1.8

1.7K 87 144
                                    

şimdiden söyliyim böyle şeyler olcak smuuuağğğtt.
rahatsız olan okumasın bitince haber vercem çünkü baya şeyyaptım
bu arada bu bölümü yazarken medyadaki gibiydim, o yüzden DANSSS DŞSŞSŞSÇSŞ

Yakasından tuttuğum gibi kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. Bu sefer kendimi tutmayacaktım.
Kollarım boynundayken onun elleri belimdeydi. İkimizde birbirimizi sert bir şekilde öpüyorduk.
Bir anlığına birbirimizden ayrıldığımızda nefes nefese kalmış bir halde birbirimize bakıp gülümsüyorduk.
Beni bir anda kucağına aldı ve duvara yapıştırdı. Kucağında, onunla duvar arasında kalmıştım.
Dudakları tekrar dudaklarımı bulduğunda, elleriyle kalçamı sıkıyordu.
Vücudunu vücuduma bastırdığında elleri boynuma gitmişti.
Yüzümü okşuyor, hala aynı sertlikte öpüyordu.
Dudaklarımı bırakıp boynuma geçtiğinde boynumu ısırdı.
İnlediğimde daha sert ısırmıştı. Isırdığı yerleri daha sonradan emiyordu.
Ayaklarım titremeye başlamıştı. Bunları Natsu'yla yapacağım hiç aklıma gelmezdi.
"N-Natsu dur.."
Artık dayanamıyordum. Durması gerekiyordu.
Ona yalvarırken inliyordum. Bu onu daha da sert ısırmaya teşvik etmişti. İnlemem ona zevk veriyordu.
Saçlarına asıldığımda iki kolumu bileklerimden duvara yapıştırdı. Güç gösterisi yapıyor gibiydi.
Vücutlarımız birleştiğinde hissettiğim sertlikle donup kalmıştım.
Bu çok garip bir histi.
"Natsu ciddiyim dur bir dakika."
Natsu beni öpmeyi bırakıp gözlerime baktığında "Ne oldu Luce?" diye sordu.
"Yatağa geçsene bi."
Bana mal mal baktığında kafasına vurdum ve onu yatağa gönderdim.
Yatağa geçtiğinde kollarını yatağın başlığına bağladım.
"L-Luce?"
"Bugün benim sözümü dinleyecektin Dragneel. Yaramazlık yaptın. "
Natsu sesli bir şekilde yutkundu.
Sadece iç çamaşırlarımlaydım. Bağlı olduğu yatağa yaklaştım.
Kucağına oturdum ve önünü açtım. Kasları ortaya çıkmıştı.
Ellerimi kaslarının arasında gezdirirken hiç gülmediğim bir şekilde gülüyordum.
Erkekliğine sürünürken boncuk boncuk terlemişti. Bağlı ellerini zorluyordu. Sıkı bağlamıştım, çözülmesi imkansızdı.
Yavaş yavaş sürtünüyordum.
"Daha hızlı!" diye bağırdı.
Erkekliğini sıktım. "Sus! Benim istediğim gibi olacak."
Natsu kızarmıştı ve sertleşmişti. Zevk alıyordu.
Biraz daha hızlı sürtünmeye başladım. Zevk alması için bende inliyordum. Ellerim kaslarının üzerindeydi.
"Natsu.."
Natsu artık çıldırmak üzereydi.
"Tamamen bana ait olmanı istiyorum." dedi sessizce.
"Öyle mi korsan? Bak ne haldesin. Bir prenses senin elini kolunu bağladı. Ve hızlanmayacak."
Natsu dudaklarını yaladı.
Aynı pozisyonda eğildim ve onu öpmeye başladım. Öperken ona sürtünmeye devam ediyordum. Ellerini daha da zorluyordu.
Dudaklarından ayrıldım ve ona baktım. Ben de kızarmıştım.
"Luce."
Dudağımı ısırdım. Daha da sertleşmişti.
Bir anda bezi kopardı ve elleri serbest kaldı.
Bir saniyede üstüme çıktı ve boynundan çıkarmadığı atkısıyla bileklerimi aynı yere bağladı.
"Natsu?"
"Senin zamanın bitti Luce."
"Nani?"
Yüzünde korktuğum sadist gülümseme vardı.
"Cezalandırma zamanı güzelim."
Artık suratım morarmıştı. Daha demin yaptıklarımı nasıl yaptığımı düşünürken Natsu boynumu emmeye başlamıştı bile.
"D-dur.. Dursana.."
Natsu daha sert öpmeye başlamıştı. Sanki koparacak gibiydi.
Öpe öpe aşağı iniyordu.
O aşağı indikçe içimden bir şeyler kopuyordu sanki.
Kollarımı serbest bırakıp onu durdurmak istiyordum ama gerçekten kangren olabileceğim şekilde sıkmıştı atkıyı.
Külodumu yırtar gibi çıkarttı.
İnebileceği en uç noktadayken artık bunun geri dönüşü olmadığının farkındaydım. Natsu'yu seviyordum ve onun olmaya hazırdım. En başından beri..
"Natsu napıyorsun!?"
Natsu yine sadistçe gülümsedi.
"Cennetin tadına varıyorum."
Artık sadece suratım değil bütün vücudum kıpkırmızıydı.
Her darbesi bedenimde depremlere neden oluyordu.
Artık her şeyin burda biteceğini sanarken, Natsu tüylerimi ürperten soruyu sordu.
"Hazır mısın?"
Dudağımı ısırdım. Tam cevap verecektim ki kendini tutamamıştı.
Kendi iç çamaşırını çıkardı.
Kulağıma eğildi.
"Seni seviyorum." diye fısıldadı.
"B-ben de.."
Başta katlanamayacağım bir acı vücudumu kapladı. Yavaş yavaş acı kendini zevke bıraktı.
"Lucy, yanıyorum. "
Natsu'nun sırtını tırnaklarımla çiziyordum. Bu kadarı benim için fazlaydı. Zevkten bayılacak gibiydim.
"Natsu yeter lütfen dayanamıyorum."
Natsu beni susturmak adına dudaklarıma yapıştı. Ben acıyla bağırırken o boynuma izler bırakıyordu.
Artık ikimizde doruk noktasına ulaştığımızda, tamamen ona ait olduğumu biliyordum.
Artık tamamen ona aittim, onundum.
İniltilerimiz odayı doldurduğunda, Natsu yanıma uzanmıştı. İkimiz de nefes nefeseydik.
Nefesim kesilmişti. Kendimi çok garip hissediyordum.
Natsu'ya döndüğümde beni izlediğini gördüm.
"Ne bakıyorsun sakura kafa?"
Elini yanağıma koydu. "Çok güzelsin be."
Yanağımdaki elini tuttum. "Sana güzelim Dragneel."
Burnuma bir öpücük kondurdu. Beni -kas dolu- göğsüne yatırdığında kendimi dünyanın en şanslı insanı olarak hissediyordum.
Kendimizi uykunun derin kollarına bıraktık.

pirate and princess//NaluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin