S1|B14- Senin için her şeyi, ama her şeyi yaparım.

2.6K 167 17
                                    

Şirin, oyuncak ayısı ile mutfağın kapısının önünde durduğunda Merve'yi ocak başında bir şeylerle meşgul olduğunu gördü. Ona hiç ses etmeden yönünü mutfaktan dış kapıya çevirmiş, parmak uçlarıyla kapıya yaklaşmıştı. Kontrol etme maksadıyla şöyle bir arkasına baktığında kimsenin gelmediğini anlamış oldu. Yavaşça kapının koluna doğru uzandı ve yavaş hareketlerle kolu aşağıya indirdiğinde kapı da başarıyla açılmış oldu. Şirin, bunu yapmanın sevinciyle kocaman gülümsedi ve tekrar gözleri mutfak kapısına gittiğinde hala Merve'nin bir şeylerden haberi olmadığını anladı. Hemen terliklerini eline alıp kapının önüne koydu ve terlikleri giydikten sonra da kapıyı yavaşça çekerek çok açık kalmayacak şekilde aralık bıraktı. Ardından arkasına döndüğünde gökyüzüne baktı. Hava kararmak üzereydi. Sonra gözleri ana yola döndü. Henüz gelen kimse yoktu. Babası gelseydi zaten arabanın sesini duyardı. İçine nefes çekerken omuzlarını kaldırdı, Şirin. Verirken de kaldırdığı omuzları indi aşağıya. Ardından üç basamaklı merdivenin ilk basamağına oturup beklemeye koyuldu. O arada da ayıcığını iki eliyle tutmuş, boncuk gözlerine bakarak; "Ne dersin Bobby? Amcam bu sefer sözünde duracak mı?" diye sordu. Sanki cevabını almış gibisine başını onaylarcasına sallayarak; "Haklısın! Yine işi çıkmıştır. Belki hafta sonu geleceğini söyler, yine. Niye amcam benim hep umutsuz vaka?" karşılığını verdi.


Şirin, amcasını çok az görüyordu ve bu yüzden de onu çok özlüyordu. Kendisine çok sözler vermişti amcası fakat hiç yerine getirmemişti. Bir yandan Şirin bu yüzden kırgındı amcasına ve şimdi de geleceğine dair inancı yoktu. Bu yüzden amcasına umutsuz vaka diyordu.


Şirin, bu düşünceler içerisindeyken bir ses duydu ve hemen kafasını kaldırdı. Ses hemen önünden gelmiyordu ama arka kapıdan doğru geliyor olmalıydı. Hemen oturduğu yerden doğrularak üç basamaklı merdivenden inip koşarcasına sesin geldiği o yöne gitti. Evin hemen arkasında arabanın park edileceği bir alan mevcuttu ve Şirin de o alana yaklaştığı sırada içeri iki arabanın girmiş olduğunu gördü. İki araçtan birisi kesinlikle babasına aitti ve diğeri de, nerede görse tanırdı, amcasına aitti! Bu onun yüzünü gülümsetmiş, sanki dünyaları ona vermişler gibisine çok mutlu olmuştu. Hemen arabadan inen amcasına doğru koştu.


Alaz da arabadan indiği anda etrafına gelişi güzel bakarken Şirin'in koşarak kendisine doğru geldiğini fark edince hemen onun önüne çıktı ve kocaman bir gülümseme ile yere çömelip kollarını iki yana doğru açtı. Şirin anında kollarına atlamıştı bile. Boynuna sımsıkı sarılan yeğeninin omuzundan öperken; "Benim mis kokulu prensesim amcasını karşılarmış." dedi.


Şirin, amcasından geri çekilmiş, ancak sarılmayı da bırakmamıştı. Onun özlediği o maviliklerine bakarken; "Çünkü seni çok özledim ve...ve..." derken sustu bir an. Alaz, yeğeninin konuşmasına devam etmesi için onu teşvik ederek; "ve, güzelim?" dedi. Şirin de hemen amcasından ayrılıp arasına belirli bir mesafe koydu ve güller açan suratını birden düşürüp sinirli bir ifadeyle bakmaya başladı amcasına.


"Ben sana küsüm." diyerek kollarını göğsünde kenetledi. Alaz, onun neden kendisine küstüğünü bildiğinden, lafı çok da uzatmayarak yeğeninin kolundan tutup kendisine doğru çektiğinde; "Biliyorum, biliyorum ve sana bir şey söyleyeyim mi? Bu hayırsız amca kendini sana affettirecek. Bu yüzden önce eve geçelim, bak hava serinledi! Üşütmeni istemem." dedi.


Şirin, tam omuz silktiği sırada yanına gelen babasının; "Prenses, Merve ablan nerede? Sen yalnız mı çıktın dışarı?" diye sordu. Şirin de babasına doğru dönüp; "Merve abla mutfaktaydı. Sadece Bobby ile merdivenlerde oturuyordum. Araba sesini duyunca buraya geldim." dedi.

Benimle KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin