Noell evin kapısını çarparak sinirli bir şekilde içeri girdi. Beni Harry ile o vaziyette yakaladıktan sonra Harry'ye gitmem gerektiğini söyleyip Noell'i dışarı çıkardım. Noell beni hızlı ve sinirli hareketlerle arabaya bindirip eve getirdi. Arabada tek bir kelime bile etmedi, bundan sonumun geldiğini anlayabiliyordum.
Noell ceketini bir kenara atıp sinirli bakışlarla bana döndü. Yavaş ve emin adımlarla bana doğru gelmeye başladı. Ben her adımında geri adım atıyordum. Korktuğumdan değil saygıdan dolayı aslında... Bir kaç küçük adımdan sonra sırtım sert duvara değdi ve kaçacak yerim kalmadı. O da kısa sürede aramızdaki mesafeyi kapatıp dibime kadar girdi.
Derin deniz mavisi gözlerindeki bakışla içimi delip geçiyordu. Bir süre bakışlarına karşılık verdikten sonra daha fazla dayanamayıp gözlerimi kaçırdım. Noell bu hareketime sinir oluyordu ama bende yapmadan duramıyordum.
"Gözlerime bak Niall" sert ama kısık bir ses tonuyla dedi Noell.
Bir süre cesaretimi topladıktan sonra gözlerine bakmayı başardım. Ani bir hareketle kollarını belime dolayıp beni kendisine doğru bastırdı. Ona karşılık verip vermemek arasında bir süre düşündükten sonra hareketsiz kalmayı tercih ettim. Noell artık eski sevdiğim kişi değildi. O çok değişmişti. Noell hareketsizliğim karşısında daha çok sinirlenmeye başladı.
"Niall bana karşı böyle olma!" dedi Noell.
Yine cevap vermemeye karar verdim ve öylece sustum. Kesinlikle Noell'in sinirlerini fazlasıyla zorluyordum. Beni duvara sert bir şekilde çarptıktan sonra beni duvarla kendisi arasına hareket edemeyeceğim şekilde hapsetti. Gözlerini gözlerimden bir an olsun ayırmıyordu. Ve yavaşça dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıp sert bir şekilde öptü. İlk başta öpücüğüne karşılık vermesemde öpüşü yumuşaklaşmaya başlayınca öpücüğüne karşılık vermeye başladım.
Yavaş hareketlerle beni odaya sürüklemeye başladı, aniden dudaklarını dudaklarımdan ayırıp beni yatağa fırlattı. Kravatını çözüp bana fırlattı, gömleğini ve pantolonunu çıkarıp beni yeniden sert bir şekilde öpüp soymaya başladı. Bende ona karşılık veriyordum ama içimde ona karşı şuandan olan tek şey cinsel istekti.
Öpüşü her dakika daha çok sertleşiyordu. Canımı acıtmaya başlamıştı. Dudaklarımı dudaklarından ayırmaya çalışsam da eliyle beni engelliyordu. Ellerimle yavaşça onu ittirdim ama biraz olsun yerinden oyanamadı. Elleriyle ellerimi tutup kravatıyla bağladı. Ne yaptığını başlarda anlayamasamda ona hemen karşı çıkmaya çalıştım ama gücü karşısında eziliyordum. Ona sorar ve sinirli gözlerle baktım. O da bana daha sert gözlerle karşılık verdi.
"Sana bana böyle davranmaman gerektiğini öğreteceğim" dedi Noell.
Hemen beni yüz üstü çevirip boxerımı çıkardı. Bir süre debelendiysem de hiç bir yarar sağlamadı. Tam aksine debelenmem Noell'in ellerimi bağladığı kravatın canımı acıtmasına neden oluyordu. Kravatın iz bırakacağına emindim. Noell aniden içime sert bir şekilde girdi. Aniden sert bir şekilde içime girişi canımı çok acıtmıştı. Acı bir şekilde inledim ama Noell içime bir kez daha sert bir şekilde girdi. Gözlerim dolmaya başlamıştı ama ağlamak istemiyordum. Göz yaşlarımı zor da olsa bir süre tuttuktan sonra Noell'in içime gel gitleri arttıkça göz yaşlarım süzülmeye başladı.
"Noell dur! " diye bağırmaya başladım, bağrışlarım bu şekilde devam etti. Noell ise beni hiç aldıramadan devam etti. Acıya daha fazla dayanamayıp kendimi bıraktım.
Sabah...
Gözlerimi vücudumda hissettiğim acı ile araladım. Bu acının nereden veya neden olduğunu hatırlamıyordum. Aslında düne dair pek birşey hatırlamıyordum. En sonunda kendimi toparlayıp yatakta doğruldum. Noell'ın yatağında öylece pijamalarımla uzanıyordum. Gücümü toplayıp yataktan çıkmayı başardım ama her adımımda popoma sert bir sızı griyordu. Dün gece neler olduğunu hatırlayamasamda canımı fazlasıyla acıtan bir an yaşamışım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In My Memory (Narry)
Fanfiction"Beni de mi unutacaksın?" "Hastalığımın bile unutturamayacağı birşey var" "O neymiş?" Dudaklarımı kulağına yaklaştırıp bir sır söyler gibi fısıldadım.. "Bu bir sır"