Arkadaşlarrrr :) bu bölümü aslında perşembe günü paylaşacaktık ama stajdan dolayı olmadı.
Herneyse bu bölüm herşeyin başlangıcı da sonu da olabilir. Eğer yorumlarınızı eksik etmezseniz devam ederiz ama eğer beğenme sayımız düşerse yorum olmazsa büyük bir ihtimalle Final olacak. Neyse umarım beğenirsiniz size iyi okumalar :)
Şuanda düşündüğüm tek birşey vardı. Bu gözler nasıl bana bu kadar farklı hissettirebiliyordu? Harry beyaz çarşafların içinde öylece uzanıyordu. Gözleri kapalıydı, ama yeşil gözleri aklımdan hiç çıkmıyordu. Dün gece beni ona tamamiyle bağlamıştı. Aslında içten içe korkuyordum. Yine o olaylar olursa nasıl altından kalkarım bilemiyordum, halen kalkamamışken.
Harry ona baktığımı anlamış gibi gözlerini açtı tam gözlerime bakacak şekilde açtı. Gamzeleri yanaklarından fırlayacak şekilde kocaman bir gülümseme oluştu yüzünde. Onu ilk kez bu kadar mutlu görüyordum.
"Seni ilk kez bu kadar mutlu görüyorum" dedim.
"Benim içinde ilk." dedi dudaklarıma yaklaşarak. Dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp uzandığı yerde düzeldi. Gözlerime uzun uzun bakmaya başladı. Sanki içini görmeye çalıştığı camdan bir kutuya bakar gibi.
"Neden öyle bakıyorsun?" dedim gülümseyerek. Gülümsememi yüzümden silemiyordum. Ona her bakışımda bana her bakışında içim içime sığmıyordu.
"Beni ilk gördüğünde ne düşündün?" dedi.
"Seni ilk gördüğüm anda benim için bela olacağını anlamıştım aslında içten içe, her taraftan ben bir belayım diye bağırıyordun..." dedim. Gözlerime sinsice bakmaya başladı. "Peki sen?"
"Camdan onlarca kişiyi fark etmezken mavi gözlerin beni kendine kilitlemeyi başarmıştı. Sanırım bende içten içe senin benim mutluluğum olacağını anlamıştım." dedi biraz daha bana yaklaşarak.
Dedikleri karşısında kızarmaya başlamıştım. O da bunu fark etmişti. Elini yanağımda hafifçe gezdirdi.
"Özellikle utanınca kızarman, mavi gözlerin çoğu zamanlar hüzünlü baksada insanın içini ısıtması, dudakların, biraz çarpık dişlerin, düşük omuzların... sanırım benim için mükemmellikler bunlar" dedi ve yanağımdan başlayarak yüzüme öpücükler bıraktı.
Öpücükleri tenime ateşler bırakıp gidiyordu...
"Şimdiye kadar kaç kişi ile birlikte oldun?" dedim korkar bir şekilde. Harry benden başka kime böyle dokunmuştu. İçimde çocukca bir kıskançlık oluşmuştu.
Elini çenesine koyup düşünüyor gibi yaptı. Şuanki hali çok komikti ve içimdeki bütün çocukca kıskançlığı unutturmuştu. Şuan onu moleküllerine ayırana kadar öpmek istiyordum.
"Kızlar da sana bir sayı veremem ama erkeklerde otuz birincisin" dedi gülümseyerek.
Söylediği sayı karşısında ağzım kocaman açıldı. Tamam ilk olmayı beklemiyordum ama otuz bir mi? Böyle abaza bir sayıyı paylaştığıma inanamıyorum.
"Otuz bir mi?" dedim gözlerimi kocaman açarak.
"Haha..." diye kocaman bir kahkaha patlattı.
"Komik olduğunu düşünmüyorum" dedim yüzümü ekşiterek.
"Komik çünkü otuz birinci gibi birşey olduğunu düşünebiliyor musun? Sen benim ilkimsin." dedi ve dudaklarıma yaklşatı. "Ve sonum. Senden başka bir erkeğe asla böyle dokunamam. Niall ben senden önce erkeklerden hoşlanan biri değildim. Oynadığım erkekler oldu ama sadece küçük öpüşmelerdi. Onlarda da midem ağzıma geliyordu çoğu zaman. Ama sen... Bana hissettirdiğini tarif bile edemiyorum. Uzay boşluğu gibisin. Beni oradan oraya sürüklüyorsun. Basacağım bir zemin yok, ama uçmayı seviyorum" dedi dudaklarıma nefesini vererek. Bu sefer ondan önce davranıp dudaklarına ben yapıştım ve kucağına çıktım. "Peki ya sen?" dedi sorar bakışlarla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In My Memory (Narry)
Fanfic"Beni de mi unutacaksın?" "Hastalığımın bile unutturamayacağı birşey var" "O neymiş?" Dudaklarımı kulağına yaklaştırıp bir sır söyler gibi fısıldadım.. "Bu bir sır"