"...ve hayatın kum saatini sen değil
biriktirdiğin anılar tutar,
o kadar!"
Çakıl Şirin Gürbüz
Alaz Çetinoğlu
yazan:
AK-HayalDunyasi
-*-*-*-
Çakıl, yayınlamadığı bir haber yüzünden hiç istemediği bir durumun içinde buldu, kendini. Patronu Mehmet Bey'...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"...ve hayatın kum saatini sen değil
biriktirdiğin anılar tutar,
o kadar!"
Çakıl Şirin Gürbüz
Alaz Çetinoğlu
Yazan
obirokuryazar
-*-*-*-
Battıkça battığım bir dönemdeyim. Verdiğim sözler, kurduğum cümleler, kısacası ağzımdan her çıkan kelimeler beni yerin en dibine kadar sokmaya yetiyordu. Oysaki işimi bitirip yok olacaktım ama yok öyle olmuyormuş. Bir kere kalbini kaptırdın mı, her şey yerle bir olabiliyormuş. Kurulan tüm planlar suya düşebiliyormuş. Ağızdan çıkan her kelime seni pişman edebiliyormuş. Hayaller kursakta kalabiliyormuş. Kısacası, aşık olunca insan, kendi sonunu hazırlayabiliyormuş.
Tuzağa düştüğümü anlamam, çok uzun sürmüştü. İş işten geçmişti artık. Tehditler, ah o tehditler! Elini kolunu bağlayan en etkili yöntem! İnsan, en sevdikleriyle tehdit edilince eli kolu bağlı, her söylenene boyun eğebiliyor. Çok fazla hafife aldığım insanlar, benim sonumu hazırlamaya başlamışlardı bile. Bunu fark etmem, öyle çok zamanımı almıştı ki. Aşık olmuştum bir kere. Ve aşık olduğum adamın arkasından iş çevirmek, ona ihanet ediyor olmak, onu kandırmak, hiçbir zaman olmayacak hayallere ortak olarak onu hayal kırıklığına uğratacak olmak; benim de beklediğim bir şey değildi haliyle ve bunların yaşanacak olması, kalbimi paramparça ediyordu.
Beni affetmeyecek, onun hayatına casus olarak girdiğim için, onun korktuğunu başına getirdiğim, güvenini sarstığım, ona yalanlar söylediğim için benden nefret edecekti. Buna dayanabilir miydim? Benden nefret etmesi, bana kin dolu, iğreniyormuşcasına bakması demek, benim ölmem demekti! Bunun başka açıklaması olamazdı.
