S1|B9- Nasıl bir adama çattım ben ya?

3K 176 0
                                    

|Ertesi Gün

Saat 07:00


Komodinin üzerinde zır zır çalan çalar saati kapatıp başını yastığa gömdü. Aslında Çakıl'ın hiç de uyanası yoktu, bu saatte de uyanmak zorunda değildi, zaten. Hala daha uyuyabilirdi ama aklına gelen yeni işine geç kalacağı korkusu olunca hemen yataktan kalkmak zorunda kaldı. Komodinin üzerindeki saate baktığında saatin 07:00 olduğunu görünce homurdanmadan edemedi. Ne yani, artık bu saatte mi uyanacaktı?


Kaderine büyük bir küfürler yağdırdı, Çakıl. Banyoya gidip bir güzel kendini ayıltacak kadar yüzüne su çaldı ve hemen dolabını açtı. Ne giyse ki yeni işine daha uygun görünebilirdi? Tabii şu dolabının kenarında duran, annesinin bir gün giyer umuduyla aldığı fakat hiç giymediği çiçekli elbisesi olabilirdi. Bu elbiseyi giymekte nasibinde varmış, demek ki!


Oldukça hızlı bir şekilde hazırlanıp odasından çıktığında annesinin henüz uyanmamış olduğunu gördü. Onları rahatsız etmemek adına yavaş ve olabildiğince sessiz ilerliyordu. Evden çıktığında ise hemen otobüs durağına doğru koştu. İlk günden geç kalıp Alaz'dan ilk azarını işitmek istemezdi. Otobüs durağına geldiğinde kolundaki saate baktı. Otobüste birazdan gelirdi, herhalde.


O sırada telefonunun sesini duyunca hemen çantasını açtı ve içinden telefonu çıkarıp arayanı görünce yüzü buruştu. Bu adam hep böyle durmadan arayacak mıydı?


"Efendim?"

"Ne yaptın Çakıl?"

"Yepyeni işime yetişmeye çalışıyorum, Mehmet Bey."

"Demek girmeyi başardın. Güzel."

"Evet girdim. Bana tam olarak bir ay mühlet verdi. Bu bir ay içinde onun güvenini sağlamalıyım. Siz de oraya girdiğimde benden tam olarak ne istediğinizi söyleyecektiniz."

"İş çıkışı sana konum atacağım. Orada buluşup konuşuruz."

"Peki. Otobüs geldi, ben kapatıyorum."


Çakıl, yine Mehmet Bey'in bir şey demesine fırsat tanımadan aramayı sonlandırdı ve duran otobüse binip kartını okutarak yerine geçti. Sonra telefonuna gelen mesajı açtığında Mehmet Bey'in; "Bir daha Çakıl, telefonu yüzüme kapatayım deme!" mesajına sadece gülümsedi.


-*-*-*-


İşyerine geldiğinde asansöre binip katına çıktı ve İdil'i her zamanki yerinde buldu. "Günaydın!" dediğinde İdil'in de kendisine bakıp; "Günaydın!" karşılığını vermesiyle; "Alaz Bey geldi mi?" diye sordu.


"Henüz gelmedi ama birazdan gelir. Ben de sana ne yapacağını anlatayım. Kahvaltı yaptın mı?"

"Hayır, henüz değil."

"O zaman mutfağa gidip kahvaltımızı yapalım. O esnada da sana yapacakların hakkında bilgi veririm."


"Tamam, olur." dediğinde Çakıl; "Ben eşyalarımı odama bırakayım." deyip odasına yöneldi. Kapısını açıp odasına girdiğinde kendisini bekleyen masanın üzerindeki bir dünya dosyayı görünce gözleri kocaman açıldı. Dışarı çıkıp İdil'e; "İdil, bu odamdaki dosyalar ne oluyor tam olarak?" diye sordu. İdil, olduğu yerden ayrılıp Çakıl'ın odasına ilerlerken; "Dosyalar mı?" diye sorduğunda Çakıl'ın yanına geldi. O da aynı manzara ile karşılaşınca şok olmuştu. "Hiçbir bilgim yok. Ben çay suyunu koyayım, sen gelirsin o zaman."

Benimle KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin