Günaydın
Bölüm gecikti biliyorum ama pc başına geçme imkanım hiç olmadı.
umarım beğenirsiniz
seviliyorsunuz canlar:))
..........
Lobide ilerlerken tedirginliği artık elle tutulacak kadar belirgin bir hal alıyor. Etrafta birileri olup olmadığını anlamak için resepsiyonu ve lobiyi tarıyor bakışları ile. Öğle saati. Müşteriler yemektedir. Muhtemelen personelin büyük çoğunluğu da öyle ama Nur bunu akıl edemeyecek kadar gergin. Asansöre binince bile sessizliğini sürdürüyor.
"Kaçıncı kat"
Yüzümü ilk kez görüyor gibi bakıyor. Aklının başına gelmesini büyük bir keyifle izliyorum.
"Bunu söyleyecek değilim"
"Resepsiyondan öğrenirim bende" derken yalancıktan asansörden çıkacakmış gibi hareketleniyorum.
Önüme geçerek pes etmiş bir şekilde omuzlarını düşürüyor ve oda numarasını söylüyor. Sonrasında tatlı dudaklarını büzüyor. Az daha sabır diyorum kendi kendime. Şuracıkta sahip olmamak için kendimle insan üstü bir mücadelenin içine giriyorum.
Koridora çıkınca elini elime hapsedip odasına doğru çekiştiriyorum. Teslim olmuş bir Nur hiç beklemiyordum ama şimdiki görüntüsü de bu.
"Oda kartını alabilir miyim sevgilim?"
"Vermiyorum. Buraya kadar gelmiş olman o odaya girebileceğin anlamına gelmiyor."
Sesi savaşa hazır gibi çıkıyor. Az önceki sessiz kabullenişinin aşağıda rezalet çıkarmamak için olduğunu anlıyorum bende. Halbuki kesinlikle gidip oda numarasını öğrenmeyecektim. Bu bilgiyi de kendime saklasam iyi olacak değilmi.
"Tamam burada koridorda mı başlayalım yani."
Uzanıp Nur'u kendime çekiyorum ve elbisesinin fermuarını açmaya başlıyorum. Kollarımdan kurtulması bir o kadar hızlı oluyor.
"Ne... saçmalama. Allah'ım sabır ver... sapık mısın sen."
Daha fazla dayanamıyorum. Gelişimizin gerçek nedenini söylesem iyi olacak. Yoksa kıpkırmızı olmuş yüzü ve ateş saçan gözleriyle kontrolümü kaybettirmek üzere.
"Yoo ama kıskanç bir erkeğim ben. O yüzden içeri girip giyebileceğin daha usturuplu bir kıyafet seçeceğiz seninle."
.................
Açtım mı oda kapısını tabiki hayır. Akıl tutulması yaşamış ve buraya gelene kadar hiç tepki vermemiş olabilirim ama şimdi artık aklım başımda.
"Bu kıyafeti üzerimden çıkarmıyorum Ateş."
"Bende böyle şeyler giymeni istemiyorum ama"
"Kıyafetim gayet normal ve düzgün bir elbise. Abartıyorsun."
Saks mavisi renginde uzun kollu boyu diz kapaklarımda bir elbise giydim bugün. Rahat adım atmayı sağlasın diye beş parmak kadar bir yırtmaç var arkasında ama Ateş her zamanki gibi abartıyor işte. Taviz vermeyen bakışlarımı çekmiyorum üzerinden. Bir yandan da açtığı fermuarımı tekrar kapatıyorum.
"Hadi gidiyoruz. Mesai birazdan başlayacak."
"O kıyafet çıkmadan şurdan şuraya adım atmam sevgilim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamansız Gelen
RomanceMesafeler aşka engel olabilir mi. Birini ölesiye sevmek için görmek şart mıdır. Meğer görmeden de sevilirmiş. Sevda gözlerin değil gönüllerin buluşmasıymış. Kız çok sevdi ama bunu söylemeye bir türlü cesaret edemedi. Erkek sonunda aradığımı buldum...