Tyler annesinin onun yatağında uzanıp sırtını yavaşça ovuşturmasıyla uyandı.
"Hey," dedi annesi, oğlu doğruldu ve gözlerini kaşıdı.
"Selam," dedi, boş hissediyordu.
"Bunun hakkında konuşmak ister misin?" diye sordu annesi kibarca.
Tyler başını iki yana sallasa da dudaklarından kelimeler istemsizce döküldü, "Josh bana vurdu."
Annesinin gözleri aniden açıldı. "Ne yaptı?"
"Bu benim suçumdu," dedi Tyler, parmaklarını saçlarından geçirdi. "Onun gerçek olmadığı hakkında bağırıp durdum, ve o ağlamaya başladı ama ben durmadım ve sonunda bana vurdu."
Annesi gözlerini ona dikti, dehşete düşmüş görünüyordu.
"O sana vurdu," dedi yavaşça.
Tyler gözlerini ovuşturdu, başıyla onayladı. Aniden sıkı bir kucaklaşmanın içine çekildi.
"Anne?" dedi Tyler, annesinin ağlarken titrediğini hissettiğinde emin olmayan bir sesle.
"Tyler," dedi annesi yavaşça. "Oh, Tyler. Çok özür dilerim."
"Neden... neden özür...?" Tyler başladığı cümleyi bitiremedi, anneninin sırtını sıvazladı.
"Benim canım oğlum," diye fısıldadı annesi, ona nefes alması zorlaştıracak bir şekilde sarıldı.
"Anne?"
Tyler kafasını kaldırıp baktığında en genç erkek kardeşinin odaya girdiğini gördü.
"Um, sizi rahatsız etmek istemezdim ama babam telefonda," dedi, elinde tuttuğu telefonu uzatarak.
İsteksizce, Tyler'ın annesi Tyler'ı bıraktı ve telefonu aldı. Oldukça rahatlamış görünen kardeşi hemen gitti.
"Chris?" dedi annesi, telefonu kulağına tutuyordu. Bir süre dinledi. "Hayır, daha yeni uyandı." Tekrar durdu. "Evet, şey- hayır, sana sonra söylerim." Başka bir bekleyiş daha. "Evet, öyle. Sonra görüşürüz." Telefonu kapattı, Tyler'ın başucu masasının üstüne koydu.
Tyler'ın annesi yatakta onun yanına geri oturdu.
"Aç mısın?" diye sordu.
Tyler kafasını salladı. "Saat kaç?"
Annesi saatine baktı. "3:50," dedi.
"Öğleden sonra, ya da-"
"Sabah," dedi.
Tyler yüzünü astı. "Babam dışarıda ne yapıyor? Erkek kardeşim neyin peşimde?"
"Baban birkaç şey almak için dışarı çıktı,"dedi annesi. "Ve tüm kardeşlerin de uyuyamıyor."
"Bu benim suçum, eminim," dedi Tyler, sesi ilgisiz geliyordu.
Annesi elini sıktı. "Eğer bu birinin suçuysa da benim suçumdur," diye itiraf etti. "Biraz kargaşa çıkardım."
"Oh," dedi Tyler, başka ne söyleyeceğinden emin olamadan.
"Daha sonra Dr. Paulson'ı görmeye gideceğiz, tamam mı?" dedi.
"Neden?"
"Hepimizin birlikte konuşması gerek," dedi ona.
"Ne hakkında?'
Annesi omzunu silkti. "Olan her şey hakkında."
Tyleriç çekti. "Seks," dedi, ve annesi irkildi.
"Evet, Tyler," dedi. "Bu da bunun bir parçası."
Tyler hafifçe başını sallayarak onayladı, tekrar uzandı. Kafasını yastığına gömdü ve Josh ona hiç vurmamış gibi davrandı.~
Notlarımda iki yıl boyunca dokunmadığım hikayeyi tekrar çeviresim geldiğine göre feci mutsuzum, ama en azından tüm bölümler bu hafta biter, sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forest fic [stay in place (sing a chorus)] //joshler {türkçe}
Fanfic"Tyler, Josh gerçek değil." {I'm not the owner, all the credits belong to: https://archiveofourown.org/works/1822504?view_adult=true} {24.07.2017 2:18 PM - 22.01.2018 1:10 AM}