Yazılanları ya da yaşananları okumak zor geliyordu, çok zor. Acıtıyordu bedeni, acıtıyordu ruhu. Bunlar beni acıtıyordu.
Yanıyordu ruhum. Kayboluyordu sonsuzluğumda, kayboluyordu acılarımda. Kayboluyordu sevgimin içinde.

Yeni bir sayfaya geçtim hemen.

"Korkuyorum Barın, çok korkuyorum. Uzaklarda bir yerde nefesinin son bulmasından korkuyorum. Bilmiyorum düşünebiliyor musun halen, bilmiyorum nefes alıyor musun.
Bir kere bana dışarı çıkma diye emir vermiştin. Hem de birkaç gün değil tam da 3-4 haftaydı. Sana defalarca sormama rağmen açıklamamıştın. Seni dinlemeyip çıkmıştım ya ben de hani. Kolun kırıktı senin, görmeyeyim istedin. Ben de görmeseydim keşke. İlk başlar anlayamamamıştım. Sonra idrak edebilmiştim ya.
Korkuyorum işte Barın, korkuyorum hem de çok.
Kolun kırıldığında bile o durumlara geldiysem, o kadar endişelendiysem ben, nefes almıyor dediklerinde veya duyduğumda her neyse o zaman nasıl yaşarım ben Barın? Nasıl?
Dinmeyecek bu korkum, sen bana tekrardan o sesinle 'meleğim' diyene kadar dinmeyecek. Belki de ömrümün sonuna kadar bitmeyecek bu korku."

Daha fazla dayanamayıp, defteri fırlattım duvara. Ağladım ama bu sefer bağırdım, haykırdım.

Kapı çalıyordu ama kalkamıyordum yerimden. Ağlamalarım, bağırmalarım ve de hıçkırıklarım dinmiyordu.

"Işıl! Aç şu kapıyı! Işııııl!.."

Gelen Kayra idi. Ama ben şu an sadece yerde uzandığım vaziyetteydim.

Yaşlar ıslatıyordu zemini. Engel de olamıyordum. Ağlamak istemiyordum ama.
Boğazım yanmaya başlamıştı artık. Susmam, bu yaşların dinmesi gerekti ama olmuyordu.

"Işıl kapının arkasındaysan çekil, kapıyı kıracağım çünkü."

Kayra'yı da korkutuyordum ama yapamıyordum, kalkamıyordum.

Evde bir ses yankılandı o sırada. Kayra dediğini yapmıştı sadece.

"Işııııl! Neredesin?"

Hıçkırıklarımın, bağırmalarımın sesini duyup, yanıma geldi Kayra.

"Işıl?.."

Sonra o da sustu...
Diyemiyordu bir şey, ne dese boştu çünkü.
Kocaman sarıldı bana sadece.
Ben de sarıldım ona.
İkimiz de benim acılarım için sarılıyorduk birbirimize.

"Işıl'ım, Kuşu'm..."

"Çok canım yanıyor Kayra'm dayanacak gücüm kalmadı artık, kendinden korkar mı insan? Korkuyorum işte ben kendimden."

Sonra yine yaşlar boşaldı. Susmalıydı, bitmeliydi, dinmeliydi her şey... Bu hikaye son bulmalıydı sadece...

BÖLÜM SONU

Yıldız yağdırmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Desteklerinizi bekliyor olacağız.
Sizleri seviyoruz.

Bu satıra hikayemizi beğeneceğini düşündüğünüz kankalarınızı etiketleyin.

VE UMUDUN SON KIRINTILARI SIRRIMIZ
(Bu satıra bizim için önemli olan 🍭 emojisini koyalım.)

-İclal&Sena

Umudun Son Kırıntıları #ilmelistanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin