on sekiz

815 88 84
                                    

"Neden bunu büyük bir olay haline getiriyoruz anlamıyorum," dedi Tyler.
"Neden getirmememiz gerektiğini düşünüyorsun?" dedi Dr. Paulson.
Tyler omzunu silkti. "Bu sadece seks," dddi. "Bir sürü kişi yapıyor."
"Bir sürü kişi yapıyor çünkü hoşlarına gidiyor," dedi Tyler'ın annesi kibarca.

"Ama hoşuma gitti, anne," dedi Tyler, yüzünü astı. "Hoşuma gitti."

Annesi ona baktı. "Sen- senin hoşuna mı gitti?"

"Evet" dedi. "Neden? Gitmemesi mi gerekiyor?"

"Yani, hayır, ben-benim demek istediğim..."

"Ne?" Tyler ısrar etti.

"Bir daha seksten zevk alacağını düşünmüyorduk," dedi Dr. Paulson hızla. "Dr. Craig'le olanlardan sonra."

Tyler dondu.

"Ama Dr. Craig," durdu, yutkundu, "o sadece- o sadece bana vurdu. Değil mi?"

"Oh, Tanrım," dedi annesi, başını ellerinin arasına aldı. "Oh, Tyler."

"Anneciğim?" dedi Tyler yavaşça, aniden çok korkmuş hissetmişti.

Annesi sadece kafasını salladı, yüzünü Tyler'ın babasının omzuna gömdü.

"Baba?" diye sordu Tyler, babası sertçe yutkundu, parmaklarını karısının parmaklarının arasından geçirdi.

"Tyler, Dr. Craig-" duraksadı, derin bir nefes aldı, "Dr. Craig..." Kafasını salladı, Dr. Paulson'a baktı.

"Tyler," dedi Dr. Paulson, normaldeki sakin tavrı sarsılmış görünüyordu, "Dr. Craig sana vurmuş olabilir, evet. Ama, ah..." Elini seyrelmiş saçları arasından geçirdi. "O, yani, seni incitti. Seksüel bir şekilde."

Tyler arkasına yaslandı.

"O- o bana tecavüz etti," dedi donuk bir şekilde.

"Taciz etti, evet," dedi Dr. Paulson sakince, gözleri horoz-karga bir üzüntüyle doluydu.

"Ve ben neden hatırlamıyorum?" diye sordu Tyler.

"Bu o kadar küçük yaştaki bir çocuk için büyük bir travma, Tyler," dedi Dr. Paulson. "Senin o anılarını bastırmaya çalışmış olman şaşırtıcı değil."

"Ama kimse de bana söylemedi?" diye sordu Tyler.

"Seni üzme gereği duymadık," diye açıkladı Dr. Paulson. "Bu sadece sana zarar verirdi."

"Biz çok üzgünüz, Tyler," dedi annesi dolu gözleriyle. "Çok üzgünüz."

"Üzgün, üzgün," Tyler kendi kendine fısıldadı. "Her kişi sikik bir şekilde üzgün."

"Ve burada Josh olaya dahil oluyor," dedi Dr. Paulson. "Dr. Craig senin terapistin olduktan kısa bir süre sonra Josh hakkında konuşmaya başladın."

"Yani?" diye sordu Tyler.

"Tyler," dedi Dr. Paulson yavaşça, "Josh bir başa çıkma mekanizması. O gerçek değil."

"Hayır," demeye çalıştı Tyler, ama olaylar yerine oturmaya başlıyordu. "Oh. Oh, hayır."

"Üzgünüm," dedi Dr. Paulson, özür dilermişçesine.

"Ama...ama biz..." Öpüştük. Dokunduk. Seviştik. Bu gerçekti.

Öyle miydi?

Tyler başını ellerinin arasına aldı. Başka kimse Josh'ı görmemişti. Kimse onun var olduğunu ispatlayamazdı.

Tanrım, Tyler Josh'ın soyadını bile bilmiyordu.

Oh, tanrım.

"Tyler," dedi annesi, "bir şey istiyor musun? Bir şeye ihtiyacın var mı? "

Tyler kafasını yavaşça sallayarak reddetti, tırnaklarını dizlerine batırdı.

"Hayır, hayır," dedi, gözlerini sıkıca kapadı. "Hayır."

"Tyler," dedi biri. Kimin söylediğini bilmiyordu, çünkü her şey kulaklarında bulanıklaşmaya başlamıştı.

"Yemek zehirli," diye fısıldadı her şey kararmadan önce.

forest fic [stay in place (sing a chorus)] //joshler {türkçe} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin