Hiç beklemediğim bir an bir ses duydum. Arkadan kalın ama bir o kadarda yumuşak ve sert bir ses idi...
'Hocam biraz daha zorlasanız ağlama evine dönecek burası'.
Ne demek istediğini çözmek için kafamı ona doğru çevirerek, 'Ne diyosun?' bakışı yolladım. Kendi kendime düşünmeye başlamadan, devam etti.
'Baksanıza patlamak üzere domates güzeli'.
Bunun üzerine o da dahil tüm sınıf gülme krizine girdi. Iyyice kafamı ona döndertikten sonra arka sıralarda oturmuş uzun boylu bir oğlan gördüm. Kahve renkli saçlarını hafif havaya dikmiş, yeşil gözlerini bana dikmiş sırıtıyordu.
Çok yakışıklı çocukmuş, neden hiç gözüme çarmadığına hayret ettim. Inanmiyorum, resmen herkezin içinde beni rezil etmişti.
Neden ben? Hatta bu çocuk kim idi ki? Beni nerden tanıyordu? Domates güzeli de ne öyle? Tüm bu sorular beynimi yiyip kavururken kaşlarımı çatıp ve komikmisin ifadesi ile ona baktim, o ise sadece sırıtmakla yetindi.
Hemen kafamı önüme çevirdim, gözlerim çoktan dolmuştu ve onun önünde ağlamak istemiyordum. Daha fazla kendimi küçük düşüremezdim. Gururumu yerler altına almamak için, eyşalarımı toplayıp sınıfı terk ettim. Arkadan kahkalarını duyuyordum.
Dışarı cıktığımda temiz havayla ciyerlerimi doldurdum ve gözlerimdeki yaşları serbest bıraktım. Birazda kendime geldikten sonra eve doğru yol aldım. O kadar yavaş yürüyordumki sanki üstümde büyük bir yük varmış gibi, ama elimde değildi. Etrafımda herşey o kadar hızlıydı ki, yanımdan arabalar, motorlar son gazla gidiyorlar gibi.
Hafızam dan o iki kelime çıkmamıştı. 'Domates güzeli, domates güzeli, domates güzeli'. Kafamda zonkluyordu resmen. Utangaçlığımdan yine şikayetciyim. Ögretmenin önünde kitlenmem yetmezmiş gibi, kendi sorunlarım yetmezmiş gibi, birde o sıntır cıktı.
Eve yaklaştikca boğuk bir ses beni karşılamaktaydı sanki. Mahalleye vardığımda çok kalabalıktı. Ne kadar tuhaf normalde herzaman sadece çoçuklar oynardi sokakta, ama onlar hepsi bir evin etrafında toplanmıştı ve tüm komşularım oradaydı.
Yaklaştıkca bir ambulans olduğunu gördüm. 'Yoksa??'. Kendi düşüncemden korkup hemen aklımdan attim ve adımlarımı hızlaştırdım. Anlımdan ter akıyordu, ne olur düşündüğüm şey olmasın diye yalvarıyordum resmen.
Pembe dantelli eteğim havalanıyordu, ama umrumda bile değildi. Rüzgar saçlarımın arasından sızıyordu. Sadece korkuyla koşuyordum. Yaklaştıkca hızlanıyordum. Gözlerimden akan yaşlara hakim olamiyordum, sanki izinsiz akiyorlardi.
Bana doğru koşan Mira beni durdurmaya çalışıyordu. Sadece 'DUR, DUR!' sesleri hatirliyorum. Sonra karşımdaki manzarayla olduğum yerde donup kaldim...
Şimdiden okuyanlara çok teşekkür ediyorum, sayılar yükseldikce bölümler gelecek. Umarımki beyenirsin...
Senin için Messiiex ♡
XXX- x_NuNu_x
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa yolculuk
RomanceÇok duydum hayatım bir günde deyişti diyen insanları. Bir günde hayatmı deyişirmiş, bu mümkün olmasa gerek diye düşünürdüm hep. Aslında yine öyle düşünüyorum, ama sadece bir farkla. Hayat gerçekten yönünü deyiştirebiliyor insanın, aynı benim yönümü...