1.9 FİNAL

1.4K 87 105
                                    

Final yaptığım için kavuşamayan bütün shipleri kavuşturdum. Allah affetsin dşsşdşdşdş

-MIRA-

Rogue ve Sting'le zafer danslarımız bittikten sonra, planı tekrar gözden geçirdik. Benim görevim Lucy'i oyalamaktı.
Gajeel, Levy'e diğer kızlara çaktırmadan anlatsın diye planı açıklarken ben de acaba Lucy'i nasıl oyalasam diye düşünüyordum. Herkes kendini olaya kaptırmıştı. Kendi hallerindelerdi.
Kafamda tilkiler dolaşırken, ensemde bir nefes hissettim. Arkamı dönüp nefesin sahibine baktığımda, karşımda Laxus'u buldum.
"Bir şey m-mi oldu?"
"Biraz benimle gelmek ister misin? Planda anlamadığım noktalar var da. Diğerleri kafayı yemiş durumda."
Gülümsedim. Özel olarak benden istemesi yüzümü kızartmıştı.
"Tabii, nereye gidelim?"
"Kimsenin gelemeyeceği bir yere."
"Ha?"
Evet, içimdeki öküz kendini göstermişti.
Laxus güldü ve kolumdan sürüklemeye başladı. Gemide çok kalabalık olduğumuz için kimsenin bulamayacağı bir yeri tespit etmek zor olmuştu.
"Tamam. Burası iyi herhalde."
Onayladıktan sonra planı anlatmaya karar verdim.
"Şimdi, ben Lucy'i odada oyalarken, Gray ve Gajeel.."
Lafımı bölen, beni duvarla kendi arasında bırakmasıydı.
"Gerçekten, göründüğün kadar safmışsın Mira."
"Ne?"
Kalp atışlarım hızlanmıştı. Kolunu duvara koydu.
"Buraya seni planı anlatman için getirmedim. Natsu sayesinde planı ezberledim zaten."
"P-peki o zaman.."
"Çünkü, seninle yalnız kalmak istedim."
Yutkundum. Aramızdaki mesafe git gide azalıyordu. Sigarayla karışık nane kokulu nefesi, burnuma bir hoş geliyordu.
"Ama neden?"
"Seni çok uzun zaman bekledim Mira. Düşünebileceğinden daha uzun bir zaman. Etrafımda çok kız vardı, gerçekten. Ama ben aptal bir aşık gibi 7 yaşındayken gördüğüm kızı aklımdan çıkaramadım."
Demek o da benim gibi beklemişti. Bana da teklif edenler olmuştu ama aklımda sadece Laxus vardı.
"Ciddi misin sen?"
Yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdı. Artık konuşurken dudakları dudaklarıma değiyordu.
"Şaka yapar gibi bir halim mi var?"
Kahretsin! Onu gerçekten öpmek istiyordum.
Konuşmaya korkuyordum. Konuştukça dudaklarımız değiyordu. Zaten bakışlarım dudaklarına kitlenmişti. Tıpkı onun bakışları gibi.
Yutkundum. Konuşmak için kendimde cesaret topladım.
"Laxus, ben de.."
Ona her şeyi söyleyecektim. Onu beklediğimi. Onu sevdiğimi. Küçüklüğümden beri ondan başkasını istemediğimi.
Ama söyleyememiştim.
Çünkü bir anda dudaklarıma yapışmıştı.
Gözlerim şaşkınlıktan açılmış, onun kapalı gözlerine bakıyordu.
Olayı idrak edince, gözlerimi kapattım. Ve yıllardır beklediğim anı yaşadım.
Kendini geri çektiğinde gözlerimin içine baktı.
"Üzgünüm.. Lafını böldüm. Ama bu anı uzun zamandır bekliyordum."
Güldüm. "Aynı şeyi söylemeye çalışmıştım Laxus. Aklımdan hiç çıkmadın. Nereye baksam seni görüyordum. Ama en kötüsü, gördüğüm kimse sen değildi."
Laxus tek nefeste itiraf ettiğim şeyleri duyduğunda şaşırmışa benziyordu.
Oğlum, sarışınsın. Kas yığını olmuşsun. Seni istemeyen kız olur mu? Neden bu kadar şaşırıyorsun?
Bir anda bana belimden sımsıkı sarıldı ve yüzünü boynuma gömdü.
Kokumu içine çeke çeke sarılıyordu.
Boşta kalan kollarımı boynuna doladım. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Mutluluktan ağlıyordum. Sonunda, yıllardır beklediğim adam karşıma çıkmış, bana beni sevdiğini söylüyordu.
Tanrım, bugün daha ne kadar güzel olabilirdi?

