KARNE GÜNÜ FACİASI

79 23 0
                                    

     Merhaba sevgili günlüğüm. Seni uzun zamandır ihmal ettim biliyorum. Kusura bakma. Okullar tatil oldu ya içimden yazmak gelmedi bir süre. Ne bileyim kendimi boşluğa düşmüş gibi hissettim.

       Benden beklenmeyecek bir şey ama galiba okulun kapanmasına üzüldüm. Ayrılınca anladım. Meğer bu karmaşayı seviyormuşum. Her gün evde olmak fikri beni rahatsız ediyor. Hiç olmazsa okul bahanesiyle çıkıyordum. Türlü macera yaşıyordum.

       Son gün karne alma günü yine benim için sıkıntılıydı. Nedenini tahmin ediyorsundur. Herkesin ailesi geldi okula. Tabii bir benim ve bir kaç çocuğun gelmedi. Kendimi biraz ezik hissettim. Sarp'ın bakışlarını üzerimde hissettim tabii ki. En kötüsü öğretmenim hepimizi tek tek çağırıp karnemizi verirken yaşadığım histi. Boğazıma koca bir düğüm saplandı. Yutkunamadım, nefes alamayacak gibi hissettim. Beni kimse alkışlamadı,resmimi çekmedi. Gözlerim doldu,sırf rezil olmamak için göz yaşlarımı içime akıttım. Öğretmenim sıkı sıkı sarıldı. Sanki içimdeki duygu selini anlamıştı. Yanaklarımdan öptü. Gözlerimin taa içine baktı. Çok derinlerde hissettim bakışlarını,sanki bir kaç saniyede bir birimize çok şeyler anlattık. Biliyorsun ona aşıktım. Şimdi daha çok bağlandım.

     Sessizce boynumu büküp yerime oturdum. Karnesini alan çocukları seyredemiyordum. Karnemi inceledim,neredeyse ezberledim her satırını. Artık coşku dayanılmaz bir hal almıştı. Kulaklarım uğulduyordu. Benim gibi ezikler takımından arkadaşlarım karnelerini alırken alkışladım. Sırf benim yaşadıklarımı yaşamasınlar diye.

        Daha önce konuşmuştuk annemle. İlk karne törenime gelmesini istemiştim. Neredeyse yalvarmıştım. Tamam gelirim yavrum demişti. Ama o geri zekalı adam yüzünden gelemedi. Son zamanlarda evde kavga ve gerilimler artmıştı. Adam eskiden evden çıkardı bazen. Sık sık iş değiştirirdi ama sonuçta evden çıkardı biraz nefes alırdık. Kazandığını yerdi kahveye giderdi,oyun oynardı. Ama ona bile razıydım. Şimdi ne hikmetse evden çıkmaz oldu. Tabii parasızlık gerilimi arttırdı. Annem ev temizliklerine gitmeye başladı. "Temizliği çok seviyorsun,işin gücün temizlik yapmak,hiç olmazsa para kazan bu işten "demişti bizim çok bilmiş. İşte karneden bir gün önce de annem işten elinde market poşetleriyle gelmişti. Çok sevinmiştim. İçim minnet ve şükürle dolmuştu. Gerçekten ,babam hayattayken de bu hisleri duyardım. O zaman daha küçüktüm. Hatırlıyorum elleri dolu o poşetleri kapının kenarına koyması ,içeri girerken kendine has bir hışırtı çıkarması,sevdiğim meyvelerin kokusu beni mest ederdi. Hele bir de şu zararlı abur cubur getirmesi çok önemliydi. O abur cuburlar benim için bir sevgi gösterisiydi. Zararı umrumda değil. Benim ağzımda bıraktığı tat var ya her şeye değer. Çukulata ve abur cubur bence olmazsa olmaz mutluluk kaynağı. Şu sıralar az gördükçe ve mutlu olamadıkça anlıyorum değerini.

      İşte canım günlüğüm o gün sevgili annem de abur cubur almıştı. Hiç bitmeyecek bir mutluluk duyacaktım. Çukulata ağzımda eridikçe geçmişe gidecek,bu günü unutacaktım. Tam sevinç çığlığı atarak poşete uzandım ki,o adam hiddetle ayağa kalktı. Ayağıyla bir tekme savurdu poşete. Ben korkuyla kaçtım odaya. Aldı poşeti attı dışarıya çöpe. "Kadın sen kafayı mı yedin?Ben sana para getir demedim mi. Ne diye bu ıvır zıvıra para veriyorsun"diye kükredi. Annem "aç mı kalsın çocuklar,uzun zamandır ilk kez bir şey alıyorum. Yarın karnelerini alıyorlar. Çocuklar sevinmesin mi"diye ağlayarak karşılık verdi. Ağlamaktan sesi çıkmaz oldu. Adam daha çok öfkelendi. Annemin yüzüne, gözüne indirdi yumrukları. Sanki boks maçına girmişti. Biz de seyirciydik. İşte böyle anlattıkça içim acıyor. Annem o halde nasıl gelsin.

