Müzik ; Bedük - Bi Dans Etsek
•••6.Bölüm•••
"Şimdi göstereceğim sana gününü."
Elimdeki dosyaya bakıp sinsice gülümsedim. Madem Bay Jeon bana ceza vereceğim diye bokunu çıkartıp üstüne gece vaktine kadar şirkette ürünü bile olmayan saçma bir reklam için çalışmamı istemişti, bende ona bedelini ödetecektim.
Kapıyı tıklatıp gir komutunun gelmesini bekledim. Hızlı atan kalbim hiçte yardımcı olmuyordu. Sanki diken üstünde gibi hissediyordum. Böyle evde tek başınıza kalınca arkanızda bir hareketlilik hissedersiniz ve korkuyla arkanıza dönersiniz ardından endişelenilecek bir şey olmadığını anlar söversiniz ya işte şu an tam olarak öyle bir durumun içerisindeydim. Aman bana ne ürünü kendin seç demişti, bende aklıma gelen ilk şeyi karalamıştım işte. Umurumda bile değildi. Bu benim değil onun suçuydu.
Kadife sesin gir dediğini duyar duymaz kapıyı kırarcasına açmıştım. Paytak adımlarla masasına doğru ilerlerken beni süzdüğünü tahmin edebiliyordum. Elimdeki siyah kaplı dosyayı masadaki beyaz gömlekli bedene doğru uzattım.
"Reklam senaryosu hazır, artık gidebilir miyim?" diye sordum gülümseyerek.
Ufak bir tebessüm gösterip başını iki yana salladı. "Elemelerdeki gibi canlandırmasını yapmanı istiyorum." Elimdeki dosyayı iteleyerek kabul etmediğini belirtircesine suratını buruşturdu.
"Ne? Ama elemelerde de zaten sadece senaryo yazmamız bekleniyordu, ben sadece o rüşvetçiler yüzünden canlandırmasını yaptım." Diyerek söylendim. Bunu yapamazdım. Çok taşşağına bir ürün ve senaryo yazmıştım. Eğer canlandırırsam buradan sağlam çıkamazdım.
Omzunu silkerek başını iki yana salladı. "Umurumda değil. Yapmanı istiyorum. Eğer yapmazsan kovulursun."
Şerefsiz herif! Kendi kazdığım kuyuya balıklama atladım resmen ya!
"Ben başka senaryo yazayım o zaman bu olmadı yani şey-"
Sırtını deri koltukta geriye yaslayarak sözümü kesti.
"Şimdi şu an o reklamın canlandırmasını yapmanı istiyorum. Aksini söylersen kovulursun."
Oflayarak masasından bir iki adım uzağa geriledim. Yapacak bir şey yoktu. Yedik bir bok işte şimdi de çekelim cezasını.
Birkaç kez öksürerek sesimdeki boğukluğu gidermeye çalıştım. "Çocuğunuz garip-"
"Sesli ol biraz, o günkü gibi olsun istiyorum."
Kafamı olumlu anlamda sallayarak dosyayı arkamdaki koltuğa yerleştirdim ve yeniden yerimi aldım. Sakin olmalıydım. Pekala bunu yapabilirdim.
"Çocuğunuz garip garip hareketler mi yapıyor? Ağzını yüzünü yamultarak mı konuşuyor? Onunla iletişim kuramıyor musunuz? Yoksa çocuğunuz bana mı benziyor?" elimde bir ürün varmışçasına havaya kaldırarak konuşmama devam ettim. "Cenix kondomlarını kullansaydınız bunların hiçbiri başınıza gelmeyecekti."
Gözlerimi o tavşan gibi olan şirin suratına sabitledim. Dudaklarını dişlemiş gülmemek için kendini zor tutarcasına bir tavırla beni izliyordu. Elini havada sallayarak devam et anlamında bir işaret çaktı. "Vatana millete zerre hayrı olmayan bir çocuğunuz olsun ister miydiniz? Etrafınızdaki herkese zarar veren, huzurunu kaçıran, Allah'ın belası, lanet, pislik bir evladınız olsa ne yapardınız?" ellerimi cebime atarak havalı bir şekilde dudaklarımı kıpırdattım. "Düşündünüz ve korktunuz değil mi? Tırstınız ve pırstınız değil mi? Yeri geldi sövdünüz değil mi?" kafamı yana yatırarak "Yazık la kimin çocuğuysa dediniz değil mi?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzülme Kelebeğim, Bugünü Atlatırsak; Yarın Diye Bir Şey Yok
FanficKaktüslü kondom reklamı yaptığım günü hatırlıyor musun, şayet ben o gün sana aşık oldum, koduğumun çocuğu seni. ***** Jikook, 15 16 ve 17 sayılı bölumlerde Chanbaek karıştırdım araya. UYARLAMADIR, FAKAT BENDE BİR ŞEYLER KARIŞTIRDIM İÇİNE Feci trol...