0.4

577 49 8
                                        

Natsu beni Gray ve Juvia'yla tanıştırdıktan sonra savaş teknikleriyle ilgili bir sürü kitap okutturdu.
Neredeyse 1 haftadır hiç durmadan dövüş eğitimi alıyorum. Ama baya aşama kaydettiğimin farkındayım. Bütün zorluklara değiyor. Eğitimimi tamamlayıp babamı kurtarmaya gideceğim ama Natsu'ya bundan henüz bahsetmedim.
Eğer gelmezse tek başıma gidecektim.

-Evet Lucy, bugün gerçek yeteneklerini kontrol etmen için çalışmaya başlayabiliriz.

Evet artık zihnimi kontrol edebilecektim.

-Natsu, senin yeteneklerinle benimkiler aynı mı?

-Hiçbir melezin yeteneklerinin aynı olmadığını sanıyorum. Henüz ne gibi yeteneklerimiz var, sınırımız ne bilmiyoruz.

Kafamla Natsu'yu onayladım. 1 haftadır aramızda bir soğukluk vardı. Tamam çok fazla yakın değildik ama her nedense bir anda aramıza bir mesafe girmişti.

Natsu yavaşça yanıma yaklaştı.

-Şimdi zihninde bir felaket düşün Lucy. Sen bir melezsin. Gücünün sınırını öğrenmeliyim.

Dediği gibi zihnimde felaket düşünmeye çalışıyordum ama hiçbir şey olmuyordu.

-Natsu be-ben yapamıyorum.
-Tamam, sorun değil. Öyle kolay bir şey değil Lucy.

Gözlerimi kapatıp kendimi zorlamaya devam ediyordum.
Natsu, bana destek olmak için elini omzuma koyduğu anda kendimi eski ahşaptan bir evde buldum.
Birisinin gözlerinden dünyaya bakıyordum ama kim olduğunu anlayamıyordum.
Fakat bir çocuk olduğum aşikardı. Yaklaşık 7-8 yaşlarında.
Önümdeki boyama kitabıyla ilgilenirken sakura saçlarım gözlerimi kapatıyordu. Sakura saçlarım? Natsu.
Natsu'nun geçmişinde miydim ?

-Benim yaramaz oğlum yine resim mi yapıyor?

Bedenime değen parmaklarla gözlerim sulanana kadar gülüyorum. Doğrusu Natsu gülüyor. Bu kadın onun annesi olmalı.

-Bensiz eğlence ha? Babaya yer açın.

Yanıma yaklaşan siyah saçlı, zümrüt yeşili gözleriyle her tarafa ışık saçan yakışıklı adam beni kollarına alıp, yükseğe fırlatıyor. Kahkahalarımız bütün odayı dolduruyor.

Aniden kapı sert bir şekilde vuruluyor.

-Bunlar da kim?
Diyordu Natsu'nun babası.
-Bizi buldular mı?
Diye endişeyle kocasına bakan kadın beni kucağına alıp,  sakinleştirmeye çalışıyor.

-Bebeğim, ne olursa olsun dolaptan çıkma tamam mı? Sakın. Eğer içeriye girecek adamlar gitmeden çıkarsan anne sana küser.

Gözlerim dolarken başımı aşağı yukarı sallıyorum. Ardından annem beni dolabın içine koyuyor. Parmaklarıyla üzerime mavi bir toz döküyor. Daha sonra koşarak kocasının yanına gidiyor.
Dolabı aralayarak olanları izlemeye çalışıyorum.

Baba, kapıyı açtığı gibi içeriye asker üniformalarıyla bir sürü adam giriyor.
Söylediklerini zar zor duyabiliyorum.
-Teslim oluyoruz.
Diyor baba. Anne de ona destek olmak için koluna giriyor.

Hybrid /NaLu (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin