5. Abim

149 14 12
                                    

'Hayır olamaz, şimdi değiil!'...

'Ne oldu kızım yine, neden bağırıyorsun?!'

Babam benim bağırışım yüzünden çoktan içeri girmiş hatta büyük adımlarla yanıma ulaşmıştı. Ben ise dayanacak birşey ararken yanımda duran koltuğa çökmüştüm. Nasıl açıklayacaktım durumu, benmi söyliyecektim. Yoksa biliyormuydu olanları çoktan.

'Baba......'

'Arıyor baba, arıyoor!.'

Telaşlı ve korkulu bir şekilde ayağa kalkıp odada yürümeye başladım. Yerimden duramıyordum.

'Kim arıyor kızımm?'

....

'Ela delirtme insanı konuşsana!!'.

Babamın sinirlendiği, ses dalgalarıyla bile belli oluyor. Kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Sanki dilim tutulmuştu, birşey söyleyemez oldum. Sonunda konuşmayı başarmıştım, ne kadar zor ve kekeleyerek olsada.

'A--bim b--aba........, abim arıyoor baba!'

Babamın durumu benimkinden farklı deyildi. Ağzı hafif açık, kaşlarını havaya dikmiş bana bakıyor, ama aynı zamanda bakmıyor gibiydi. Derinlere dalmış, sanki burada değil gibi. Bilirmisiniz o anı. Hani olduğun yerdesin ama ruhun ve düşüncelerin çok farklı yerlerde. Ne kadar tuhaf olsa, bu bir gerçek.

Artık babamda kendini yanıma atmıştı. Bir müddet çaldıktan sonra kapandı telefon. Ne diyecektim abim'e. Annemiz öldü abi, şuanda hastanedeyiz mi diyecektim. Çabuk dön Amerika'dan, okulunu bırak gelmi diyecektim. Zaten zor burs kazanmıştı. Bizim durumumuz belli idi, özel okula gidemezdiki ve burs'u birdaha kazanması zor idi. Kesinlikle atarlardı okuldan. Hayır, bunu ben asla diyemezdim, buna izin veremezdim.

-'Yok artık kızım, abinin haberi olmuyacakmı, saçmalama'.

-'Senden duymamalı, sakın söyleme'.

-'Şimdilik haberi olmazsa iyyi olur'.

-'O onunda annesi, bunu ona yapamazsın söylee!'.

Kafamdaki tilkiler herşeyi dahada kötülüyordu. Arada kalıp, ne yapacağımı şaşırmıştım. Kendi kendime düşünmeye başladım. Söylesem nasıl tepki verirdi. Yada söylemezsem ve sonra duyarsa daha kötü olmazmıydı. Kafam ağrıyordu, kafamın sarılı olduğunu o anda anlamıştım. Düştüğümde galiba kafamı vurmuştum. Hafif başım dönüyordu, ama abartılacak birşeyim yoktu.

Odada volt'a atıp duruyordum. Babama dönüp baktığımda gözleri kapalı, elini de kafasının üzerinde gezdiriyordu. Başı ağrımıştı, övüyordu.

Heryer sessizdi. Yine kötü bir sessizlikti, tanıyordum bunu. Sınıftaki sessizliği bozan benim sıntırdı ve sonuçları iyyi değildi. Hop, dur birdakka, nerden "benim' sıntır olmuştu. Iyyice saçmalamaya başlamıştım ve düşüncelerimi bir kenara koyup, hemen eyşalarımı toplamaya başlamıştım. 10 dakika geçmemişti bile aradan ki birden kapı çaldı.

Bu arada bende eyşalarımı toplamış, gitmek için hazırdım. Artik evimize gitmeliydik. Sandalye'ye doğru yürüyordum, orada asılı olan severek giydiğim kot çekedimi almak için. Kapının çalmasıyla kafamı kapıya doğru çevirdim. Aynı anda babamda oraya doğru baktı ve ikimizin de yüzünde aynı ifade olduğundan emindim.

Karşımda benden babam'a, babamdan bana bakan, ağlamaktan gözlerinin altı şişmiş olan kişi duruyordu.

Siyah pantolonun üstüne bir kot gömlek giymiş ve üstünde bir deri çeket vardı. Normalde havaya dikilmiş, jöleden sert bir görünüşü olan saçları, bakımsız yan'a yatırılmıştı. Bir elinde bavulu vardı, öbür elini ise Mert tutuyordu. Destek bulmak için yatağın kenarını tuttum. Bu nasıl olurdu. Bu mümkün olamaz. Nereden öğrendi.

Artık bukadarınada pes, gözlerime inanamamıştım. Kendimde olduğumdan emin olmak için bir kaç kez kendimi alttan cimcikledim, ama herşey gerçekti. Olanlar, ben, babam ve o. Hepsi gerçekti.

Ne kadarda kendimi tutmaya çalışsamda, gözümden akan yaşlara dur diyememiştim. Ağzımdan üzgün, ama bir o kadarda şaşkın çıkan kelime ise sadece;

'Abii??' idi....

Merhabalaar, umarımki beyenirsiniz. Herşey şimdilik üst üste geliyor, bakalım rahat günler yakındamı. Okuma sayısı yükseldikce daha çok yazasım geliyoor. Şimdiden çook teşekkür ediyorumm.♡♡

Sevgilerimlee,

x_NuNu_x

Karanlığa yolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin