Avril Lavigne - Let Me Go Ft. Chad Kroeger
Lütfen müzikle dinleyin, duygusal hoş kulak tırmalamayan bir müzik.
•••14.Bölüm•••
Boş parkın ortasındaki salıncağa çökmüş nefret kusarcasına ağlıyordum. Canım çok yanıyordu. Sanki birisi sürekli hiçbir şeyi yoluna koyamayacağımı sayıklıyor beni yolumdan döndürmeye çalışıyor gibiydi.
Belki de sadece yorulmuştum artık. Bu hayat beni fazla yormuş ve direnmeme izin vermemişti.
Aileme eşcinsel olduğumu ilk söylediğim günü hatırlıyorum da, daha o günden belliydi acı dolu bir hayat yaşayacağım. Ne yaparsam yapayım beni kabullenmiyorlardı. Daima hastalıklı biriymişim gibi davranıyorlardı.
Yanımda tek kalan kişi annemdi ve o da ailedeki en sözü geçmeyen kişiydi. Ne bileyim bizde abim ve babam ne derse o olurdu. Keza babam tam bir homofobikti.
Kısacası bu sefer iş tamamiyle ciddiye binmişti ve benim evlilik tarihim bile belirlenmişti. İki hafta sonra eşcinsel olduğu halde bir kadınla evlenen ilk insan olarak tarihe geçmeyi planlıyordum.
Acı düşünceler tekrar beynimde yankı yaratmaya başladığında kendimi tutamayarak küçük bir hıçkırık kaçırdım dudaklarımdan. Nefesim kesiliyor ara ara burnumdaki yanma hissi çoğalıyordu.
Tam o sırada hiç düşünmediğim bir şey gerçekleşti, omzumda bir el hissettim. Sıcak ve bir hayli büyüktü bu eller. İlk başta korkuyla yerimden sıçrasamda son anda başımı kaldırmayı akıl edebilmiştim.
Bu oydu. Chanyeol.
"S-sen burada ne yapıyorsun?" şaşkınca sorduğum soruya karşılık kahverengi hilallerini çattı sinirliymişçesine. Bu halinden korkmuyordum desem yalan söylemiş olurdum.
"Markete yürürken ağlama sesi duyunca bakma gereği duydum, şey evim aslında buraya çok yakın"
Kafamı anladığımı belirtircesine salladım. Şu an aklımı bu olaya yoramayacak kadar kötü hissediyordum.
"Neden ağlıyorsun?"
Sorduğu soruya Cevap vermeyecektim çünkü bunu ona anlatamazdım. O hiç kimseydi. Tamam belki saçları hoş olabilirdi ama bu ona güvenmemi gerektirmiyordu.
"Şeyden, şey sınavdan kaldım ondan," elinin hala omzumda yer edinmesi beni bir hayli geriyordu. Öyle ki konuşurken daha doğrusu yalan söylerken ciddi anlamda büyük bir zorlanma yaşamıştım.
"Yalan söylüyorsun," duyduğum cümleyle beraber şaşkınca suratına baktım. Bunu nereden anlamıştı?
"Hayır söylemiyorum," diyerek itiraz ettim. Elbete ki yalanımı ortaya çıkarmasına izin vermeyecektim.
Oyunbaz bir ifadeyle gülümseyerek yanımdaki salıncağa oturana kadar konuşmadı. "Hala yalan söylüyorsun,"
Tanrım bunu söylemeyi hemen kesmeliydi çünkü gerçekten sinir kapmaya başlamıştım.
"Sana niye yalan-"
"Yalan söylerken vücudunu kasıyor ve sürekli yutkunup duruyorsun." karanlığın içinde dolaştırdığı gözlerini yeniden suratıma sabitledi. "Şimdi anlatacak mısın?"
İstemiyordum fakat biraz daha içimdekileri dışarıya vurmazsam patlayacaktım.
"Eşcinselim," gözlerimi ondan en uzağa doğru sabitledim. Şu an suratına bakamazdım. Eğer ki bir saniye olsun bakacak olursam yeniden ağlamaya başlacağımdan adım gibi emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzülme Kelebeğim, Bugünü Atlatırsak; Yarın Diye Bir Şey Yok
FanficKaktüslü kondom reklamı yaptığım günü hatırlıyor musun, şayet ben o gün sana aşık oldum, koduğumun çocuğu seni. ***** Jikook, 15 16 ve 17 sayılı bölumlerde Chanbaek karıştırdım araya. UYARLAMADIR, FAKAT BENDE BİR ŞEYLER KARIŞTIRDIM İÇİNE Feci trol...