Bilinmeyen Numara

648 46 22
                                    

"Kaldıramadım işte Justin. Yapamadım."

Diye cevap verdim ağlayarak. Justin kafamı göğsüne yasladı ve

"Ben de beni sevmekten vazgeçtin sandım Ros."

Justin de ağlıyordu. Ben onun ağlamasına dayanamazdım. Kafamı kaldırdım.

"Seni her şeyden çok seviyorum Justin. Böyle bir şeyi nasıl düşünebildin?"

Justin'in göz yaşlarını öptüm.

"Özür dilerim" diye mırıldandım.

Justin'e sarıldım. Kokusunu içime çektim. O kadar sıkı sarılıyordum ki her bir hücresini hissediyordum.

"Kokunu o kadar çok özlemişim ki Justin"

Justin sırtımı sıvazladı. Her sarılmasında bunu yapar.

Saçlarımı okşadı.

Gerçekten rüyada gibi hissediyordum.

"Biliyor musun Justin, ben önceden hep şuan yaşadığım şeyin hayalini kuruyordum, sana sarılmanın hayalini. Bir keresinde rüyamda sarılmıştım. O kadar gerçekçiydi ki. Hiç bilmediğim kokunu bile hissetmiştim.

Justin benim gözlerime gururla baktı

"Ros. Sana aşığım."

Sessizlik oldu.

"Ben de sana tahmin ettiğinden de çok aşığım. Sadece senin beni tanıdığın dönem değil. Sen beni tanımıyorken de aşıktım. Şimdi de aşığım. Ölene kadar yemin ederim sadece seni seveceğim. Bundan hiç şüphe etme olur mu? Sen benim rüyalarımı gerçekleştirmeme izin verdin."

Tekrar ağlamaya başladım. Onun da gözünden damlalar akıyordu.

Kahretsin ki ikimiz de çok duygusalız.

Birbirimize sarıldık ve öyle kaldık.

Bu anın bozulması Justin'in telefonuna gelen mesaj sesiyle bozuldu.

Justin telefonunu aldı ve baktı.

"Bilinmeyen Numara"

Ben şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim. Justin'in mesajı açmasını izledim.

Bilinmeyen numara: Seni çok özledim Justin..

Gözlerim iyice irileşti ve şaşkınca telefona bakakaldım. Justin benim şaşkınlığımı görünce açıklama yapma ihtiyacı hissetmiş olmalı ki söze başladı.

"Ros, önemsemiyorum bu mesajları, bir bilinmeyen numara var ve bana mesaj atıyor. Konuşuyorduk. Sanki beni tanıyor gibi. Ama son zamanlara doğru bir farklılık var gibi."

Ben içimden geçirdim

Justine mesaj atan gizli numara bendim. Peki bu atan kimdi? Justin ikimizi tek bir kişi sanıyor. Şimdi ne yapacağım
Diye düşünürken Justinin sarsmasıyla kendime geldim.

"Ros?"

"Justin şey, ben sana bir şey di-"

Sözümün kesilmesini yeni bir mesaj sesi sağlamıştı.

"Justin, artık sana kim olduğumu göstermem lazım. Seni çok özledim. Lütfen bugün * kafede buluşalım. Seni bekliyor olacağım."

Justin mesajı okuyup benim yüzüme baktı.

"Hayır tabi ki gitmeyeceğim."

Normalde ben de gitmesine izin vermezdim ama kim olduğunu gerçekten çok merak ediyordum.

"Justin, gitmelisin."

"Neden Rosanna?"

Yalan söylemek istemiyordum.

"Çünkü şey..."

"Ne?"

".."

"Rosanna söylesene!"

"Çünkü ben de sana gizli numaradan yazmıştım. Ama sadece 2 gün konuşmuştuk."

Justinin gözleri açıldı. Gülümseyerek

"Ne?"

"Şımarma hemen. Özlemiştim napayım."

Justin yanaklarımı sıktı ve

"Sen beni özledin miiiiiiii"

"Tamam Justin konuyu değiştirme. Gideceksin. Hatta ben de gelicem."

Justin söylediklerimi pek umursamayarak

"Tamam güzelim gelirsin"

Diyerek oturduğu koltuktan kalktı.

Ben de kalktım ve

"Hadi gidiyoruz" diyerek Justin'in elini tuttum.

İkimiz de durakladık. Ben elimi çektim.

"Noldu Ros?"

"Hiç, bir an boşluğa düştüm."

Bu sefer Justin elimi sıkıca tuttu ve

"Bu eli bir daha bırakmayacaksın Ros."

Gözlerine baktığımda oldukça ciddi bir şekilde bana bakıyordu.

"Sonsuza kadar bırakmayacağım Justin."

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."

Justin kapıyı açtı ve açar açmaz karşımızda gördüğümüz şeye şaşırdık.

Paparazilerin kapıda ne işi vardı?!

Arkadaşlar, yorumlarınız benim için çok kıymetli...

PATIENCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin