Help Me

78 4 0
                                    

       Telefon üçüncü çalışında açıldı. Akciğerlerim için ve konuşmak için yeterince güç toplamak için havayı nüfus ettim. Hazır mıydım? Hayır. Umutsuz muyum? Maalesef.

" Merhaba Mark. Konuşmayalı çok oldu değil mi?  "

Ilk başlarda telefonda rahatsız edici bir sessizlik başladı. O konuşmadıkça sinirlerim daha da gerilmeye devam ediyordu. Bi' an öldümü diye merak etmediğimde olmadı değil.

" N'oldu Isabella normalde beni aramaya tenezzül bile etmezdin. Galiba kötü bir şey oldu ha? "

Onu doğrulamak adına kısa bir cevap verdim. Hemen sonuca gelmek istiyordum.

" Evet. Evet kötü bir şey oldu. Hemde çok kötü bir şey.  "

" Pekala bu benim işime gelir. Yani sizin zarar görmeniz. Ben burada kötü bir şey göremiyorum Isabell."

Fazla alayla kurduğu cümle sinirlerimin yerinden oynamasına yetmiş hatta artmıştı bile. Ve bana ne hakla " Isabell " diyebilirdi. Bu... geçmişte kalmış ve unutulan bir şeydi. Böyle konuşmaya ne hakla cesaret edebilirdi.

" Isabell mi ? Artık öyle biri yok burada Mark. "

" Ama ben hala oralarda bir yerlerde olduğundan gayet eminim Isabell. "

" S-Sadece... sus."

" Sen nasıl istersen. "

" S-Senden bir ş-şey isteyecektim."

Kekeleyerek kurduğum cümle beni çok germişti. Resmen küçük çocuk. Yani. Sadece.  Ihmm...onun karşısında.

" Evet, bunu anlayabildim. Peki sen isteyecektin? "

Zorlanarak tüm olayları anlatmaya başladım. Tek isteğim bunu kabul etmesiydi.

    ---------Katy'nin Ağzından--------

Neredeyse beş saat olmuştu ve daha şimdiden kan içmemekten kendimi yorgun ve güçsüz hissediyordum. Beni burada daha fazla böyle tutamazlardı değil mi? Ah tabi ki tutarlardı. Onlar herşeyi yapabilirler ve bu beni tedirgin etmekten çok umutsuz gibi hissetmemi sağlıyordu. Bu beni ruhsal olarak çökertmeyi başarıyordu. Ve ben bu hislerden hiç hoşlanmamıştım. Hemde hiç. Zaten hissetmem bile bir mucizeydi...

   Uyursam bütün sorunlardan kurtulacağımı düşünüyordum. Belli ki sadece kendimi kandırıyordum. Ama şu an elimde yapabilecek daha iyi bir şeyim yoktu. Yapılabilecek hiç birşey yoktu...

   --------Isabella'nın Ağzından--------

" ... Ve sonra onu bir süreliğine ceza vermeye karar verdim."

Yaklaşık bir dakikadır cevap alamamıştım. Kapatmış olduğunu düşünerek telefonumun ekranına baktım. Ekranda hala telefonun açık olduğunu gösteren bir takım şeyler vardı.  O zaman konuşmak için neyi bekliyordu. Bi' davetyiye falan bekliyorsa boşuna nefesini harcamasın bence.

  Yaşayıp , yaşamadığını anlamak içinde adını bir kaç defa tekrar ettim.

" Mark. Mark orada mısın? " "...Hey!?!? Bana cevap vermey- "

" Ah ö-özür dilerim. D-Düşünüyordum sadece."

Az önce Mark kekelemişmiydi. Nedense günüm giderek daha iyi oluyordu.

  Onun tam aksine sesime biraz özgüven ve biraz da sakinlik ekledim.

" Tamam. Peki cevabın nedir? Yani biliyorsun az önce sana anlattığım olay. Emin ol umutsuz olsam böyle bir şey yapmam. Ama ne yazık ki fazlasıyla umutsuzum. Yani cevabın benim içi- "

Sözümü kesmişti. Yine. Ama beni susturmakta haklıydı galiba. Fazla mı hızlı konuşmuştum? Hayır.  Yani b-biraz,minnacık , küçücük...

" Peki."

" Ne demek "Peki"? "

" Yani tamam. Teklifini kabul ediyorum.  Sana yardım edeceğim."

Innocent BloodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin