EMANET -12.Bölüm-

72 14 4
                                    

~Pamir'in Ağzından~

Elisa'nın bulınduğu deponun önüne gelmiştik. Kalbim çok hızlı atıyordu. Ona bişey olmasından korkuyordum.
Ama zaten o Yağız piçi benim meleğime işkence yapmış. Bunu ona soracaktım.

Benim olana dokunmak ney görecekti!

İçeri gireceğimiz sırada tiz bir çığlık sesi geldi. Bu Elisa'nın çığlığıydı. Yağız piçi ona bişey yapmıştı. Gözüm artık görmüyordu. Hemen içeri daldım.

Yağız elinde demir sopayla Elisa 'ya vurmuştu. Gözüm görmediği için silahımı aldım. Ve o sıra Yağıza ateş ettim. Aslında böyle ölmemeliydi ama Elisa'ya zarar vermişti.

Elisaya baktığımda sırtındaki acıyla bayıldı bayılacaktı. Yanına gidip onu kollarımın arasına aldım. Tam bayılacağı sırada bana o güzel sözü söyledi.

"Sevgilim"

(())(())(())(())(())(())(())(())(())

~3 Saat Sonra~

Şu anda hastanedeydik. Doktorlar Elisanın durumunun ağır olduğunu söyledi. Nedeni ise çoz fazla darbe almasıymış. Özellikle sırt kısmı.

Yağız piçi sırtına bıçak izlerini doldurup üstüne kolonya dökmüş. Üstüne üstlük demir sopayla vurmuştu.

Ahh! Elimde olsaydıda silahla vurmasaydım. Ona bildiğim tüm işkenceleri çektirirdim. Ama o anda yapmak zorundaydım. Eğer ben vurmasaydım Elisanın sırtına bir darbe daha vuracaktı ve belkide Elisa yaşamıyor olacaktı.

Bu olaydan sonra Büyük Babada hastaneye gelmişti. Bende çok yorgundum. Resmen 2-3 gündür uyumuyordum. O anki uykusuzlukla gözlerim istemsizce kapattım...

⏬              ⏬               ⏬

Gözlerimi açtığımda Büyük Baba ağlıyordu. Kahrolmuş gibiydi. Kemalde ağlıyordu.

Bizim çete de toplanmıştı. Arya bayılmış yatıyor. Dilan Emreye sarılmış ağlıyordu. Aynı şekilde Pelin ve Berkay içinde geçerliydi. Aryanın başında Ateşde ağlıyordu.

Neler oluyor?

Hemen Berkayın yanına gittim.

"Berkay noluyo? Niye herkes ağlıyor?" Dedim. Benimde gözlerim dolmuştu.

Berkay tam söyleyeceği sırada doktor geldi.

"Pamir Bey" dedi sakin ama telaşlı bir sesle.

"Benim. Bir sorun mu var ? Neler oluyor?"

"Şimdi Pamir Bey lütfen sakin olun herşeyi anlatacağım. Öncelikle sizinde bildiğiniz üzere Elisanın tüm bedeninde darbe izleri vardı. Özellikle sırtı çok kötüydü. Biz sırtındaki yarayı temizlerken hiç bilmediğimiz bir şekilde Elisa son kez birinin adını söyledi. 'Pamir' di yani siz.
S-sonra Elisanın kalbi durdu. Onu geri getirmeye çalıştık. Ama malesef b-başaramadık. Çok üzgünüm.

Başınız Sağ Olsun."

Başınız Sağ Olsun...

Başınız Sağ Olsun...

Başınız Sağ Olsun...

Beynimde canlanıyordu. Doktor sözünü söyleyip gitti. Bense öyleye kalakalmış duruyordum.

"K-kalbi mi durmuş?" Dedim zor çıkan sesimle. Ateş yanıma geldi.

"A-abi iyimisin?" Dedi.
Güldüm.
"Sence iyi miyim Ateş? " dedim ve dizlerimin üstüne çöktüm. Ağlıyordum. Hemde çok ağlıyordum. Sevdiğim kız için ağlıyordum. Onun kalbi benim kalbim olduğu için benimde durmuştu artık.

Yaşamıyordum ben. Ölüydüm.

Yaşayan ölüydüm...

Hastane odasının bir kapısı açıldı. Beyaz çarşafla örtülmüştü. Ama saçları sedyeden aşşağı sallanıyordu. Gitmiş miydi? Bitmiş miydi? Bu kadar mıydı?

Daha ben sevgimin yarısını bile göstermedim ona. Hemen bırakmış mıydı beni?

Bende o giderken son bir söz söylemiştim.

"Gitme..."

<><><><><><><><><>

"Abi kalksana artık. Ne kadar uyudun ya"

Gözlerimi açtım. Kan ter içindeydim. Rüya mıydı?

Hızlıca ayaklandım.

"Emre. Elisa. Elisa iyi mi? Gitti mi? Gitmedi değil mi? Söylesene lan!" Diye bağırdım.

Emre önce şaşkınca baktı sonrada güldü.

"Abi Elisa seni bırakıp nereye gidicek. Normal odaya aldılar. Uyanık seni görmek istiyo kalk hadi" dedi ve güle güle gitti.

Rüyaydı...

Gitmemişti...

Bırakmamıştı...

Ayaklandım ve Elisanın olduğu odanjn yanına gittim. Kızlar ben uyurken girmiştiler. Mutluydular.

Arya Ateş'e,
Pelin Berkay'a,
Dilan Emre'ye sarılmıştı.

Onlar mutluydu.

Bende öyle...

Hemen içeri girdim. Elisa umutla gözlerini bana çevirdi.

"Pamir"

"Elisa"
Yanına koştum. Ve onun canını acıtmayacak şekilde ama bir daha da bırakmayacak şekilde sarıldım. O da kollarını bana sardı. Kokusunu içime çektim. Hastanenin kokusu  sinmişti üstüne. Ama kendi kokusu daha ağırdı. Mutluluktan ağlıyordum şimdi.

"Ağlama artık Pamirim iyiyim ben" dedi gülerek. Evet iyiydi keyfi yerindeydi.

Güldüm. Güldü.

Elimi yanağına koydum. Ve ona yavaşça yaklaştım. Oda elini kaldırıp yanağıma koydu. Ona iyice yaklaştım. Burun buruna geldiğimizde konuştum.

"Seni çok özledim" dedim ve dudağını yapıştım...

                              ÖNEMLİ!!!

Biliyorum çok kısa bir bölüm oldu. Ama şunu söyleyeyim. Doğum günümde -yani 1 gün önce-  Antalya'dan akrabalarım bana hediye olarak telefon gönderdi.

Ve kargocu ağabey(!) kargoyu balkona fırlatmış. İçinde de telefon olduğunu bilmiyormuş. Her ne kadar bilmesede balkona atması çok çok çok çok çok yanlış birşey. Korgocu ağabey(!) yanlış attığı için korgo yere çakılmış. Ve telefonun camı tuzla buz olmuş. 👿 ve adam hiçbirşey demeden çıkıp gitmiş. Bizde o kargocuyu bulup şikayet ettik.

Bölümü diğer telefondan yazacaktım ama o telefon da şarz problemi var.

Şarz problemi olan telefonum = Samsung Galaxy S3

Kargoyu fırlatan ve camı tuzla buz olan telefon= Asus Zenfone 1

Bu bölümü zar zor yazdım bir başkasının telefonundan😪

Yani anlayacağınız telefonum olduktan sonra bölüm yazmaya devam edeceğim. Şimdilik bu şekilde malesef😪

Benden bu kadar...

Öpüldünüz....❤❤❤

EMANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin