Küçük bir çığlık atıp, karanlıktan göremeyen gözlerim birden karşımda Selim'i gördü. Kolumu sım sıkı tutmuş bir şekilde, çatık kaşlarla gözlerini gözlerime dikmişti. Intikam bakışlarını bana doğrultup, zafer bayrağını havaya dikmiş gibi sırıtıyordu. Hayır buna izin vermezdim, beni tekrar herkezin içinde küçük düsürmesine göz yumamam, Selim bey busefer sen kazanmayacaksın. Artık sıra bende. Kolumu tüm gücümle geri çekip, sinirli bir şekilde ona odaklandım. Çatık olan kaşlarının yerine havaya dikilmiş kaşlar geldi, bunu beklemiyordu. Tamam çok utangaçım bazı konularda, ama bu farklı, Herkez gerçek Ela'yı tanımalıydı.
'Sen kendini ne sanıyorsun ha, söylermisin bana!. Kendini çokmu yakışıklı ve zeki zanlediyorsun. Sustum, sustum ama yeter, artık kendine gel ve benim peşimi bırak anladınmı beni--'.
Daha sözüm bitmemiştiki, birden etrafdan 'ooooh, hooo', sesleri duymamla etrafa bakınmaya başladım. Tüm koridor şaşkınlıktan ağzı açık birşekilde bizi izliyordu. Sadece bir kız, bir kız şaşkın değildi. Uzun boyu, alınmış olan ince kaşlarlı ve gök yüzü mas mavi gözleri vardı. Simsiyah dar pantolonun üzerine, kısa kollu neon renginde bir gömlek 'Buradayım' diye bağırıyordu sanki. Gözlerinden sanki nefret akıyordu. Kızı iyyice incelikten sonra, bulunduğum durumu hatırlayıp tekrar Selime döndüm. Ama busefer sesimi yükseltmeden, fısıldayarak konuşmaya başladım. Kimsenin duymasına gerek yoktu.
'Neden ha, neden parayı öde--..'
Daha sözümü bitiremeden güçlü eliyle kolumu tutup kendine doğru çekti. Ne yaptığını anlamaya çalışırken kaşlarımı çatıp sinirli bir şekilde ona baktım. Aynı bakışlarda benim üstümdeydi. O kadar yakınındaydım ki, hızlı verip aldığı nefesi hissediyordum. Deyişik bir koku, burnumun etrafında geziniyordu. Birden kulağıma eyilip, sıcak nefesini enseme üfledikten sonra, fısıldamaya başladı.
'Bana o gün... O gün koridor'da bana bağırdığın o gün. Hesabını vereceksin bunu sakın unutma. Borçlusun bana. Daha yeni başladık seninle. Ve sen, sen bana birdaha asla bağıramayacaksın.'
Daha söylediklerini anlamaya çalışırken, şaşkınlıktan affalladım. Kolumu bir hızla bırakıp yavaşca 'Anladınmı ha, domates güzeli' diyip sırıtarak uzaklaştı. Ben ise onun arkasından dolu gözlerle izlemekle yetindim.
Son cümlesini o kadar zor duymuştumki, ağzım hafif açılmış, gözlerim büyümüş, daha yeni çatık olan kaşlarım şaşkınlıktan havaya kalkmıştı. Ne yapacağımı bilememiştim. Kolumu çoktan bırakmış ve yok olmuştu.
Ders zilin çaldığı an kendime gelip, herkez gözlerini üstümden alıp, kendi yoluna gittiğini fark ettim. Etrafı gözleyip Selimi hiçbiryerde göremeyince, üzerimi düzeltip lavobaya doğru büyük adımlarla yol aldım. Bu nefret nereden geliyordu, sadece ona bağırdığım içinmi bukadar kin tutuyordu bana. Parayı'da veremedim, eve varinca nediyeceğim abim'e babam'a. Üstümdeki yük gittikçe artıyordu.
