Valizini yere bırakıp, koşar adımlarla bana doğru gelip sım sıkı sarıldı. Şaşırmıştım, neden telefonunu açmadığım için, veya neden haber etmediğimiz için hesap soracağını tahmin etmiştim. Ama o sadece sımsıkı sarılmakla yetinmişti. O kadar güzel bir an idi ki o. Aylardır hasret kaldığım kokusunu ciğerlerime çekip, abimi ne kadar özlediğimi anlamıştim.
Gözlerimde akan yaşlar deri çeketinden akıp gidiyordu. Zamanı keşke durdurabilseydim, buna çok ihtiyacım vardı. Bırazda olsa kendini geri çekip yüzümü, ellerin arasına koyup okşamaya başladı. Herşeyi unutturan dakikalar, ne hemen geçiyordu. Ben ise abimin kollarından ayrılma acısının içindeydim.
'Canım kardeşim nasılsın?? Duydumki fenalaşmışsin'.
Sert abim gitmiş, yerine yumuşak biri gelmişti. Sesi titriyordu. Bana odaklanmış bakıyordu. Kimse konuşmuyordu. Herkezin gözlerini üstümde hissediyordum.
'Ben... Ben iyyim abi sen, eh nereden öğrendin abii?
....
'Abi, annem gitti demi birdaha gelmiyecek demii?!!'
Abimin gözlerinin içine baktığımda, aynı karanlığı gördüm, o boşluğu gördüm. Kaşlarını çatmış, dudağını ıstırıyordu. Gözleri dolmuş, kendini zor tutuyordu ağlamamak için. Ama artık bende ağlamıyacaktım, kendimi toparlamalıydım, kendimide onlarıda üzemezdim. Akan yaşları hemen silip, konuyu deyiştirerek devam ettim.
'Neden geldin peki. Okul ne olacak. Ya atılırsan, bu senin son umudun du. Nasıl kestirip attın, ne yapacaksın şimdi?.'
Bu sorular abimin yüzüne hafif de olsa bir gülücük koymuştu. Bu beni çok sevindirmişti. Hafif kıkırdadıktan sonra, babama gidip elini öptükten sonra sarıldılar. Bu manazara o kadar güzeldiki, durmayan zamanı takip ediyordum. Okadar hızlı geçiyorduki.
'Ela hanım buyurun lütfen'.
İçeri giren hemşireyle doktoru fark etmemiştim bile. Yavaş yavaş beni yatağın üstüne oturtturup kafamdaki sargıyı çıkarmaya başlamıştı doktor, aynı zamanda hemşire hanım notlar alıyordu. Yaşlı bir doktordu, saçlari bembeyaz olmuş, yüzü ise hafif buruşuktu. Ama çok tatlı biriydi, bana iyyi davranıyordu. O suratsız doktorlara benzemiyordu. Hemşire hanım sıcak gülümsemesini yollayıp odadan çıktı. Doktor bey sargıyı çıkarttıktan sonra, kafamı incelemeye başladı.
'Birazcık şişmiş ve kızarmış. Kaşının üstünü biraz sert vurmuşsun küçük hanım, 2 dikiş attık ama merak etme o dikişler bir haftaya kalmaz kendi kendine düser ve izi bır ay'a kalmaz geçer. Şimdi kendini nasıl hissediyorsun Elacım, kafanda ağrı varmı?'
'Hafif bir ağrı var doktor bey, ama abartılı bır ağrım yok, sağolun.'
'Tahmin etmiştim Ela, sen güçlü bir kızsın, bir müddet dinlenmelisin ama. Dışarıya fazla çıkma, bünyen azda olsa zayıfladı ve hasta olursun tamammı?'
Kafamı tamam dercesine yukarıdan aşağa salladıktan sonra, doktor bey omuzuma elini koyup, geçmiş olsun dileklerini dileyip gülümseyerek odadan çıktı. Abim ve babam yanıma gelip doktor bey gibi kafamı incelediler. Bende merak edip ayağa kalktım ve yatağın karşısında duran aynanın karşısına geçtim. Aynaya baktığım an, ordaki benmiyim deyilmiyim diye tereddüt ettim. Saçlarım dağılmıs, mascaram yüzümün kenarlarına akmış ve en önemlisi kaşımın üstündeki dikişlerdi. Bunların üstüne küçük çığlık attığımda, herkez gülümsemelerini tutma çabası içindeydi.
'Ablacımm ne olur kızma bana, ama ama çok tomik olmutsun sen hehe'.
O kadar komik söylemiştiki o bebek sesiyle, kızmam gerekirken hep beraber güldük. Daha her kelimenin icine 't' harfini koymaya devam ediyordu. Mert yanıma koşarak geldi ve eğilmemi istediğinden kolumu çekistiriyordu. Dizlerimin üstüne çömeldikten sonra kaşımın üstüne çok hafif ve masum bir öpücük kondurdu ve sıkıca sarıldı.
'Ablayı kızdır sonra sarıl, küçük canavar seni'.
Şımarık ne olacak, hemen kollarımdan ayrılıp 'canavaar, bööh, canavaar' diye bağırmaya başladı.
'Küçükler sizi, hadi Ela hazırsan çıkalım, eve gitsek iyyi olur artık'.
'Evet haklısın oğlum, hadi kızım, çekedini de giy ve çıkalım, daha işlemleri yapmak zorundayim'.
Hemen olduğum yerden harekete geçtim. Kot çekedimi giyip çıkışa doğru yürümeye başladık. Kafamın ağrısından zor yürüyordum. Okadar yorgundumki hafiften yanan gözlerim kapanıyordu. Abim bunu fark etmiş olacakki bir elini belime sarıp destek verdi. Bu o kadar iyyi geliyorduki. Benimle bu kadar ilgilenmesi bana çok iyyi geliyordu. Annemi hatirlatmıştı bana, oda bana böyle şefkatla yaklaşıyordu zor zamanlarımda. Babamı çıkışta bekliyorduk, işlemleri yapmak için gitmişti.
'Abi, ne yapacağız?, Içimde okadar büyük bir boşluk vardıki, şimdi sen biraz da olsa doldurdun. Ama sende gideceksin Amerikaya. Ne yapacağız abii?!'
'Sen yine çok sorulara başladın kücük kız. Ama merak etme güzelim, şimdilik kolay kurtuluş yok benden'.
Bana güzelim demesi aklıma sıntırı getirmişti. Ister istemez yüzümdeki tebessüm gitmişti. Göğüsüne yaslanmış olan kafamı çekip, kaşlarım çatık bir şekilde yüzüne baktım. Alay geçercesine sırıtıyordu. Bu da nedemekti, geri dönmiyecekmiydi. Okul ne olacaktı, peki ya burs.
'Buda ne demek böyle abi, peki ya okul, zaten zor kazanıp gittin?'
Bu soruyu bekliyormuş gibi, hazırlıklı durup, ağzını hafif açmıştıki, babamın sesiyle oraya doğru yöneldik.
' Ela, Efe, işlemler yapılmış ve ödenmiş bile, bu nasıl olur, biri neden bizim masrafımızı ödesinki??'.
Düşüncelerimden korkmaya başlamıştım. Yok artık o ödemezdi herhalde, beni tanımıyorki, bu deliliği yapmamıştır umarım. Babamın sert bakışları üstümdeydi bile. Sanki düşündüklerimi okumuştu. Abimin, babamın bana bakışlarını görüp omuzlarımı sarmış olan kolunu geri çekip benden babama babamdan bana bakiyordu.
'Yoksaa?'
'Nasil yani baba, ne yoksa. Ela sen birşeymi biliyorsun'.
Hiçbir şeyden habersiz ne oldugunu cozmeye calisiyordu abim. Şu sıntır başıma bela açmaktan başka birşey yapmiyordu, varlığı bile sıkıntı.
'Ela yoksa o oğlanmı ödedi, ban doğruyu söyle kızım?'
Abim gözlerini büyütmüş, kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıp kolumu sımsıkı tutmuştu. Ateş fışkıran gözlerini bana dikmişti bile. Alev alev sıcaklığını buradan hissediyordum.
'Elaa!! Ne diyor babam, ne oğlanıı??!'
Merhaba okuyucularımm, busefer oncekilerden uzun oldu. Multimedia'ya bakmayi unutmayin. Düşündüklerinizi yazarsanız ve beğenme tuşuna basmadan geçmezseniz sevinirimm. Şimdiden teşekkürleer...♡
XXX-x_NuNu_x
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa yolculuk
RomanceÇok duydum hayatım bir günde deyişti diyen insanları. Bir günde hayatmı deyişirmiş, bu mümkün olmasa gerek diye düşünürdüm hep. Aslında yine öyle düşünüyorum, ama sadece bir farkla. Hayat gerçekten yönünü deyiştirebiliyor insanın, aynı benim yönümü...