A Holiday For A Week

65 5 0
                                    

      " Madem konuşmak için pek hevesli değilsiniz ceza sizi bekliyor gençler."  dedi Bayan Moore.

Bekleyin! O az önce bize gençler diyerek mi hitap etmişti? Bu kadın artık 'ergenlik yılları' diye adlandırdığımız dönemi geride bıraktığının ve artık yaşamına o kart kadınlardan biri olarak devam ettiğinin farkındaydı değil mi? Yoksa hiç aynaya bakmıyor muydu? Eh,aslında kadın aynaya bakmamakta haklı.Benim de öyle kırışıklıklarla kaplı,kremlerin bile işe yaramadığı, boyalarla çevrili bir suratım olsaydı ben de aynaya bakmazdım.

Carter o asla yapamadığım ama yapmak için herşeyimi feda edebileceğim 'tek kaşını kaldırma hareketi'ni yaptı.

" Ne cezası?"

Evet üçümüzünde aklından geçen tek soruyu Carter dile getirmişti. Bayan Moore hepimize teker teker bakıp o 'piçimsi sırıtış' lardan yaptı.

Özür dilerim,konuyu bölüyorum ama cidden bi' kadına dediği şeyler ve yaptığı hareketler bu denli mi yakışmazdı. Mümkünse insanlık adına 'gençler' demeyi , gölgelerin gücü adına da 'piçimsi sırıtış' yapmaktan vaz geçmeliydi. Ona yakışan tek şey susmaktı. Sadece susmak.

Bayan Moore yine bir 'piçimsi sırıtış ' yaparak -ah,hadi ama daha az önce bunun zararları hakkında bir nutuk çekmiştim.- cevabını vermeyi sonunda düşünebildi.

" Bir haftalığına okuldan uzaklaştırma cezası aldınız." dedi ve artık çıkmamızın gerektiğini belirten bir kaç hareket yaptı ve odadan sırasıyla çıktık.

Çıkar çıkmaz kahkaha atmaya başladım. Her geçen saniye kahkaha atmaktan gözlerim sulanmaya başlıyordu. Harry ve Carter bana sanki tül etek giymiş bir hipopotammışım gibi bakıyorlardı.

Pekala. Kimse benzetmeler konusunda iyi olduğumu söylemedi.

Onlar bana bakmaya devam ederken kahkahalarımın artık eşek anırmalarına dönüştüğünü farketmem uzun sürmedi. Bende cevap bekleyen bizimkilere döndüm.

" Bu kadın ciddi miydi az önce? " dedim kıkırtılarım devam ederken. Carter yine o ünlü 'tek kaşını kaldırma hareketi'ni yaptı ve anlamamış bir şekilde bana baktı.

" Galiba...Ciddi idi."

" Hala farkında değil misiniz?" dememle ikisininde anlamamış  ifadelerle  sanki ciddi olmadığımı söylemem için yüzüme bakışlarını çekinmeden gönderiyorlardı.

" Ah hadi ama çocuklar anlamamış olamazsınız değil mi?" diye sitem ettim. Ikisininde yüzlerini teker teker inceledim ve sanki bu odada ki en yüksel IQ'lu insan benmişim gibi konuşmaya başladım -ki bu olaydan sonra gerçekten aralarındaki en yüksek IQ'lu insan,ah özür dilerim, vampir bendim galiba.-

" Bize bir hafta okuldan uzaklaştırma cezası verdi."

"Yani..." dedi Harry isyan edercesine.

" Kadın resmen bize bir haftalık tatil imkanı verdi."

Ah, Bayan Moore'a bu ilk ve son minnettar oluşumdu. Ya da ben öyle sanıyordum.

Innocent BloodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin