Zamansız Gelen

Bölüm 27

Merhabalar.

Ramazan bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum. 

Umarım bol yorumlu bir bölüm olur.

Keyifli okumalar

seviliyorsunuz :))

Ateş...

Yemekten sonra eve döndüğümde oğlumu masa başında uyurken buluyorum. Onun bu haline alıştım ama beni her zamanki gibi dinlemediği ortada. Bu kadar çok çalışmasına gerek yok ama inek işte bunun başka bir açıklaması var mı. Bu yönü kesinlikle bana çekmemiş. Annesi desem kesinlikle olmaz. Liseyi bile zar zor bitirmişti en nihayetinde.

Az önce oğluma inek tabirini kullandığımdan beri aklımın köşesine bir süreliğine ittiğim Nur ile ilgili görüntüler yeniden en gerçek haliyle gözümün önünde canlanmaya başlıyor. Usulca kaldırıp yerine yatırıyorum oğlumu, alnına öpücük kondurduktan sonra örtüyü üzerine çekiyorum ve ışığını kapatıp odasından çıkıyorum.

Odama geçerek üzerimi çıkarıp yatağa giriyorum. Kesinlikle uyuyamayacağım bundan eminim. Çok sıra dışı bir gün oldu değil mi. Kaçak sevdiğimi bir anda karşımda görüvermeyi hiç beklemiyordum ama oldu işte. Daha önce Nur'a peri kızı demiştim ya. Gerçektende öyle değil mi. Uzun süren görünmezliğini bu sabah odamın kapısında belirivererek sonlandırdı. Bir daha gitmesine asla izin vermeyeceğim.

Bu gün bir kez daha anladım ki ben Nur'suz yapamam, onsuz bir hayatı düşünemem bile. İki yıl yaşadığımı ama gerçekten yaşadığımı hissettiren sesi olmadan, güzel yüzünü görmeden nasıl yaşadım işte orası bir muamma.

Bütün gün aklım ondaydı. Bunca zaman sadece fotoğraflarını görüp sesini duyduğum kızın kanlı canlı muhteşem güzelliği ve bırakın normal bir erkeği bir keşişi bile baştan çıkaran seksi görüntüsü ile karşımda gördüğüm andan beri kafamın içinde Nur'lu onlarca fantezi canlandı durdu. Tanrım squad yaparken ki görüntüsü neydi öyle. Kontrolden çıktım biliyorum ama elimde değil. Ben Nur'u seviyorum ve uzun zamandır istiyorum onu. Bu gece zor biter ya hadi hayırlısı.

........

İşler yoğun olunca Nur'u sadece yemeklerde görebiliyorum. Beni görmezden gelmeye devam ediyor. Olsun az daha sabır diyorum kendi kendime bu hafta sonu bir yolunu bulup konuşacağım diyorum içten içe.

Daha önce sadece üç gün gittiğim spor salonuna hafta boyunca gitmeme rağmen bir daha Nur'u salonda göremedim. Kaçıyor yine. Kaç bakalım güzelim ama bu kaçışın hafta sonu son bulacak diyorum.

......

Ben bölge yöneticisi olunca yerimden boşalan yöneticilik görevine şimdilik Serkan vekalet ediyor. İkinci katta ofisi ama bu hafta benim odamı sık sık ziyaret etti. Sebebi belli ama neyse. Ayşegül hanım Serkan'ın geldiğini haber veriyor yine.

"Selam başkan müsaitmisin bir çayını içmeye geldim"

"Gel bakalım. Müsait değilim dersem gidecek misin?

"İyice çekilmez oldun ya neyse çayımı içer içmez giderim"

Geçip oturuyor bir koltuğa bende yerimden kalkıp karşısındaki koltuğa oturuyorum.

"Bu sefer gelişini neye borçluyum?"

"Tanju arayacaktı ama ben çıkar söylerim dedim. Cuma akşamı toplanıyoruz. Tanju'nun dördüncü çocuğun geliş haberini kutlayacağız"

"Yok artık. Üç numara ikisinde bile değil daha" 

Tanju mahalleden arkadaşımız. Üniversiteden sonra babasının işini devraldı. Müteahhitlik yapıyor. Üç kızı var birbirinden tatlı. Ailesi oğlan çocuk diye tutturuyor. Tanju da damızlık boğa gibi maşallah. Oğlanı bulmaya niyetli anlaşılan. Halbuki sağlıklı olduktan sonra oğlan kız ne fark eder ki.