Beynimi yiyip, kavuran düşüncelerim artık iyyice çoğalmış ve kafamın ağrı nedeniydi. Sanki tüm vücudumu esir altına almıştı, kendimi yöneltemiyordum sanki. Içimden fırtına kopuyordu resmen, o kadar ağır hissediyordumki kendimi. Kendimi aynada gördüğümde, elinden şekeri alınmış bir çocuktan bir farkım yok gibiydi. Zor tuttuğum göz yaşlarım çoktan gözlerimi ve bedenimi terk etmişti. Çeşmeyi açıp, oradan akan tertemiz suyu yüzüme sürüp, azda olsa rahatladım. Heryer kirlenmiş sanki, güller sönmüş, ışıklar söndürülmüş sanki. Boşluğun anlamı bu mu ki. Herkezin üstüne gelmesi, nerede olduğunu bilmemen, neyin içinde olduğunu bilmemen. Sanki her an o boşluktan, ağırlaşan bedenim sayesinde, düşeceğim. Karanlık beni çağırıyor sanki, her bir adım attığımda yaklaştığımı hissediyorum. İçimdeki boşluktanmı, yoksa dışarıdaki boşlukmu, anlamıyorum, ama her an düşme korkusu sarıp sarmalıyor vucüdumu.
Yavaşca doğrulup, yerde olan çantamı alıp kapıya yöneldimki, kapı bir suratla açıldı. Herkez şaşkınlık içinde bakarken, o nefretle bakan kızdı. Olduğum yerde dikilirken, yanıma yaklaştı. Tekrar 'Buradayım' hissini bana vermişti. Kokusu 500 metre'den havayı kaplıyordu. Yüzünde neredeyse bir kilo makyaj vardı, sahte bir bebekten farkı yok. Benden uzun olduğunu fark etmiştimki, ayağındaki topukluları göreseye kadar. Okul'a değilde, düğüne gidecekmiş gibi.
'Ne oldu, beni gördüğüne şaşırdınmı?'.
....
'Bak kızım seninle açık konuşacam. Ben Lena, beni burda herkez bilir tanır. O masum köylü kızı ayakları oynamaktan vazgeç. Selimden uzak dur anladınmı beni! Dahada küçülme gözümden.'
Tuttuğu kolumu salıp aynanın karşısında kendini incelemeye başladı hiçbirşey olmamış gibi. Arkama bile bakmadan sınıf'a doğru yürümeye başladım. Birde bununla uğraşamazdım. Çantamın ağırlığından artık omuzumu hissetmiyordum neredeyse. Önce bu tuhaf okul'a yollanıyorum, sonra burada başıma gelmeyen kalmıyor. Hayatım sanki bir diziye dönmüştü. Bunu bana kastenmi yapıyorlar? Ikinci zil çoktan çalmış ve herkez sınıf'a doluşmuştu bile. Sınıf'a girdiğim an, herkezin gözleri üstümdeydi, ama hiçbirini üstüme alınmadan Nazlının yanına oturdum.
Hoca konuyu toparlayıp devam etti. Sankı anlattığı bir kulağımdan girip diyerinden çıkıyordu, yada hiç giriyormuydu? Hafifce arkaya baktığımda, Selimin orada olmadığını fark ettim. Hemen gözlerimle etrafı yoklayıp nerede olduğunu bulmaya çalıştım ama yoktu. Önüme dönüp, ne kadar zor olsada kendimi ders' e vermeye çalıştım.
'Evet çocuklar, anlattığım projeye bir ay zaman veriyorum. Kimin kiminle çalışacağını, yarın kantindeki tabloya asacağım, iyyi günler, çıkabilirsiniz.'
Evet, bu benim için güzel bir fırsat, çalışacağım kişiye kendimi iyyi tanıtabilirim, gerçekleri anlar ozaman, yani umarım. Melek hocanın azda olsa gözüne girebilirdim. Bu proyeje elimden geleni, hatta fazlasını yapacağım.
Nazlıyla vedalaşıp kütüphane'ye girdim. Kimse yoktu neredeyse, herkez çoktan eve gitmişti. Hemen bir bilgisayarın arkasına geçip güzel bir gece kulübü aradım. Abimle son günümüz ve organizasyon herzamanki gibi bende. Bir müddet aradıktan sonra bize uzak olmayan, küçük ve şirin olan bir gece kulübü buldum.
Deniztan gece kulübü...
Merhabalaaar,
yine bir yeni bolum sizlerle. Umarimki beyenirsiniz. Vote ve yorum yapmayi unutmazsiniz umarim
sevgilerimlee,,
XXX-x_NuNu_x
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa yolculuk
RomantizmÇok duydum hayatım bir günde deyişti diyen insanları. Bir günde hayatmı deyişirmiş, bu mümkün olmasa gerek diye düşünürdüm hep. Aslında yine öyle düşünüyorum, ama sadece bir farkla. Hayat gerçekten yönünü deyiştirebiliyor insanın, aynı benim yönümü...