     Benim de ilk karne anım böyle işte. Karne hediyem çukulatalar da çöpte. Ömrüm boyunca ne çukulatayı ne de karneyi unutamayacağım. İkisini çok bağdaştırdım zaten. Olmazsa olmaz ikili......

          Hiç olaysız bir günümüz yok artık sevgili günlüğüm. Annemin toparlanması biraz zaman aldı. Dışarıya temizliğe gidemedi ,bol bol evde temizlik yaptı. Annemin takıntısından evde nefes almak imkansız. Her yer temizlik ilacı kokuyor,zehirleneceğiz neredeyse. 

       Dışarda oynayamıyorum ,banyo yapmadan içeriye almaz yoksa. Anneme inat kiri sevmeye başladım. Doya doya kirlenip oynayamadan büyüyeceğim galiba. Beni parka da salmıyor ki oynayayım. Biliyor musun bazen şu evden kaçsam daha mutlu mu olurum acaba diyorum.

Adam annemin elindeki son alışverişten artan parayı da alıp çıktı gitti. Kahveye gitmiştir herhalde. Evde olduğu günler evin her yeri duman oluyor. Yine içkili gelir herhalde.

        Geçenlerde eve gelirken yanında karanlık tipli bir adam da vardı. O girince adam devam etti. Bir kaç defa dönüp dönüp baktı bizim pencereye. Çok pis huylandım o adamdan.

       Tatil oldu ya ablamla da didişip duruyoruz. Hiç anlaşamıyoruz. Giyinip süslenmekten başka bir şey düşünmüyor.Tek dostum kitaplar,öğretmenimin aldırdığı kitapları bitirince yalnız kalacağım.

Beni destekler misin bilmiyorum. Bir planım var. Ara ara kaçış denemeleri yapmak istiyorum. Anlarsın ya evdeki macera bana yetersiz geliyor,dışarda hayat nasıl görmek istiyorum. Evde bunalıyorum,çaresiz kaldığımda bir alternatifim olsun istiyorum.

Sinirlerim çok bozuk. Bu kaçış planını neden kurdum biliyor musun. Anlatmak bile kalp atımımı hızlandırıyor. O kadar üzülüyorum ki bazen anlatamam. Babam yüzünden bu olanlar. O bizi bırakıp gitmeseydi çok güzel bir hayatımız olacaktı. Ve o geri zekalı şişko adam evimize gelmeyecekti. Off çok çaresizim.

Tamam sabırsızlanma anlatıyorum. Gece uykum kaçtı , susadığımı hissettim. İsteksizce yatağımdan çıktım. Salondan geçtim,mutfağa girecektim. Sesler gelince yavaşladım. Yavaşça baktım aralık kapıdan. Önce anlam veremedim gördüklerime. Adam oturmuş sandalyede,ablam kucağında. Kulağımı dayadım kapıya fısıltıyla konuşuyor. "Ben sizin babanız sayılırım. İkinizi de seviyorum. Bakma kardeşin ve annen bazen inatçılık yapıyor,beni kışkırtıyor. Ben öyle bir adam değilim,benden uzak durma. Sen bari beni anla"diyor. "Siz benim evladımsınız,saçlarını okşamakla ölen evladımın yerine koyuyorum,onun kokusunu alıyorum. Lütfen beni yanlış anlama"diye devam ediyor. Adamın kafasına bir şey bulsam geçireceğim. Öyle sinirlendim. Adını koyamadığım,ruhumun derinliklerinde reddettiğim,midemi bulandıran bir durum söz konusu. Ablamla bu konuyu konuşmaya karar verdim. Hemen sessizce yatağıma yattım. Sonra ablam geldi yattı. Başımın ağrısından sabaha kadar uyuyamadım. Biraz dalınca karabasanlar geldi göğsüme. Eskiden babaannem bir komşuya anlatırken duymuştum. İnsanın göğsüne otururmuş. Göremezmişsin fakat hissedermişsin. Çığlık atarmışsın,sesin çıkmazmış. Bana da geldi bu gece. Bağıramamaktan ter içinde uyandım.

İşte böyle bana hak verirsin umarım. Dışarıdaki hayatı merak ediyorum. Gözlem yapıp keşif yapmalıyım. İlerde kaçmaya mecbur kalırsam sudan çıkmış başlığa dönmek istemiyorum. Beni anla ne olursun. Ama üzülme biz ayrılmaz ikiliyiz seninle. Ben neredeysem sen de benimlesin.

EZİLEREK BÜYÜDÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin