on dört

1K 101 37
                                    

"Biliyorum," dedi Tyler, ve hemen bu sözlerin keşke ağzından çıkmamış olmasını diledi çünkü Josh'ın mocha gözleri karardı.

"Ne," dedi Josh yavaşça, C majör dudakları kaplan hırlaması dişlerinin atındaydı, "dedin sen?"

"Özür dilerim, Josh," dedi Tyler hızla.

Josh Tyler'ın sadece kırmızı-yeşil-turuncu olarak ifade edebileceği bir şekilde nefesini verdi, sivri kristal bir yatak üzerindeki bir akarsu gibi. Kusursuz bir şekilde tehlikeli.

"Özür dilerim," dedi Tyler tekrardan.

"Hayır sen anlamı-" Josh derin bir nefes aldı, "sen anlayamazsın, tamam mı?"

"Ben-"

"Bunun nasıl bir şey olduğuyla ilgili hiçbir fikrin yok," Josh hırladı, "eve gitmenin ne kadar korkutucu olmasının. Kendi ailenden korkmanın nasıl olduğu konusunda hiçbir fikrin yok." Ayağa kalktı, ağaç evin dar alanına ayak uydurmaya çalıştı. "Baban çok sarhoş olduğunda ve önüne çıkan her şeyi mahvettiğinde saklanmak zorunda olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun, ya da annenin bunu önemsemeyecek kadar uyuşmuş olmasının. Kız kardeşlerini, küçük erkek kardeşini korumak için kendi vücudunu kullanmanın nasıl hissettirdiğini bilemezsin. Baban sinirlendiğinde ve vuracak bir şeyler aradığı için kemerini çıkardığında damarlarında dolaşan korkuyu bilmiyorsun. Ucuz içki ve öfkenin üstesinden gelinebilen yetişkin bir adam kadar sert çırpılmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsunuz(?). Ve sana bir şey söyleyeyim, Tyler." Arkasını döndü ve Tyler'ın gözlerinin içine baktı. "Bu. Acıtıyor."

Tyler güçlüle yutkundu. "Ben- ben üzgünüm-"

"Üzgün, üzgün," Josh hırladı. "Her kişi sikik bir şekilde üzgün."

Tekrar arkasını döndü. "Her şey mavi-siyah," diye tekrarladı. Duraksadı, yüzü düştü. "Benim için," diye ekledi.

~
Selam, zaten okuyan yok ben de çevirdiğim kadarını tek seferde atmaya karar verdim, en azından kitap erken biter. İyi okumalar.

forest fic [stay in place (sing a chorus)] //joshler {türkçe} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin