Utançla Justin'in yanından ayrıldım, kahvaltı hazırlamak için aşağı kata mutfağa indim. Sofrayı hazırladım. Son tabağı masaya koyarken merdivenlerden Justin'in indiğini gördüm. Duştan çıkmış ve üstüne gömlek gitmişti. Yakalarını da açmıştı. Beraber kahvaltı yaparken Justin konuşmaya başladı.
"Aklımda yeni bir şarkı yapma planı var."
Şaşırdım ve çok sevindim.
"Tamaamm, ben de seninle stüdyoya gelmek istiyorum, çok merak ettim."
Justin'in yüz ifadesi şaşkına dönmüş bir şekildeydi.
"Hayır, sen gelme Rosanna. Hem ben zaten daha çalışmaya başlayacağım, şarkı tam anlamıyla hazır değil."
Neden böyle dediğine anlam veremesem de kafamı salladım.
Justin pantolonunun içine soktuğu gömleğini düzelterek masadan kalktı.
"1 saate gelirim bebeğim."
O gittikten sonra sofrayı kaldırdım ve telefonumu elime aldım. Keşfette gezinirken o nefret ettiğim kızın (sofia) fotoğrafını gördüm ve sinirle kelefonu kapatıp masaya koydum.
Televizyon izleyerek vakit geçirirken telefonu elime aldım ve bildirimi gördüm.
"Justin Bieber hikayesinde senden bahsetti."
Çok merakla hemen hikayesini izledim. Stüdyoda şarkı kaydediyorlardı video çekmişti ve üzerinde de "new music is coming... @rosanna..." yazıyordu. Ama sesi kısıktı, dudaklarını okumaya çalıştım ama hiçbir şey anlayamadım, lanet olsun çok merak etmiştim, ama yapabileceğim bir şey yoktu, hikayesini yanıtladım.
"Sesli halini de çok merak ediyorum :)"
Görüldü yaptı.
Hemen odama çıktım ve üstümü giyindim. Bugün gerçekten makyaj yapasım vardı. Aynanın karşısına geçtim ve gerçekten güzel bir makyaj yaptım, kıyafetimi de seçtim ve anahtarı alarak evden çıktım. Arabaya bindim ve şöföre gideceğim alışveriş merkezini tarif ettim.
Bakalım Justin bey hiçbir şey demeden internetten öğrenmenin nasıl bir his olduğunu anlayacak mı.
İstediğim yere geldim ve arabadan indim, her zamanki gibi paparaziler ordaydı ve birsürü fotoğrafımı çektiler, avmye girdim ve gezinirken telefonumun çalmasıyla irkildim.
"Justin arıyor..."
"Efendim aşkım?"
"Rosanna nerdesin?!"
Sesi sinirli geliyordu.
"Hiç canım avm de geziyorum."
"Bu kıyafetlerle ve bu makyajla mı?"
"Justin, normalde makyaj yapmıyorum diye bişey yaptım sanıyorsun her halde ama aslında fazla bir makyaj yapmadım bunu kadınlar markete giderken yapıyor."
Karizmatik ses tonuyla ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.
"Çok güzel olmuşsun. Nerdesin, yanına geliyorum."
10 dakika sonra Justin yanımdaydı.
Gelir gelmez elimden tuttu ve hadi gidelim diye beni arabaya doğru götürdü.
"Justin, senin bu kadar kıskanç olduğunu bilmiyordum."
Hoşuma gitmişti.
"Kıskançlık değil, sadece gereğinden fazla güzelsin ve bu güzelliği benden başkası görsün istemedim."
Dışarı çıktığımızda ikimizi birden çekmeye başladılar, Justin elimi o kadar sıkı tutuyordu ki resmen ellerim terlemişti.
Arabaya bindik ve eve doğru ilerledik.
Eve girdikten 10 dakika sonra bir numaradan bana mesaj geldi, daha önce hiç karşılaşmadığım bir numara.
"Bir yıldır bizi görmemek için başka bir ülkeye gittiğin çocukla barışıp bizi bir hiç saydın. Artık senin gibi bir kızımız yok."
Mesajı okur okumaz, yıkıldım. Gerçekten nasıl bir ailem olduğunu unutabilmiştim? Üstelik onları öylece terk ettikten sonra. Fotoğraflarımızı görmüş olmalılar.
Hemen o numarayı aradım, babam açtı.
"Ne var neden aradın? Bir daha bu numarayı arama, senin gibi bir kızım yok artık. O uğruna bizi bıraktığın adama ailem dersin artık."
Dıt dıt dıt...
Telefonu yüzüme kapatmıştı.
Justin çaresiz gözlerle bana bakıyordu, benimse son hatırladığım gözlerimin kararmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATIENCE
FanfictionMerhabalar! Uzun süredir aklımda buradan hikaye yazıp yazmamak vardı ama sonunda kararımı verdim. Birçok arkadaşım ve takipçilerim de istedikleri için başlamaya karar verdim. Şimdilik bu kadar umarım seversiniz! Keyifli okumalar..