Benny - Boys Will Be Boys
•••19.bölüm•••
"Bak kanka yanlış anlamışsındır ya sen bana güven, Jungkook eniştemiz yapmaz öyle şeyler." diyen Taehyung'a doğru döndüm yönümü."Magazinlerde boy boy fotoğrafı var diyorum, resmen eski karısını içine çekerek sarılmış diyorum! Sen ne diyorsun ya dangalak?!" dediğim anda içimdeki öfkenin yeniden kıvılcımlandığını, duvara kafa attıracak derecede boyumu aştığını hissettim.
Ona ne zaman güvensem her şeyi berbat ediyor, güvenimi boşa çıkartıyordu. O birbirine girmiş kulaklık kablosu kadar karma karışıktı ve benim düğüm olmuş kabloyu çözmeye mecalim falan kalmamıştı.
"Üzülme ya," diyerek kolunun tekini omzuma attı. Suratından onun da benim adıma üzülmediği belli oluyordu. Evet doğru duydunuz üzülmediği dedim çünkü Tanrı aşkına Taehyung'dan bahsediyorduk. Üzüleceği tek şey bacağı kırılan Hoseok olabilirdi ki Hoseok'un bacağının kırıldığı filan da yoktu.
Gürültülü bir biçimde burnumu çekerek koltukta yuvarlandım ve zemine düşmeyi başardığımda ayaklanmış koşarak odama gitmiştim. Taehyung'un hepten beynini kaybetti çocuğum dediğini duyabiliyordum. Sanırım öyleydi.
İçimde aklımı kaybedecekmiş gibi hissetmeme sebep olan büyük bir sıcaklık vardı, gerçekler yangındı. Beni yakıyordu. Jungkook'a olan güvenimi, nefretimi, hissetme duygumu, kısacası her şeyi yerle bir ediyor ateş topuna çeviriyordu.
Daha ne zaman biriktiğini bilmediğim göz yaşlarım akmak üzereydiler yanağıma. Birkaç kez kırpsam da geçmedi, öyle dolu dolu kaldılar.
(Y/N; Emre yücelenin Chen'e çivi gibi ahahahah harika mükemmel tenor ahahaha harika, diyişi aklıma geliyo çıldırcam. Çivi gibi çivi. İbrahim tatlıses tonu.)
Keşke onunla tanışmasaydım, hiç görmeseydim diye hayal ettiğim zamanlar artık daha fazlaydı. Canım her sızladığında, her dayanamayacak gibi hissettiğimde şu cümle dökülüyordu yara bere içerisindeki dudaklarımdan , "Gebermiyesice, ne de acıttı canımı, görmeseydim keşke onu, hiç, hiç görmeseydim... "
Yastığıma iyice sokulduğum sırada odanın kapısı gürültülü bir biçimde açıldı ve daha ne zaman sıçrayıp yeri boyladığımı bilmiyordum bile.
"Ya korktum Allah'ım Yarabbim!" diye çığırdım titrek bir sesle.
Jongin gülümseyerek bağırdı. "Bu günü dünya acı çeken ukeler günü ilan ediyorum! Ee ne duruyoruz hadi içelim lan!"
Sonrası ise tamamen basitti. Ben, Baekhyun, Jongin, Jin, Luhan, bir bara gitmiştik ve burnuma kadar içmiştim.
•••
İlk bardağı kafama diktiğimde her şey gayet normal ilerliyordu ve hatta bu boğaz yakan his hoşuma bile gitmişti. Fakat olay ikinci, üçüncü ve daha da kötüsü dördüncü bardağa geldiğinde tat alma duyumu tamamen kaybettiğimi fark etmiştim. Dilim boş boş dönüyor, kelimeler ağzımdan neredeyse bir homurtu kadar karma karışık çıkıyordu.
Kafamı bar tezgahına yapıştırıp Tarhyung'a seslendim, beni duymuyordu. Baekhyun ve diğerleri zaten ortalıkta bile yoktu. Anlayacağınız kafası uçuk bir şekilde bar tezgahına yapışıyordum ve derdime derman bulduğum filan da yoktu. Boka batıyordum hızla, her zamanki gibi.
"Bana bir bardak daha o şeyden verir misin?" diye sordum barmene aç köpek gibi bakarak.
O ise beni anlamak için üzerime doğru eğilmekle meşguldü. Cümlemi dördüncü ya da beşinci defa tekrar ettiğimde nihayet beni anlayabilmişti ve söylediği tek saçmalık daha fazla içmemelisiniz olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzülme Kelebeğim, Bugünü Atlatırsak; Yarın Diye Bir Şey Yok
FanficKaktüslü kondom reklamı yaptığım günü hatırlıyor musun, şayet ben o gün sana aşık oldum, koduğumun çocuğu seni. ***** Jikook, 15 16 ve 17 sayılı bölumlerde Chanbaek karıştırdım araya. UYARLAMADIR, FAKAT BENDE BİR ŞEYLER KARIŞTIRDIM İÇİNE Feci trol...