~14 Temmuz~
Evett işte izmirdeyim. Bu gün Poyrazın doğum günü olduğu için dün akşam 10.30 civarı İzmire geldim.
Şu an saat öğlen 2 ve ben yeni uyandım. Ee napim yani akşam geç uyudum. Neyse işte banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım. Aşağı indim ve kahvaltı hazırlamaya başladım. Bir andan da söyleniyordum. "Vallaha bıktım ya. Ben daha yeni geldim buraya ama yine ben kahvaltı hazırlıyorum. Of vallaha of bıktım bunlardan. Ateşcimcim evlenme teklifi etsede kurtulsam bunlardan" "Ateş kim lan!?"
Arkamı döndüğümde Rüzgar abimin kırmızı görmüş boğa gibi bana baktığını gördüğüm an koşmaya başladım. "Ay abi vallaha ateş diye biri yok ya"
Abimde peşimden koşuyordu. "Lan öyle biri yoksa sana nasıl evlenme teklifi edicek?" "Ya abi sen bana inanmıyormusun?"
Kapıyı açtım ve bahçeye koştum. Abimden peşimden bahçeye geldi. "Eslem beni delirtme gel şuraya bak daha kötü olur." "Ayh abi yok diyorum neden anla-" Lafımı bitiremeden abim beni yakaladı ve omzuna aldı. "Ya abi bırak düşücem" "düş banane" "allahım şu an abimin poposuyla bakışacağıma ateşin güzel gözleriyle bakışsam olmaz mıydı ya?" "Lannn!!"
Abim beni omzundan bıraktı ve ben yere düştüm. "Ahh abi ya niye bırakıyosun" "Hani yoktu Ateş diye biri" "Aaaa abicim Ateş kim ben hiç bilmiyorum. Hiii abi yoksa yeni sevgilin mi ? Cık cık cık kızlar yüz vermeyince erkeklere mi yavşamaya başladın?" "Lan eslem varya sıçtım ağzına. Geç çabuk eve" "tamam be of"
Hızla içeri geçtim. Abimler salonda kahvaltı bekliyordu. Hemen enes abimin yanına oturdum. "Ayy benim canım abim nasılsın bu gün. Hii senin ateşin var. Hadi gel senle bir doktora gidelim ha ne dersin?" "Eslem bırak Enesi gel buraya" "ama abi ateşi var" "Bak hala Ateş diyo ya" "off tamam ya geldim."
Rüzgar abimin yanına gittim. "Efendim abilerin en yakışıklısı?" "Git kahvaltıyı hazırla bu konuyu kahvaltıda konuşucaz" "yemek yerken konuşursak midemize zarar vereceğimizi biliyor muydunuz?" "Lan git beni dellendirme" "ay sanki deli değilsin" "allahım sabır"
Abimi daha fazla sinirlendirmemek için murtfağa gittim ve kahvaltıyı hazırladım. Abilerimi çağırdım. Hep birlikte kahvaltıya başladık. "Ee anlat bakalım kimmiş bu ateş" Rüzgar abimin sorusuyla Enes abim ağzındaki meyve suyunu yere püskürttü.(Çünkü ateşi enes abime anlatmıştım)
"Aaa abi ben bir yerleri temizleyim en iyisi" "otur oturduğun yerde" "tamam"
Yerime oturdum. "Anlat kim bu ateş" "Abi Ateş 1 tane annesi 1 tane babası 2 gözü 1 burnu 1 ağzı 2 de kulağı olan bir nesne" "Lan delirtme beni" "Iıı o zaman şöyle anlatayım. Ateşşş ımmm . Hah bir Müslüman kardeşimiz. Nedemiş Peygamberimiz tüm müslümanlar kardeştir. Şimdi de izin verirsen yine bir müslüman kardeşimiz olan Poyrazın allah tarafından dünyaya gönderildiği günü kutlamak amacıyla yapılacak partiye hazırlanacağım." Ayağa kalktım ve hızlı hızlı odama çıktım. Abim tabi garibim mal mal arkamdan bakakaldı. Evet kızlar eğer abinizi atlatmak istiyorsanız kural 1= hızlı bir şekilde ve çok fazla konuşun😉
Neyse dolabımın karşısına geçtim. Elbiselerime teker teker bakmaya başladım. Evet elbiselerim var. Abisi olan kızlar nasıl elbise alabilirler: kural 1=İnternet sitelerinden sipariş edin. Ama sadece elbiseyi almayon. 4-5 şey daha alın ki ne aldığınıza bakmaya üşensinler😉
En son mavi bir elbise giymeye karar verdim.
Elbise sepetinden aldım. Ay böyle sponsorlu gibi oldu😹
😹Elbisemi yatağımın üstüne çıkardım. Telefonumu elime alıp instagrama baktım. Biraz müzik dinledim ve kitap okudum. Saata baktığımda 6 olmuştu. Hemen üstümü giyindim ve saçımı yapmaya başladım. Saçımı hafif dalgalı yaptım. Makyaj olarakta eyeliner ve mat kırmızı ruj kullandım. Mavi ojelerimi de sürünce hazırımm. Aşağı indim abimler beni bekliyordu. Önce bana baktılar sonra yere sonra tekrar bana baktılar ve "Eslem!" "Ay ne bağırıyosun be. Kankileytomun doğum gününde bari rahat bırakın" "Rüzgar abim yanıma doğru geldi. Anam çok tırsıyorum. Kolumu sertçe tuttu. "Yürü yürü eve gelince bacaklarını kırıcam senin"
Abimden korktuğum için hemen ayakkabılarımı giydim ve dışarı çıktım. "Emre sen mert, meteyi götür. Bizde diğerleriyle poyrazı alalım."
Ay diğerleri dediği sanki 20 kişiyiz havalara bak alt tarafı 2 kişiyiz yani. "Tamam abi." Emre,Mete ve mert abim Emre abimin arabısıyla gittiler. Bizde arabaya bindik ve poyrazın evine gitmeye başladık. Yol boyunca abim bana ters ters baktı.
Poyraz bizi evinin önünde bekliyordu. "Sonunda gelebildiniz ya ağaç oldum burda" "Hadi len söylenmede gel bin" "hayır sanki başka seçeneğim var rüzgar abim" "lan bin"
Poyraz hemen arabaya bindi. Yanımda oturduğu için sarıldım. "Doğum günün kutluolsun kankileytooo" "teşekkkür ederim kankileytooo" "lan kulağımı şeettiniz"
Rüzgar abime göz devirdim ve yola bakmaya başladım. "Aaa kankileyto sen 18 yaşına girdin demiii" "Evet canımcımcım artık senden bir yaş büyüğüm" "büyümüşün lan hergele"
Bu güzel anımızın içine sıçan Rüzgar abime selamlar. Ay bu arada Poyraz aslında benden 1 yaş büyük değil. Şimdi Poyraz aslında 14 Temmuz 1999da doğdu. Ama kimliğinde 14 mart 2000de doğduğu yazıyor. Yani benden 9 ay büyük. Ama resmi olarak 2 ay büyük.
Ben böyle düşünürken doğum gününü kutlayacağımız kafeye geldik. Ulaş abilerde gelmiş bizi bekliyorlardı. Elbiseme kızdılar falan filan derken pasta geldi. (Buraları kısa geçicem)
Doğum gününü kutladık sıra hediyere geldi. İlk önce abimler verdi. Sıra bana gelince elimdeki paketi poyraza uzattım. Açtı. Önce ne olduğunu anlamaya çalıştı. (Çünkü poyraz bir şeyi ilk görüşte anlamıyor. Çünkü poyraz mal.)
Poyraza bir albüm almıştım. Her yıl doğum gününde çekindiğimiz resimlerin olduğu bir albüm. Altlarınada onunla ilgili düşüncelerimi yazmıştım.
İlk resime baktı. Burda o 1 yaşına giriyordu. Bende 3 aylıktım. Beni kucağına almış sarılıyordu. Altındaki yazıyı okudu.
"Ay ne kadar da tatlıymışım o zamanlar. Hadi hadi seninde giderin var yani. Bak nasıl sarılmışsın bana. Hiç ayrılmayalım diye."İkinci resime baktı. Burda da o 2 yaşına giriyordu. Bende 1 buçuk yaşında falandım. İkimizde Doğum günü pastasına elimizi batırmış gülüyorduk.
"O zamanlarda açmışsın. Kesin benim elimi de sen soktun yoksa ben bebekkende çok cooldum.😏"
En son resim o 17 yaşına girerkendi. Ben onun sırtında dil çıkarıyordum. O da gülüyordu.
"Sen benim için bir arkadaştan fazlasısın. Bazen bir abi, bazen ,dost bazen anne baba, bazense kardeş. Seni herşeyden çok seviyorum. Umarım hiç ayrılmayız herşeyim."
Diğer sayfalarda boştu ve üstlerinde önümüzdeki yıllar yazıyordu. Son sayfada ise
"Umarım bu sayfaları doldurabiliriz" yazıyordu.Poyraza baktığımda ağlıyordu. "Yaa kankileyto gel buraya" poyraza sımsıkı sarıldım. "Hadi gel bir yılı daha dolduralım." Elime telefonumu aldım ve ön kamerayı açtım. Resmimizi çektim. "Ayy çok güzel oldu."
Fotoğrafımızda ben poyrazın yanağını öpüyordum. O da gözlerini şaşı yapmış dil çıkarıyordu. İşte benim kankileytom👊Gecenin sonu normal aslında. Pasta yedik sonra eve gittik. Ben abimlerden azar işittim. Sonra odama gittim telefona baktım müzik dinledim ve uyudum.......
☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺Evettt bir bölümle daha sizlerleyimmm. Bu bölüm baya uzun oldu yahu. Hadi aşağıdaki süprizi okuyun☺
Süprizzzzzz
Bundan sonraki bölüm Poyrazın ağzından olucak. O nasıl olacak demeyin açıklayayım. Poyraz kendi telefonunun not kısmına o gün ne yaptığını yazacak. Sonra kopyala yapıştırla bana gönderecek. Bende yine kopyala yapıltırla buraya yazıcam.
Soru=Sizce yeni bir hikaye yazmalımıyım. Elimde çok güzel bir konu var. Ama kararsızım?
1093 kelimeeee
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abilerim
Teen FictionBu hikayede gerçek kişiler ve olaylar anlatılmaktadır.Bu yüzden bölümler geç gelebilir. Hiç bir zaman erkek lisesine gitmicem. Abilerimle yada tek başıma bara gitmicem. Bir mafya tarafından kaçırılmıcam. Kimse bana işkence etmicek. Çünkü bu hikaye...