5 Mart 2027
Lunapark
19.58Korkunç ölümlerin üzerinden geçen 3 ay, takımın yeniden bir araya gelmesi için yeterli olmuştu. Damian ve Eliot hala daha çok iyi değillerdi ama en azından ortalıkta ruh gibi gezinmiyorlardı.
Wade, birlikte olmalarını kutlamak için mükemmel bir fikirle ortaya atladı.
"Haydi lunaparka gidelim!"
Kimse buna hayır dememişti çünkü kendilerini okullarına ve görevlerine verdikleri uzun süre boyunca eğlenmeye vakitleri olmamıştı.
Üzerlerine en hızlı şekilde bir şeyler geçirdiler ve motorlarına binip lunaparka gittiler.
"Hız trenine binelim!" dedi koşucular aynı anda.
"Atış yapalım!" dedi Lian ve Damian'sa.
Lena'nın aklındaysa bambaşka bir şey vardı. "Aman Tanrılarım şu şey de ne? Uzay gemisine benziyor!"
Herkes farklı bir yöne gittiğinde Wade de Amelie'nin elinden tutup onu çekiştirmeye başladı.
"Elimi bırak Wade yoksa seni susuzluktan ölene kadar Sahra Çölü'nün ortasında bir kaktüse oturtup bağlar ve orada bırakırım." Wade kızın diğer elini de tuttuğunda Amelie göz devirdi ve hızlı bir hareketle iki kolunu da kurtardı.
"Özür dilerim ya! Sadece sana pamuk şeker almak istemiştim." diyerek ellerini kendini korumak istercesine başının üstünde tuttu. "Ne olur beni kaktüse oturtma."
Amelie gülmeye başladı.
"Önce ben atacağım." dedi Damian poligona doğru koşarken. Lian'ın da arkada kalır yanı yoktu.
"İkimiz de en iyi olanın ben olduğumu biliyoruz Damian." dediği sırada Damian'a yetişmişti bile.
Poligonun başındaki adama baktılar. Adam, iki çocuğa da garip garip bakıyordu.
"Sizin atlıkarıncaya falan binmeniz gerekmiyor mu?" dediğinde Damian adama onu öldürecekmiş gibi baktı.
"Çeneni kapatıp şu dandik silahını veriyor musun yoksa oraya gelip kendim mi almalıyım?"dediğinde Lian gergince kıkırdadı.
"Arkadaşım demek istiyor ki, acaba biz de oynayabilir miyiz?" Kocaman gülümsemesini de yüzünden eksiltmedi.
Adam 2 tane silah alıp çocuklara verirken nasıl nişan alacaklarını anlatıyordu. Damian kıkırdadı ve silahı havaya kaldırdı.
"Parti başlasın!"
Chloe, buz pistini gördüğünde oraya doğru koştu ve buzdan kendine bir çift paten yapıp kaymaya başladı. Patenci kadın ona korkmuş bir şekilde bakıyordu. Ona bakıp gülümsedi ve kaymaya devam etti. Takımı oldukça sevse de kendine zaman ayırmaya bayılıyordu ve bunun buzlar içindeyken olması daha da hoşuna gidiyordu.
Kısa süre içinde etrafındaki insanların durup onu izlemeye başladığını fark etti ve utanarak yavaşladı. Hala daha ona baktıklarını görünce çıkışa doğru ilerledi ve kapıya ayak bastığı anda patenleri eritti.
Patenci kadın şaşkınlıkla yanına geldiğinde ne diyeceğini merak etmişti.
"Gördüğüm en harina paten kayan genç kızsın." dediğinde Chloe gergince gülümsedi ve kenardan kaçmaya çalıştı. "Eğer çalışmak için bir yer düşünüyorsan, burada başlayabilirsin." dedi.
Chloe sırıttı. "Üzgünüm, daha çok Dünya'yı kurtarmakla meşgul oluyorum."
Lena, uzay gemisine benzeyen şeyi bu kadar sallanacağını bilseydi buna asla binmezdi. Midesi o kadar çok bulanmıştı ve yanlışlıkla çığlık attığında bütün çocuklar kulaklarını tıkamak zorunda kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Young Justice 1: Time Upside Down
FanfictionYıl 2026, DC evreni karmakarışık! Genç kahramanlarımız yeni maceralara atılıyor. Yeni nesil, yeni düşmanlar, yeni güçler! Zaman alt üst olmuş durumda. Acaba genç kahramanlarımız takım olmayı başarıp gerekeni yapacaklar mı ? Dikkat! Bu kitap bol bol...