Yazardan Not:
Arkadaşlar biliyoruz yeni bölümler çok geç geliyor. Şu sıralar baya tıkandık sizi sıkmakta istemiyoruz ama bu bölümden sonra gecikme olmayacak diğer bölümlerimiz hazır. Bur arada bölüm hakkındaki yorumlarınızı lütfen esirgemeyin, yorumlarınız bizim için çok önemli bizde kararsısız lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.
Birde Dip Not:
Son konserde olanları biliyorsunuzdur hahaha... artık NARRY kesin gibi birşey her neyse size iyi okumalar HAPPY PRİDE...
Harry
Artık Niall için hiçbir şey yapamazdım. Buna izin vermezdi, belki haklıydı da. Hayatının mahvolmasının nedenlerinden biriyim. Neden böyle olmuştu? Bunların olmasına nasıl izin verdim? O video nasıl ortaya çıktı? Video'nnun telefon kamerasından çekildiği belliydi. Ama o odada bizden başka birinin olabileceğini düşünmemiştim. Bu olayı düşündükçe çıldıracak gibi oluyordum.
Dün Niall'ı öyle yollamak hoşuma gitmemişti ama dur da diyememiştim. Niall ile ben artık iki yabancıdan başka bir şey olamazdık. Yavaş adımlarla okula doğru ilerliyordum. Gözlerim bir umutla Niall'ı arıyordu. Dün yine Noell'e gitmişti. Kurtarıcısına. Benim yapamadıklarımı yapabilen kişiye. Noell'i sevmiyordum. Niall'ın Noell ile benden daha büyük bir bağı vardı. Ve bazı bağlar her ne kadar yara alsa da kopmazlar. Bu da öyle bir bağ mıydı?
Meraklı bakışlarla okul kapısından içeriye girdim. Onu arıyordum ama yoktu. Her baktığım köşede boya olduğu belli olan sarı saçlarını arıyordum. Mavi gözleri, beyaz teni, sarsak gülüşü... Şu kısa zamanda yüzünü ezberlemiş gibiydim. Onu düşündükçe mavi gözlerinin parlaması, gülerken göz kenarlarının kırışması, ona yaklaşınca yanaklarının kızarmasını hatırlıyordum. Hiç unutamıyordum ki.
Yoktu. Aslında olmaması daha iyiydi. Bu okul onun için cehennem den başka bir yer olamazdı artık. Ben onu koruyamazdım. Yapamazdım. Yapmak isterdim ama o kadar güçlü değilim.
Her ne kadar onu göremediğim için üzülsem de bir yandan da rahatlamıştım. Onun hırpalanmasını istemiyordum. Özellikle benim gibi bir korkak yüzünden! Yıllar öncesinden bir ibneye yenik düşen biri tarafından.
Tam rahat nefes almış koridorda kalabalığın arasından ilerliyordum ki Niall insanlara değmemeye özen göstererek aralarından geçiyordu. Herkes ona bakıyordu. Bakmıyordu gözleriyle öldürüyorlardı. Tanımadıkları birinden nasıl nefret edebilmişlerdi? Niall düşündükleri gibi biri değildi. O kimsenin düşündüğü gibi biri değildi. Beni görmemesi için hemen bir köşeye saklandım. Beni görmek istemiyordu. En azından onun için bunu yapabilirdim. Beni görmesine gerek yok onu görmem yeterli. Buna bile muhtacım. Onu koruyamayacak birini hakketmiyor. O Noell gibi birini hakkediyor.
Niall ve dolabı arasında bir adım kalmıştı ki okulda arada gördüğüm çocuklardan biri bilerek Niall'a çarptı.
"Lanet olsun! Lanet olası Homo ellerini benden uzak tut erkek orospusu" dedi çocuk hışımla. Bir anda herkes onları izlemeye başlamıştı. Niall öylece duruyordu. Benim kadar o da şaşırmıştı. Çocuğun amacı gayet belliydi. Bir zamanlar benim yaptığım gibi o da gaylerle uğraşıyordu.
Niall bir süre sonra kendini toplayıp aldırış etmemeye çalışıp dolabına yaklaştı. Çocuk ani bir hareketle Niall'ı dolabına sırtından sert bir şekilde ittirdi. O an gitmek istedim. Ama ayaklarım. Kalbim acıyordu. Onun canının acımasından bin kat daha çok. Ve ben korkuyordum. O aptal dan korkmuyordum. Buradaki diğer aptallardan da. Sözlerden. Kabullenemediğim gerçeklerden. Her ne kadar bilsem de başkalarından duymak her zaman farklı oluyor. Aynen ilk babamın ben farklıyım demesi gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In My Memory (Narry)
Fanfiction"Beni de mi unutacaksın?" "Hastalığımın bile unutturamayacağı birşey var" "O neymiş?" Dudaklarımı kulağına yaklaştırıp bir sır söyler gibi fısıldadım.. "Bu bir sır"