"Bir önceki yara izi ancak açılan yeni bir yarayla unutulur."
Oyunun başlangıcı bu sözdü. Bir daha, bir kez daha ve birkaç kez daha...
Adamın karnına sokup çıkardığı bıçağını cebinden çıkardığı siyah mendille temizledi. Havaya kaldırdığında dolunayın yansımasıyla parlayan bıçak, kusursuz ve üzerinde tek çizik dahi barındırmayan bir ayna gibiydi. Bıçağı elinde sımsıkı tutan genç birkaç adım ilerlemeye başladı ama adımları bir süre sonra yavaşladı ve git gide durmaya yöneldi. Ne düşünüyordu, ne hissediyordu ya da geri dönecek miydi? Belki kendi bile bilmiyordu. Belki de geri döndüğünde kurbanının vücudunda yeni yaralar, öncekinden daha da derin izler açacaktı. Üzerinde barındırdığı izler derin miydi, henüz onu da bilmiyordu.
Sabahın ilk ışıkları ise birazdan kendini gösterecek, sokak lambaları birer birer sönecek ve hafiften esmeye başlayan sabah yeli şiddetini biraz daha artıracak ve biraz da soğukluğunu hissettirecekti.
Gitmeliydi. Adımlarını hızlandırdı ve bir süre sonra alaca karanlıkta gözden kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 NUMARA
Genç KurguBüyük devrimler temel ihtiyaçların aksaklıklarından doğar. Büyük hatalar basit umutların peşinde sürüklenir. Birkaç bıçak kesiği ruhumuzu yaralamaz belki ama bedenimize her baktığımız an o izler bizde derin bir eksiklik oluşturabilir. Bizi yarım bır...