-STING-

Gajeel, Levy'nin mesajını alıp almadığını anlamak için beni göndermişti. Sürekli bana "kızlarla çok iyi anlaşıyorsun" diyip duruyordu. Keşke öyle olsaydı.
Planı yaptığımız odadan çıkıp mutfağa doğru yürüdüm. İçimde hem bir hüzün hem de tarifsiz bir mutluluk vardı.
Mutfağa girdiğimde bütün kızların Lucy'nin başında olduğunu gördüm. Sanırım özel bir konuydu.
Kulak misafiri olmak istemiyordum, bu yüzden olabildiğince ses çıkararak mutfağa girdim.
"Yo, Levy nerde?"
Levy kızların arasında kısa boyuyla kaybolmuştu. Gülmek istedim, ama ayıp olurdu.
"Burdayım, Sting!"
"Biraz gelsene."
Onu çağırırken, gözlerim Yukino'nun gözleriyle birleşti. Bana bakıyordu. Hafif kızarmıştı.
Ona bakıp gülümsediğimde yanaklarını şişirip kafasını başka bir tarafa çevirdi.
Çok şirindi.
Aklıma Lucy ve Natsu geldi. Keşke biz de Yukino ile öyle olabilseydik.
Keşke onun elini tutabilseydim. Öpebilseydim. Onunla daha fazla zaman geçirebilseydim.
Ama onu terk edip gitmiştim. Bütün hata bendeydi.
Yukino'ya baktıkça, onun yanına gitme isteğim artıyordu.
Keşkelerle yaşamak istemiyordum.
"Ne oldu Sting-kun?"
Bakışlarımı Yukino'dan ayırmadan "Planı anladın di mi? Anlattın mı kızlara?"
"Hıhı, hepsi anladı."
"Bu iyi, şimdi izninle."
Levy bana bakarken, ben Yukino'ya doğru ilerledim. Yukino bana bakıyordu.
Dibine girince omuzlarından tuttum. "Yukino.."
"Sting.."
"Ben.. ben.."
Yukino cümlemin devamını duymak istiyormuş gibiydi.
Bütün kızlar nefeslerini tutmuş bizi izliyorlardı.
Özellikle Cana, birasını bile bırakmıştı.
"Ben.."
Duygularımı dile getirmek benim için gerçekten çok zordu. Küçükken olduğu kadar kolay olabilseydi keşke.
"Özür dilerim Yukino, ben aptalın önde gideniyim. Seni öylece bırakmamalıydım. Sana ulaşmalıydım. Aptal kafam, korktum Yukino. Geri döndüğümde seni başkasıyla bulmaktan korktum."
Yukino beni dikkatle dinliyordu.
"Senin.. bana karşı olan duygularının değiştiğini düşündüm. Ki sanırım öyle."
Bakışlarımı yere doğrulttum. Gözlerine bakamıyordum.
Elimi kavrayan minik parmaklarla irkildim.
"Sanırım sen bir aptalsın Sting."
Yukino gülümsüyordu.
"Sana karşı duygularım asla değişmedi. Değişmez de. Sana tokat attığım için üzgünüm. "
"Sorun değil, Yukino. Beni kendime getirdin."
Sımsıkı sarıldım ona. Artık hiçbir yere gitmeyecektim. Hep onunlaydım.
Kızlar arkadan "we are the champions" şarkısını açmış çığlıklar atıyorlardı.
Cana yanımıza geldi ve ikimize de sarıldı.
"Kızı gece fazla yorma Sting." dedi ve göz kırptı.
Yukino'yla ikimizde kıpkırmızı olmuştuk. Ama tek yaptığım, kızarmış yüzle ne kadar tatlı olduğunu düşünmekti.
Yukino, sonunda benimdi.
"Sahi, Sting. Sen neden geldin buraya?"
Kafamdan aşağı buz gibi sular döküldüğünü resmen hücrelerimde hissetmiştim. Lucy'nin sorusuna ne diyebilirdim ki? Nasıl bir bahane uydurabilirdim?
"Gajeel. İyi miyim diye bakması için yollamış onu. Dün başım çok ağrıyordu da." diyerek kurtardı beni Levy.
Lucy inanmışa benziyordu. Derin bir nefes verdikten sonra Natsuların yanına gittim. Tabii Yukino'nun yanağına bir öpücük kondurmayı da unutmadım.
Maalesef kızlar da çığlık atmayı unutmamışlardı.
Günüm git gide güzelleşiyordu.
Odadakiler bıraktığım gibilerdi. Sadece Mirajane ve Laxus da tekrar bize katılmışlardı.
Herkes dağıldıktan sonra plana yarım saat kaldığını gördüm. Natsu her şeyin mükemmel olmasını istiyordu. Bu yüzden kendi görevimi yarım saat önceden yapmaya başladım.
Hazırlandım ve yerime geçtim. Aklımda Yukino vardı. Sarıldığımda, ne güzel kokuyordu.
Yarım saat içinde sadece Yukino ile ilgili planlar yapmıştım. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan Gray ve Gajeel yanıma geldi.
"Hazır mısınız?"
Gray ve ben kafamızla onayladıktan sonra Mira'nın Lucy'i odaya götürdüğünü gördük. Hafiften hava kararmaya başlamıştı.
Bu gece, çok güzel olacaktı.

pirate and princess//NaluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin