Billie Eilish - Fingers Crossed
Yorum istiyom butonu götüme sokasım var yorum yorum yorum. Bu arada kaos olcak bir tane daha yapçam djngkfngm
•••18. bölüm•••
"Ne o zoruna mı gitti koduğumun çocuğu,"
Sinirle bana doğru döndüğünde boğazındaki kızarıklığı fark etmemiş olmayı o kadar dilemiştim ki, bok yesin öfken hem suçlusun hem güçlü demeyi de aşırı istemiştim ama sonuç olarak hastalıktan sarhoş olmaya doğru ilerlemek nihayetinde dans ediyordum.
"Park Jimin beni delirtiyorsun!" Diye haykırıverince ağzımdan isteğim dışında birkaç saçma söz daha döküldü. "Ne bağırıyorsun be! Sen var ya tam bir koduğumun çocuğusun, kızla saçma sapan bir sürü edepsizlik yaptın, sonra bana bağırdın seni bok kafalı pezevenk! Seni," hakaret kotam tükeniyordu ve dilim sanki işlevini yitirmiş öyle boş boş duruyordu. Hastaydım, hastalıktan geberiyordum ve öyleyken ona kafa tutmaya çalışışım, içki içmediğim halde sarhoş gibi olmam normal miydi? "Seni...seni küçük popo!"
Ve o an sınırlarımı son derece zorladığımdan zerre haberim dahi yoktu. Dedim ki "Kahve istiyorum," burnumu çektim. "bana kahve yapar mısın?"Sanırım kişilik bozukluğu olan çift kutuplu, paranoid, şizofren, antisosyal, ruh hastasının tekiydim aksi halde bu kadar çok duygu değişimi yaşamam alelade karşılanacak bir durum kesinlikle değildi.Tanrı aşkına hangi insan evladı seni küçük popo diye bağırıp ardından hiçbir şey olmamış gibi kahve isteyebilirdi ki?
Suratındaki tebessümle bana doğru döndü. Kavgamız saçma bir hal alıyordu bunun elbette ki farkındaydım. "Sorunlusun ve bu hoşuma gidiyor," dediğinde kalbimin atma hızı zirveye oynuyordu adeta.
Deli gibi sırıttım. "Bu kahve yapacağım demek mi oluyor?"
Başını salladı. Sustum ve karanlıkta yol alan arabanın içinde bir o yana bir bu yana sallana sallana ilerlemeye devam ettik. Direksiyonu tutan elinin ara ara kasılışı hoştu, ama kızgındım.
Kızgınken, iyi olan her şey gözüme daha da dandik gelirdi ve bu saçma özelliğim Jeon Jungkook'ta bir işe yaramıyordu. Ama kızgındım. Bilekleri hoştu. Olsun yine de kızgındım.
☀☀☀
Gözlerim kafamı patlatacakmış gibi ağrıyan başıma meydan okurcasına açıldığında gözlerimi ovalamaktan kendimi alıkoyamamıştım. Pekala en son bir arabada Jungkook'la kavga ettiğimi hatırlıyordum ha bir kahve için dilendiğimi gerisi yoktu zaten beynimde.
"Uyanmışsın?" Diyerek odaya giren Jungkook elinde tuttuğu tepsiyi dizlerimin üzerine bıraktı ve beni kendine doğru çekerek sırtımın arkasına yastık koydu.
"İtiraf et öldüm değil mi?"
Kafasını hayır anlamında iki yana salladı. "Ateşin geçmiş mi?"
Yok hala yanıyordum ben. Bu kadar yakın davranması beni alev alev tutuşturuyordu resmen. Dudaklarını bilinmedik bir saniyede alnıma bastırıverince suratına tekme yemiş at gibi bakakalmıştım.
"Düşmüş,"
Dediğinde benden ayrılmamasını söylemeyi öyle çok istemiştim ki ama en ufak bir şey dahi fısıldamadım. Eline yoğun turuncu çorbayı aldı ve karıştırarak bir kaşığı dudaklarıma doğru uzattı.
"Arabada söylediklerim için," çorbayı içtikten sonra sözüme devam ettim. "üzgün olmamı bekliyorsan değilim, Jeon Jungkook."
Beni dinlemiyormuş gibi bir hali vardı. Sadece çorbayla ilgileniyordu. Ne yani kızmış mıydı? Bir kaşığı daha ağzıma alırken tuhaf bir şekilde onu süzmeye devam ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzülme Kelebeğim, Bugünü Atlatırsak; Yarın Diye Bir Şey Yok
FanfictionKaktüslü kondom reklamı yaptığım günü hatırlıyor musun, şayet ben o gün sana aşık oldum, koduğumun çocuğu seni. ***** Jikook, 15 16 ve 17 sayılı bölumlerde Chanbaek karıştırdım araya. UYARLAMADIR, FAKAT BENDE BİR ŞEYLER KARIŞTIRDIM İÇİNE Feci trol...