Niall
Ne kadar zamandır bu haldeydim? Hiçbir şey bilmiyorum ve bilmek de istemiyordum. Bu benim için çoktu. Tutunabileceğim bir dal olmadan nasıl yaşayabilir nasıl ayakta kalabilirdim? Böyle bir zavallı olmaktan yoruldum. Sadece nefes alıyor olmaktan yoruldum. Bu her şey den daha da çok acıtıyor. Sürekli birilerinden yardım beklemek beni daha da yok ediyor. Beni eylemsiz bir madde yapıyor.
Bir süredir kapalı olan gözlerimi en sonunda açtım. Tavanlardan nefret ediyordum, yüzümün dağılmasından nefret ediyordum, halen nefes almaktan nefret ediyordum ve bunların hepsinin kendi hatam olmasından nefret ediyordum. Bir insanın nefret ettikleri sevdiklerinden fazlaysa ne yapmalıydı? Nefret ettiklerini ortadan kaldırmalıydı. Kendimi ortadan kaldırmam gerekiyordu sanırım. Belki de binlerce kez denediğim şeydi. Çoğu da şoklar sonucu olmuştu sanırım, aslında denemelerimin hiçbirini tam olarak hatırlayamıyorum. Sabah gözlerimi hastanede açmam bunun kanıtı oluyordu ve bana korkan, yorulmuş gözlerle bakan Noell de bu kanıtı destekliyordu.
Tavana bakmayı kesip camdan giren son güneş ışıklarına bakmaya başladım. Ne zaman güneş batsa bu güneşi son görüşüm olsa ne olurdu diye düşünüyorum. Yarın güneş yeniden doğmasa, dünya beynim gibi karanlığa gömülse. Belki de o zaman yabancılık çekmem dünya da benim gibi karanlık olur. Işığı tarafından terk edilmiş.
Düşünmeyi kesip dirseklerimden yardım alarak yavaşça toparlanmaya çalıştım. Her hareketimde kaburgalarım kırılacakmış gibi oluyordu. Şuanda annemin burada olmasını çok isterdim. Babamın davranışlarının tersine annemin davranışları hiçbir zaman değişmedi. Ne olursam olayım, hangi cinsiyeti tercih edersem edeyim her zaman beni karşılıksız olarak sevdi. Bana ben onu hiç sevmesem bile beni yinede seveceğini söylemişti. Ama sana karşılık vermeyen bir şeyi ne kadar süre sevebilirsin ki... Noell... Annem de sevmek iki kişinin karşılıklı olan hisleri değildir. Sevmek kişiseldir. Sadece senin olan ve kimsenin karışamayacağı bir şeydir derdi. Ama canımı acıtıyor anne! Sevgimin karşılıksız olması, sevgilere karşılıksız olmam...
Zorluklarla kalktığım zemine baktım. Yüzümden akan kanlar kurumaya başlamıştı. Ne kadar süre orada öylece uzanmıştım? Ayakta güçlükle durduğumdan hızla okuldan çıktım. Bir hastaneye gitmem lazımdı. Bu şekilde eve gidemezdim. Daha fazla Noell'e yük olmak istemiyordum. Eğer beni böyle görürse bunu bana yapanları bilmek isteyecektir ve bulana kadar da durmayacaktır.
Okuldan çıkmış taksiye binmek için bekliyorken omzuma verilen ağırlık ile yere yığılacak gibi oldum. Ayaklarım tutmuyordu. Vücudumdan tır geçmiş gibiydi. Bundan daha kötü dayaklar yemiştim aslında ama kalbime de yediğim dayakla her şey çok fazlaydı. Yere yığılıyorken bir çift kol beni koltuk altlarımdan kavrayıp ayakta tuttu. Kokusundan kim olduğunu biliyordum. Ama onun olmamasını diliyordum. Lütfen o olmasın.
Ayakta durmak için güç topladıktan sonra beni tutan kollardan yavaşça çıktım. Yüzüne bakmamakta kararlıydım.
"Ne oldu sana?" dedi Harry. Sesindeki öfkeyi hissedebiliyordum. Bunu sorması komiğime gitmişti. Şuan da bile beni güldürmüştü. Küçük bir kahkaha attım.
"Sanki bir şeyler yapacakmışsın gibi soruyorsun." dedim gülerken bir yandan da. Harry duyduklarıyla daha da çıldırmıştı öfkeli nefesini ensemde hissedebiliyordum.
"Bunu sana kim yaptı!" diye çıkıştı. Bu sefer tam karşıma geçmiş gözlerime öfkeyle bakıyordu. Şişmeye devam eden sol gözüme rağmen yeşil gözlerini her şey den daha da net görebiliyordum. Bir zamanlar bana umut veren gözler artık hayal kırıklığından başka bir şey vermiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In My Memory (Narry)
Hayran Kurgu"Beni de mi unutacaksın?" "Hastalığımın bile unutturamayacağı birşey var" "O neymiş?" Dudaklarımı kulağına yaklaştırıp bir sır söyler gibi fısıldadım.. "Bu bir sır"