It Was A Murder

81 3 0
                                    

    Sonunda kapı açıldığında genç bir kız açmıştı kapıyı. Muhtemelen Harry'nin üvey kuzeniydi. Kızın dip boyası gelmişti ve benden bir on santim uzundu. bekle bir dakika! Uzun boy,dip boyası gelmiş sarı saçlar...

    Bu Tristian'ın sevgilisi Felicia'ydı.

                     ◆◇♣◇◆

" Tuzluğu uzatır mısın,Katherine? "

  

Harry'nin amcasının bana seslenmesi ile kafamı bir süredir bakıştığım yemekten ayırdım ve yanımda duran tuzluğu ona doğru uzattım.

"Neden yemeğini yemiyorsun?" dedi Harry bana doğru bakarak.

Onun sözlerini duyunca bakışlarımı tekrar yemeğime çevirdim. Yemeğime baktığımda neredeyse dokunulmamış gibi duruyordu. Çünkü Felicia'nın yaptığı bu yemeği pek beğenmemiştim ya da Felicia'nın geldiğimden beri bana attığı bakışlardan korkmuştum. Geldiğimden beri gözünü benden ayırmamıştı. Bana sanki şeytanın ta kendisiymişim gibi bakıyordu ve bu beni biraz da olsa korkutuyordu.

Bir süredir Harry'e cevap vermediğimi hatırladığımda ona sadece iştahımın pek de yerinde olmadığını söyledim.

Benim dışımda herkes o zehir gibi yemeği yerken masaya bir sessizlik hâkim olduğunu fark ettim. Öylece oturmaktan o kadar çok sıkılmıştım ki bir sohbet konusu bulmaya çalıştım. Evet, bu mantıklıydı. Hem

kimse bir sohbet başlatacakmış gibi durmuyordu. Tek ihtiyacım olan bir sohbeti başlatacak bir şeydi. Ben bunları düşünürken evlerinin ne kadar muhteşem döşendiğini farkettim. Bulmuştum işte onlara bu evi kimin bu kadar güzel döşediğini sorabilirdim. Bence bu işe yarayabilirdi.

Tam karşımda oturan Harry'nin amcasına bakarak ona "Eviniz çok güzelmiş. " dedim.

Başını kaldırarak bana baktı. Gözleri şaşkın olduğunu belli ediyorlardı ama bir yandanda soğuk bakıyorlardı.

"Teşekkürler."

"Bu evi kim böyle güzelleştirdi?"

"Eşim. "

" Gerçekten mi? Peki şuan nerede? Onunla tanışmak isterdim." dedim.

Bunu dememle herkesin bakışlarının tek hedefi ben oldum ve o kadar da iyi niyetle baktıklarını söyleyemezdim. Ne farketmeden çok mu kötü bir şey dedim? Yoksa küfür falan mı ettim?

"Kendisi öldü." dedi Harry'nin amcası.

"Ben özür dilerim. Baştan sormamalıydım." dedim alelacele. Sorduğuma pişmandım. Sohbet başlatma hevesi ile herkesi duymak  istemediği bir soruyla karşı karşıya getirmiştim.

Benim özrümden sonra kimse bir şey demedi.Felicia hariç.

" Annem ölmedi. Öldürüldü." dedi. Gözlerinde ki öfke açıkça farkedilebilir türdendi.

" Felicia lütfen bu k-" cümlesini tamamlayamadan Felicia babasının cümlesini böldü.

"Annemin öldürüldüğünü bile bile neden böyle konuşmayı sürdürüyorsun baba."

" Felicia, tamam kapat artık bu konuyu." dedi Harry sert bir şekilde.

"Öldürüldü. Neden buna hala ikna olamadınız?"

"Felicia, yeter artık." dedi Harry.Hala sinirliydi.

" Baba bir cevap ver. Ikimizde annemin öldüğü gece cesetinin kapımıza bırakıldığını biliyoruz. Cesedin nasıl göründüğünü hatırlıyorsun. Bunun açıkça bir cinayet olduğu belliydi."

"Boynunda ki iki tane diş izini, vücudunda ki çizikleri ve solgun bedenini hatırlıyorsun değil mi? Bunun normal bir cinayet olmadığı çok açıktı. Sanki onu bir yaratık öldürmüş gibiydi." dedi Felicia. Gözlerinde ki öfke sonunda kelimelerine de sıçramıştı. Son cümleleri bana bakarak söylemişti ve doğruyu söylemek gerekirse bu beni korkutmuştu. Ayrıca son cümle bana bizi yani vampirleri anımsatmıştı.

" Yeter artık Felicia. " diye bağırdı Harry'nin amcası.

Bana yıllar gibi gelen bir süre boyunca kimse konuşmamıştı. Sonunda Harry elimi tutarak;

" Biz gitsek iyi olur. Yemek için teşekkürler." dedi ve beni de peşinden götürerek evden çıktık. Sonunda rahat bir nefes alabilmiştim. Bir daha buraya gelmek istediğimden emin değildim.

Arabaya doğru yürürken bu gece hakkında düşündüm. Garip bir geceydi. Bittiğine o kadar çok sevinmiştim ki bu gecenin. Kesinlikle bir daha böyle bir akşam yemeği yaşamak istemiyordum.

Innocent BloodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin