Sessizliğe gömüldük ikimiz de. Ne oldu hiç sesin çıkmıyor?Sen de benim gibi şok oldun değil mi?Evet öyle. Anlattıklarım insanı şok ediyor.
Ablamla konuşma fırsatım oldu. Anlatınca bir şok daha yaşayacaksın. Sıkıcı bir günün ardından yine yataklarımıza çekilmiştik. Ablama nasıl söylesem,nasıl başlasam bilemedim. Yanlış anlayabilir,hemen hiddetlenebilir çünkü. Tam bir baş belasıdır. Evi ayağa kaldırabilir çenesiyle. Vazgeçtim,evde yalnız olduğumuzda söylemeye karar verdim ki rahatça bağırsın,sinirini boşaltabilsin.Beklediğim fırsat gelmişti. Adam kahvehaneye ,annem de çalışmaya gitmişti.Ablam odada kıyafet denemesi yapıyor. Defile yapacakmış. Usulca yanına gittim. "Abla seninle konuşabilir miyiz?"dedim. O da "ne var bücür beni meşgul etme. İşim var"dedi.
Ben de "abla ben geçen gece su içmeye kalkmıştım. Mutfağa gittim...." O da " Eeee çabuk dökül beni sinirlendirme"diye bağırdı. Ben "şey sizi gördüm,ikinizi o adam seni kucağına oturtmuş bir şeyler fısıldıyordu. O sana ne diyordu" Ablam gözlerini fal taşı gibi açtı. "Ne diyorsun sen geri zekalı. Ne diyebilir on üç yaşındaki çocuğa. Bizi baba olarak seviyormuş,ölen evladının yerine koyuyormuş. Bu kadar basit. Aptal şey. "diyerek bağırdı. "Sakın anneme söyleyip de kadının içini bulandırma"dedi yine bağırarak. Ben de"madem masumca baba duyguları neden anneme söyletmiyorsun. Sen de emin değilsin masumca duygu olduğundan"diye karşılık verdim. "Kapa çeneni çok bilmiş tilki "diye bağırdı yine. Ben istediğimi almıştım. İçine şüphe tohumları ekmiştim. Olsun bu bana yeter. "Sen gene de dikkatli ol ,ben güvenmiyorum o herife. Yalnız kalma onunla"deyip yanından ayrıldım. Uzun süre arkamdan konuştu,bağırdı,çağırdı. İyi ki evde kimse yok.
Annem ve o adam geldiğinde ateşi düşmüştü biraz.Çok korktum bir olay çıkaracak diye. Yüzünü görmeye dayanamıyorum o herifin. Allahım bizi kurtar şu herifin elinden ne olur. İnsanı katil eder bu adam.
Kafası bulanık gene ,ablam geçerken pis pis sırıttı. Aptal şey ben geçerken kötü kötü bakıyordu sanki. Geçenlerde banyoda burun deliğinin birini kapatmış,küçük bir tabaktan bir toz çekiyordu içine. Ne kadar ilginç bir adam bu,ne ararsan var. Bir yabancı filmde görmüştüm. O uyuşturucu galiba. Keşke yüksek doz alsa da geberse.
Annemden izin koparttım. Dışarıya çıkacağım. Sadece kapının önünde durmama izin verdi. Yere oturma dedi. Ben de altıma gazete aldım oturdum. Dalgın dalgın gelen geçeni seyrediyorum. Evimizin müstakil olmasını seviyorum. Çıkar çıkmaz kendimi özgür hissediyorum.Aaa şu adam ,geçenlerde bizim evdekinin yanında gördüğüm adam değil mi. Öfff nereye baksam onun tayfası. Yine gözü bizim evde. Nee bir de sırıtarak göz kırpmaz mı. Allahım kalbim yine hızlandı. Yaa bu büyükleri anlamıyorum. Hele erkekleri asla. Bazen film izlerken ya da haber izlerken şiddetten ve katillerden nefret ederdim. Şimdi artık nefret etmiyorum. Bazı insanlar gel beni öldür diyor.
Offf şu tatili sevmediğimi söylemiştim. Bizim şımarık çocuklar okul açılırken türlü maceralarını anlatacaklar. Kimi yazlığa gidecekmiş,kimi köy evine,kimi sahile,kimi de yurt dışına. Onlar anlatırken ben ne yapacağım?Resmen hayat insanı yalan söylemeye teşvik ediyor. Büyükler her fırsatta yalan söylemememi istiyor,ama çaresini göstermiyor. Ben küçücük çocuğum,ne yapayım?Onlardan geri mi kalayım?Evdeki maceralarımı anlatmaktansa yalan söylemeyi tercih ederim. Zaten hayal gücüm kuvvetli. Onlara güzel senaryo yazarım hayalimden.
Annem evde yokken bir gün kapı çaldı. Biz evdeyiz. Koşa koşa gittim açtım. Bir de ne göreyim?O sokakta gördüğüm adam.Sırıtarak dayamış kolunu kapıya bana tepeden bakıyor. "Baban evde mi ufaklık?"Beynim karıncalandı ,çok sinirlendim. "Babam mezarda. Sen de gitmek ister misin?dedim. Bir kahkaha attı zekasız. "Sonraki babanı soruyorum. "dedi. Ben de "O benim babam değil,hiç bir şeyim değil"diye söylendim. "Yok o adam. Dışarda görüşürsün,bir daha da sakın buraya gelme"dedim. Sinirlensem de bağıramadım. Zira o adam evde, akşamdan kalma,yatıyor. Biliyor tabii ,eminim akşam beraberlerdi. Bizim ki seslere uyandı,kükreyerek geldi. "Ne oldu kız misafirimi sorguya mı çekiyorsun"diye çıkıştı bana. Beni kenara itti ,aldı onu içeriye. Bağırmaya başladım ben de"onu içeriye alamazsın. Eve yabancıları aldığını anneme söyleyeceğim. "diye. "Kapa çeneni kız bücür. Adam oldun da bana mı dikleniyorsun. Seni doğduğuna pişman ederim"diye bağırdı o da. Ablam neler oluyor diye çıktı odadan. Ben de koruma iç güdüsüyle -sanki beni kim koruyacaksa-ablama "sen içeri gir abla "dedim. O da korkmuş olacak ki girdi. Aslında bozuldum. Benimle beraber diklenmesini,daha da beni korumasını beklerdim. Her neyse"sen içeri gir. Başım çatlıyor,ablan bize kahve yapsın"demez mi. "Zıkkımın kökünü iç"diye bağırdım. Hemen kalktı,saçımdan tutup odaya sürükledi,içeri attı. Korku içindeki ablama sırıttı. Tabii zor kullanamaz , çünkü kalbine girecek onun. "Hadi güzelim bize bir acı kahve yap"dedi. Çaresiz bana bakan ablama kaş göz işareti yaptım. O da isteksizce gitti arkasından. Kapıyı kapattı bizim ayı. Göz yaşlarım süzüldü yanaklarımdan. İçerden sesleri geliyordu. "Abisi kızım çok güzel kahve yapar. Çoğu zaman onun güzel ellerinden içtiğim kahve ile kendime gelirim. Çok şanslıyım değil mi"-"Evet abi çok şanslısın. Okullar da tatil oldu,bol bol kahvesini içeriz artık. Ha ha " Sesler kesildi. Ablam tepsiye koyuyor galiba. Mmm ne kadar hoş,ellerine sağlık. Gel otur karşımıza. Bizden korkmana gerek yok. Sana zarar vermeyiz. Muhabbet ederiz". Öteki"He evet otur muhabbet edelim". Sinirle dinledim. İçtiler zıkkımı,bu günlük bu kadar yeter ,fazla korkutmayalım diye düşünmüş olmalılar ki;kapı sesi geldi. Çıktı geri zekalı misafir. Tuttuğum nefesimi bıraktım. Asıl çıban başı içerde. Hayatımızı cehenneme çeviriyor biliyorsun sevgili günlüğüm. Sana anlatmasam çatlayacağım.
Akşam annem geldi. O adam kapıyı bize açtırmadı tabii ki. Bizi annemle yalnız da koymadı. Tehditkâr bir biçimde gözlerime bakıyordu. Sanki söyleme diyordu. Çok da başarılı oldu. Söyleyemedim. Bizi odamıza gönderdi.
Ablam gururundan bana belli etmese de o da huzursuz olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZİLEREK BÜYÜDÜM
Gizem / GerilimKomiser , ellerini arkadan bağladığı saçlarında gezdirdi. Düşünceli düşünceli cesedin yanında bulunan deftere baktı. Eline aldı, evirdi çevirdi. Küçük bir not defteriydi , yıpranmış, uzun yılların izi vardı kenarlarında. Kıvrılmış ve yıpranmıştı. İç...