yedi

898 111 52
                                    

"Her şey mavi-siyahtı," dedi Josh. "Evet, evimden bahsediyorum. O yüzden burayı daha çok seviyorum."
"Bunu bana söylemiştin," dedi Tyler. "Birçok kez."

"Yine de bu bunu daha az gerçek yapmaz," diye belirtti Josh.

"Biliyorum," dedi Tyler. "Sadece bana her anlattığında bunu duyduğumu söylüyorum."

"Ama ben senin beni duymanı istemiyorum," dedi Josh ısrarla. "Beni dinlemeni istiyorum."

Tyler somurttu. "Ne farkı var?"

Josh rahatsız bir ses çıkardı. "Bazı insanlar -çoğunlukla filozoflar- kimsenin birbirini hiç duymadığını söylüyor," dedi. "Ama bunun gerçek olduğunu düşünmüyorum. Bence herkes duyuyor, ama kimse gerçekten dinlemiyor."

Tyler'ın somurttması büyüdü. "Hala anlamadım."

"Bu şey gibi..." Josh uzandı, Tyler'ın elini tuttu. "Tamam, ben 'elimi al,' dediğimde el tutuşmak aklına geliyor, değil mi? Elimi alıp onu kendinle bir yere götürmek değil. Tabii bir yere el ele gitmiyorsak, ama bu farklı bir hikaye." Anlamlandırmak için başını salladı. "Demek istediğim, 'elimi al' olarak duyuyorsun ama 'elimi tut' olarak dinliyorsun.'"

"Oh." Tyler duraksadı, düşündü. "Anladım." Tekrar somurttu. "Sanırım."

Josh gülümsedi. "Yani, en azından dürüstsün."

~
Hala okuyan olduğunu sanmasam da bunun benim suçum olduğunu biliyorum ve bunun için hiçbir geçerli bahanem yok, özür dilerim artık daha fazla bölüm atmaya çalışacağım.

Ayrıca jikook fanfiction yazdım hayatında ilk kez, ilgilenen varsa bakabilirsiniz <3

forest fic [stay in place (sing a chorus)] //joshler {türkçe} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin