Alaz, son sözlerini söyleyip Mehmet Bey'i yalnız bırakarak odadan çıktığında kapıyı da oldukça ses getirecek biçimde sertçe kapattı. Tam geldiği yola doğru yönelmişti ki birisi ile çok sert çarpışınca hafif geriye doğru sarsıldı. Kafasını kaldırıp çarpıştığı kişiye baktığında kaşları hafif çatıldı ve karşısında kendisine ürkek bakışlarla bakan kızla göz göze geldi. Nedendi bilmiyordu ama bu ürkek bakışlarda bir şeyler aradı, Alaz. Karşısına kim çıkarsa çıksın, herkesin gözlerine bir şeyler arama niyetine gireceği belliydi. O iki cümle de o anda döküldü, dudaklarından.
"Kum Saati?"
Kız, başını iki yana salladığında; "Karıştırdınız sanırım. Kum Saati kim bilmiyorum. Ben yeni staja başladım da burada." demeye başladı. Alaz, çenesini ovduğunda derin bir iç çekti.
"Anlaşıldı. Nerede, hangi ofiste çalıştığını da bilmiyorsundur sen şimdi?"
Kız, başını olumsuzca iki yana salladı. Sonrasında aklına bir şey gelmişçesine Alaz'a bakıp, işaret parmağını sağında bulunan ofise doğru uzatarak; "Belki şu ofise sorabilirsiniz. Kum Saati kim görünüş olarak bilmiyorum, fakat bugün o ofiste çok duydum o ismi. Belki aradığınız oradadır." dedi. Alaz, bunu duyunca kıza teşekkür ederek hemen yanından geçti ve adımlarını o yöne doğru hızlandırdı.
Çakıl ise, o an ne yapacağını bilemez haldeydi. Kendisine garip garip bakan arkadaşlarına; "Biri gelir beni sorarsa bilmiyorsunuz, tamam mı?" dedi.
Arkadaşları, Çakıl'ın niye böyle bir şey dediğini anlamayıp birbirlerine bakıp dururken İrem; "Ne oldu, Çakıl?" diye sordu. Çakıl, kendi masasına doğru ilerlerken İrem ve diğerlerine; "Adımı dahi söylemek yok. Lütfen, bir adam gelir beni sorarsa, gitti deyin. Gerçek adımı sakın ama sakın söylemeyin!" diye talimatta bulunduğunda kendi ofislerine doğru gelen adım seslerini işitince hemen etrafına baktı. Çıksa çıkamazdı, görürse durdurma ihtimali yüksekti. Bu mevkii de onu asla görmemeliydi Alaz. Burada saklanabileceği bir yer olmalıydı. Evet. Gözüne kendi masasını kestirince nereye saklanacağını da bulmuş oldu. Hızla oraya gidip eğildi ve masanın altına yerleşti. Umarım içeri girmez, saklandığı yere doğru gelmezdi!
Alaz ise ofise girip bakışlarını içeride gezdirdiğinde; "Kum Saati bu ofiste çalışıyormuş." dedi, ilk. Tabii bunu kendisi de bilmiyordu, sadece emin olmak için söylemişti. Az önceki kız da ofiste Kum Saati adını çok sık duyduğunu söylemişti, bu yüzden o kişinin bu ofiste çalışıyor olması tahminini yapmak zor olmamıştı onun için. Kendisine garip bakışlarla bakan kişilere sonrasında; "Kendisinin kim olduğunu öğrenebilir miyim?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle Kal
Romantizm"...ve hayatın kum saatini sen değil biriktirdiğin anılar tutar, o kadar!" Çakıl Şirin Gürbüz Alaz Çetinoğlu yazan: AK-HayalDunyasi -*-*-*- Çakıl, yayınlamadığı bir haber yüzünden hiç istemediği bir durumun içinde buldu, kendini. Patronu Mehmet Bey'...